Dilovası'ndan bir metal işçisi: Ne Mehmet ne Gaye, tek çare sınıf siyasetinde birleşmek!

Dilovası'ndan bir metal işçisi: Ne Mehmet ne Gaye, tek çare sınıf siyasetinde birleşmek!

Merhaba dostlar. Ben Dilovası’nda çalışan bir metal işçisiyim. Eylül ayında Orta Vadeli Program 2024-2026 (OVP) açıklandı. Açıklanan programa göre istibdadın önümüzdeki üç yıldaki dört temel hedefi afet yaralarının sarılması; enflasyonun tek haneye düşürülmesi; yatırım, istihdam, üretim ve ihracat perspektifinde büyüme ve istihdamın devam ettirilmesi ve sosyal adalet ve refahının güçlendirilmesi olarak sıralanıyor. İstibdadın, rasyonel yani akılcı politikalara dönüş yeni ekonomi politikasının sloganı. Demek ki önceki politika akılcı değildi. Ne diyordu faizle ilgili Erdoğan? “Nas var! Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Faiz sebep, enflasyon sonuç…” Merkez Bankasının başına getirdiği Hafize Gaye Erkan “nas” falan dinlemeden “akılcı politikalar” sloganı ile ekonomide faiz artışına gitti. Nas’ a ne oldu şimdi? Eskiden akıl dışı şimdi sözde akılcı politikaları yüzünden işçi sınıfının çektiği ekonomik sıkıntılara yeni yükler bineceği gün gibi ortadadır. OVP ile enflasyonla, işsizlikle, vergilerle, zamlarla her yolla işçiye emekçiye krizin faturasının kesileceği belli. Krizi yaratan biz miyiz yoksa işçisine Türk Lirası ile ödeme yapıp, emeğin ürettiklerini dolarla euroyla satarak büyük kârlar edinen patronlar mı? Son 1,5 yılda 750 milyar lira kâr eden bankalar mı, istibdadın MB ve Hazine’den kur korumalı mevduat aracılığıyla 600 milyar liraya yakın ödeme yaptığı para babaları mı? Eski Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun Seyşeller, Man Adası vb. gibi vergi cennetlerinde kayıt dışı 500 milyar dolar tuttuklarını söylediği patronlar mı? “Mehmet Şimşek’e karışma da işini yapsın. Orta Vadeli Program bir fırsattır.” diyen muhalefetteki Kılıçdaroğlu daha düne kadar iktidar ile kanlı bıçaklıyken sermayenin çıkarları olunca nasılda birlik oluyorlar. Fırsat olan program kıdem tazminatına göz dikilmesi midir? Karışmada işini yapsın dediğin Mehmet Şimşek’in geçmişte “Türkiye'de işgücü reform paketinin yapılması lazım. Kıdem tazminatının yeniden yapılandırılması lazım. Kısmi zamanlı esnek çalışmanın getirilmesi lazım... Kıdem tazminatı konusunda dünyanın en yüksek yüklerinden biri Türkiye'nin üzerinde.” diyerek bahsetmesi midir? Kılıçdaroğlu iktidar olsa o da aynısını yapacaktı. O yüzden Mehmet Şimşek’e bu güzellemeleri. Biz işçiler emekçiler olarak düzen siyasetinde değil sınıf siyasetinde birleşmeliyiz. OVP’de açıkça yer verilmeyen kıdem tazminatının fona devri meselesi Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) adı altında kamuoyuna sunuluyor, 13.414 lira olan brüt asgari ücrete göre kıdem tazminatı tavanı 23.484 lira olarak belirlendi. Kıdem tazminatı tavanı asgari ücretin 1,75 katına kadar indi. Bu oran 1982’de 7,5 kattı. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de yaklaşık 5 kattı. Eskiden tazminatıyla evini, arabasını alabilen işçi şu dönem arabanın yanından dahi geçemezken, TES ile, türlü oyunlar ile tazminat hakkımıza göz dikilmesine hep birlikte ses çıkarmalıyız. En düşük emekli maaşının 7500 TL olduğu bu ekonomide, ne halleri varsa görsünler deyip saraylarda yaşayanların bu düzen siyasetinde, biz işçi emekçilerin sınıf siyasetinde birleşmekten başka çaremiz yok. Bu kriz kârlarındaki yıllık artış yüzde 423’ü aşan firmaların krizidir, emekçi halkı borçlandırarak milyarlarca lira kâr eden bankaların krizidir, para babalarının krizidir, offshore hesaplarında milyarlarca dolar kaçıran patronların krizidir, BU KRİZ SARAY REJİMİNİN KRİZİDİR…

Dilovası’ndan bir metal işçisi