Amerika Yemen’i yeniden dizayn ediyor!

Yemen’de 34 yıllık diktatör Ali Abdullah Salih görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Salih görevini yıllardır kendisinin yardımcılığını yapmakta olan Abdurabbu Mansur Hadi’ye terk ediyor. Bu çözüm, başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri tarafından ABD’nin ve Birleşmiş Milletler’in açık desteğiyle geliştirildi. Böylece, Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek için bütün ülkeleri karıştıran, ayaklanan kitleleri kendi adamlarına ve İsrail’e karşı kışkırtan ABD, Yemen’de Ali Veli’yi gönderip yerine Veli Ali’yi yerleştirerek büyük bir zafer elde etmiş oluyor!

Arap devrimi için geliştirilmiş olan ve birçoklarının ne anlama geldiğini bile anlamadan papağan gibi tekrarladığı “ABD’nin Arap dünyasını yeniden dizayn etmesi” teorisi, gün geçmiyor ki yeni bir darbe almasın. Yemen’de bir yıl önce esas olarak gençliğin başlattığı ve sürdürdüğü, ama çok karmaşık bir yapı sergileyen Yemen toplumunun çok çeşitli güçlerinin içinde yer aldığı bir devrim boyunca ABD Ali Salih Abdullah’a hiç sarsılmayan bir destek verdi. Ama bir aşamadan sonra, devrimin kontrol altına alınamayacağı ortaya çıkınca, Yemen diktatörü birçok isyancıyı soğukkanlı biçimde katlederek ABD ve yandaşlarını zora sokunca, Salih’in gitmesi ama rejimin ayakta kalması ilkesi üzerine yerleşen yeni bir yöneliş belirlendi. Bugün gerçekleşen budur.

Salih’in sağ kolu olan Hadi’nin tek başına aday olduğu bir sözümona seçim sonucunda Yemen “demokratik” bir çözüme kavuşmuş oluyor! Bu tür uygulamalara alaylı bir terimle “plebisiter demokrasi” denir. Kenan Evren’in 1983’te cumhurbaşkanı olması da aynı yönteme dayanıyordu! İşte bu komedi ile birlikte Yemen eski hamam halinde yoluna devam ediyor, sadece eski taslardan biri kenara bırakılıyor. Ama gayet özenli bir biçimde. Bu “düzenli geçiş” çözümünün asli bir yönü, eski diktatör Salih’in hiçbir uygulaması dolayısıyla yargılanamayacağı. Arap diktatörleri, emperyalizmin hazırlıksız yakalandığı Mısır’da Mübarek’in yaşadığı aşağılanmadan, kafes içinde yargılanmadan derslerini çıkarmış bulunuyor.

Arap devrimi (emperyalizmin uşaklarının katlettiği Kaddafi bir yana bırakıldığında) üçüncü diktatöre de yol göstermiş oluyor. İşin tek olumlu yanı bu. Devrim şimdilik karşı tarafın bir mevzisinin düşmesine karşılık duralamış olmaktadır. Tabii her şeyin burada durup durmayacağını bilemeyiz. Bunu ancak zaman gösterir. Ama Ortadoğu gericiliğinin kalesi Suudi Arabistan, şimdilik, ABD’nin de desteği ile Bahreyn’den sonra Yemen’de de devrimin yolunu kesmeyi başarmıştır.

Yemen’deki gelişmenin bir olumlu yanı da, “dizayn” teorisinin maskaralığını bir kez daha ortaya koyması tabii. Düşünsenize, kitleleri sokağa dökmek için bu kadar çaba harcıyor ABD, bu kadar risk alıyor. Bütün bunları da Salih’i yollayıp yardımcısını yerine yerleştirmek için yapıyor.

İnsan devrimi tanıyamayınca zaten yolunu şaşırmış demektir.