Anca gidersiniz İblis ve Kimyasal!

Tayyip Erdoğan, bir mesai arkadaşına eleştiri yapılınca, bunların kirli defterleri ortaya çıkarılınca, “yedirtmem” der dururdu. Şimdi yedirtilen yedirtilene! Yolsuzluk soruşturmalarına konu olan bakanların üçü gitti. Bir tek Egemen Bağış, ağa babası başbakanın konuşmalarını kelimesi kelimesine tekrarlayarak siyasi hayata “Papağan Bağış” olarak geçmeyi planlıyor anlaşılan. Tayyip Erdoğan üç gün önce “biz kula kulluk etmeyiz” demiş; Egemen beyefendi büyük hatip olarak “bizim inançlarımızda kula kulluk yoktur” diyor! “Sahibinin sesi” muhtemelen sahibi ile birlikte gitmeyi planlıyor!

Demek ki, şimdilik üç bakanını yedirtti Tayyip Erdoğan! Bu bakanların üçü de önemli. Kendisi has kapitalist bir bakan olan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye işçisini yabancı sermayeye pazarlama müdürü olarak görev yapıyordu. Yabancı kapitalistlere ve devlet sorumlularına, “Türk işçisi uzun saatler çalışır, düşük ücrete talim eder, hastalansa da işe gelir” diye övüyordu işçiyi! Eski TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar “kentsel dönüşüm” denen, toprak rantı peşinde kentleri, tarihi ve doğayı yağmalama operasyonlarının son yıllardaki en önemli ajanıydı! İkisinin de gitmesi bizi ancak sevindirir.

Ama esas önemlisi, Kimyasal Muammer’dir! Gerçek gazetesi, Gezi olayları patlak verdiği günden beri Türkiye’nin hemen her yerinde polisleri halkın üzerine saldırtan, altı canımızı öldürten, polisi sivil sopalı elemanlar halinde Mısır’da Mübarek’in “baltacıları” gibi çeteleştiren, katil Muammer Güler’e, Irak’ta Saddam döneminde Kürtleri Halepçe’de gazlayan generale takılan ada nazire olarak “Kimyasal Muammer” adını taktı ve görevden alınmasını talep etti. İşte şimdi Kimyasal istifa etti. Erdoğan Bayraktar’ın açıklamalarından anlaşılıyor ki Tayyip Erdoğan tarafından istifaya zorlandı. Yani üstü örtülü biçimde görevden alındı.

Bu halkın bir zaferidir. Bunu geçtiğimiz günlerde İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın görevden alınınca bu sütunda yayınlanan “Çapkın Düştü, Sıra Kimyasal Muammer’de” yazısı (http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/capkin-dustu-sira-kimyasal-muammerde) açıklıyor. Hâkim güçler arasında Erdoğan’ın yönetme kapasitesi konusundaki inancı yerle bir eden Gezi patlamasını izleyen halk isyanı oldu. AKP ile cemaatin birbirine girmesinin nedeni de odur. Bu nedenle aynen İstanbul halkının kasabı Hüseyin Çapkın gibi, Türkiye halkını zalimane ezen Kimyasal Muammer’in de düşmesinin esas onuru halk isyanına, “çapulcu”ya düşer.

Kimyasal Muammer’in istifasıyla aynı gün selefi de AKP’den istifa etti. İdris Naim Şahin’e, halk İblis Naim Şahin adını takmıştı. İblis, sayısız olayda halka eziyet etti, Roboski’nin sorumlularındandı, polisi Tayyip Erdoğan’ın muhafız alayı gibi kullanmıştı. 2013 başında, 18 aylık bir görev süresinden sonra, halkın büyük tepkisi dolayısıyla prestiji yerle bir olan İblis görevden alınmıştı. O zaman çok içerlemişti görevden alındığına. Şöyle yazmıştık bu sütunda:

“Görevden alınan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, kendisine yapılan muameleye epey bozulmuş. Bir kere, haberi son anda aldığı belli oluyor. Hiçbir hazırlık yapmadan bir Karadeniz gezisine çıkmış. Görevden alınma haberini, bir toplantının orta yerinde sahnedeyken önüne konulan nottan görmüş. Yüzü fena halde bozulmuş. Sadece o kadarla kalsa: geziyi yarısında iptal ederek Ankara’ya dönmüş. Sonra da demeç verip, 18 ayda kapının önüne konulmasına içerlediğini açıkladı. Çok konuşma, İdris Naim! Sen on sekiz ayda bile elini ne kana, ağzını ne ayıplara bulaştırdın. Görevinin bu süreyle sınırlı olmasına memnun ol. Yoksa ileride tarihin mahkemesinde çok daha fazla hesap vermek zorunda kalacaktın! Yürü bakalım, anca gidersin!” (http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/anca-gidersin).

Görevden alınmasına çok bozulan İblis bugün büyük patrondan intikamını alıyor! Ama böyle intikam daha çok olacak gibi görünüyor!

Şimdi halef selef iki katil birlikte tarihin çöplüğü için hazırlıklarını yapıyorlar. Yağma yok. Daha halka yaptıkları zulmün hesabını verecekler. Geri kalan yıllarını parmaklıkların ardında geçirmeleri için elimizden geleni ardımıza koymayacağız!