Yunanistan’da Aralık isyanının 1. yılı yaklaşırken faşist saldırı (05-12-2009)

Saldırının ardından bölge halkı derhal harekete geçti ve 21 Kasım cumartesi günü bir eylem gerçekleştirdi. Bölgede Halk Meclisi toplantısı için çağrı yapıldı ve yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda saldırı ve saldırıya karşı yapılacak eylemler tartışıldı. 29 Kasım Pazar günü bir dizi sol örgütün de desteği ile kitlesel bir eylem yapılmasına karar verildi. Yunanistan dışında da başta Dördüncü Enternasyonal'in Yeniden Kuruluş Koordinasyonu (DEYK) üyesi partiler ve örgütler olmak üzere Arjantin ve Meksika'dan Finlandiya'ya, Venezüella ve Uruguay'dan Portekiz'e, İtalya'dan Güney Afrika'ya kadar bir çok ülkenin devrimci Marksistleri de Yannis Yoldaş ve partisi EEK'le dayanışmalarını dile getirdiler. Devrimci İşçi Partisi Girişimi, komşumuzdaki yoldaşlarımıza yöneltilen bu saldırıya doğal olarak ilk tepkiyi veren parti oldu.

 

EEK Merkez Komitesi üyesi olarak ön saflarda yer alan bir devrimci olan Yannis Yanatsis, daha önce de 2007 yılının Temmuz ayında yine aynı bölgede, bir eylem sonrasında, polisle işbirliği halindeki bir grup faşistin, demir sopalarla saldırısına uğramış ve başından aldığı darbeler nedeniyle ciddi bir operasyon geçirmek zorunda kalmıştı. O dönemde halkın güvenliğini hiçe sayarak yapılan bir tren yoluna karşı bölgede yükselen yerel mücadelenin lideri konumunda bulunan Yannis, bugün de Atina'nın simgelerinden birisi olan Akropolis yakınındaki bir tepenin özelleştirilmesine, kapitalist çıkarlar doğrultusunda tarihi bir mahallenin harap edilmesine karşı yürütülen mücadelenin en ön saflarında yer alıyor. İşte bu yüzdendir ki kendi duydukları düşmanlığın itkisiyle Yunan polisinin tetikçisi gibi davranan faşistlerin hedefi haline geliyor. Polis 2007 yılında direk faşistlerle birlikte saldırmıştı, şimdi ise EEK avukatlarının başvurularına rağmen doğru dürüst bir inceleme yapmak için bile evine gelmiyor. Bizde "vatandaşın hassasiyeti" uydurmacası adı altında bizzat devlet tarafından örgütlenen, polisin faşistlerle işbölümü yaptığı, eli sopalı faşistlerle polisin sokakları, köşe başlarını paylaştığı 1 Mayıs'lar ve diğer eylemler düşünüldüğünde ne kadar da tanıdık bir tablo değil mi!

 

Yannis Yoldaş'a yönelik saldırının Yunanistan Aralık İsyanı'nın yıldönümü yaklaşırken gerçekleşmesinin bir anlamı var. Belli ki daha eylemler başlamadan işçilere, devrimcilere, gençlere bir gözdağı vermek istiyorlar. Ama unuttukları bir şey var: Yannis Yoldaş'a yapılan önceki saldırıdan sonra da, EEK'in gençlik örgütünün üyelerine ve binasına yönelik saldırılardan sonra da, bu gözdağının karşısına dikilen EEK'li yoldaşlarımızın ve onlarla dayanışma içindeki devrimcilerin, bugün de aynı yolda yürümeye kararlı olduklarıdır. Geçen yıl 6 Aralık'ta 15 yaşındaki Aleksis'in öldürülmesinin öfkesiyle bütün ülkenin ayağa kalktığı ve günlerce yangın yerine döndüğüdür. EEK bu saldırının ardından ilk yaptığı açıklamada da Aralık İsyanı'nın açtığı yolda mücadeleye devam edeceklerini ilan ediyor. Bize düşen de Yannis Yoldaş'la, kardeş örgüt EEK'le ve kapitalizme karşı sosyalist bir dünya için savaşan tüm işçiler, emekçiler ve devrimcilerle dayanışma halinde mücadeleyi yükseltmektir!

 

Yaşasın Devrimci Dayanışma!

Yaşasın Yunan Aralık İsyanı!

Yaşasın Dünya Devrimi!