Seçimlerde işçi sınıfı seçeneksiz değil (İşçi Mücadelesi - 13-06-2007)

İşçi Mücadelesi, 22 Temmuz seçimlerinde sosyalistlerin Kürt hareketiyle ortak bir zeminde bir araya gelerek işçilerin, emekçilerin, Kürtlerin, ezilen gençlerin, kadınların önüne bir Üçüncü Cephe alternatifiyle çıkabilmesi için üzerine düşen çabayı gösterdi. Fakat böyle bir birlik ancak, işçi sınıfına hitap eden bir programla ve sosyalistlerin kendi aralarında ortak bir tavır geliştirebilmeleriyle mümkün olabilirdi. Bunu sağlama yönündeki çabalarında İşçi Mücadelesi büyük ölçüde yalnız kaldı. Sonuç olarak seçimlere yönelik böyle bir birlik yaratılamamış oldu.

Üçüncü Cephe sandık başında değil, fabrikada ve meydanlarda, işçi sınıfının gücüyle yaratılır. O güç henüz açığa çıkmamış, sosyalistlerin çabasıyla açığa çıkmayı beklemektedir. Gelinen noktada yaşanan olumsuzluklara rağmen seçimler, bu gücün açığa çıkarılması ve Üçüncü Cephe’nin inşası için değerlendirilmelidir ve değerlendirilecektir.

Türkiye işçi sınıfı ve emekçiler, 22 Temmuz seçimlerinde alternatifsiz kalmış değildir. Birçok ilde bağımsız sosyalist adaylar gösterilmiştir ve bunlar, işçi sınıfını burjuvazinin partilerine ve onların peşine takılan güçlere mahkum olmaktan kurtaracak bir seçenek oluşturmaktadır. İşçi Mücadelesi de bu doğrultuda üzerine düşeni yapmış, Türkiye’nin fiili başkenti İstanbul’un 2. seçim bölgesinden Sungur Savran’ı aday göstermiştir.

Sungur Savran sadece İşçi Mücadelesi’nin bir adayı değildir. Tıpkı diğer illerde ve seçim bölgelerinde olduğu gibi İstanbul 2. bölgede de bir dizi sosyalist odak, bağımsız sosyalist adaylar etrafında seçim çalışması yapmak üzere bir araya gelme çabalarına girişmiştir. Sungur Savran bu ortaklığın bir adayıdır.

Savran’ın seçime girmekte olduğu bölgede, bilindiği gibi liberal aydın Baskın Oran ile DTP’nin il başkanı Doğan Erbaş da adaydır. Erbaş’ın adaylığı son dakikada gündeme gelmeden önce, bazı sosyalist gruplar Savran’ın adaylığının oyları böleceği kaygısını belirtmişlerdir. Oran artık “birlik” adayı olmadığına göre bu tartışma bitmiştir, ama öyle olmasaydı bile Oran’ın sadece Batılılaşmış orta sınıfların AB’ci kanadından, bir de ÖDP’lilerden oy isteyeceği ve alabileceği, 2. bölgenin geniş işçi ve emekçi katmanlarına hitap etme zahmetine bile girmeyeceği baştan belliydi. Daha ciddi olan Doğan Erbaş adaylığına gelince: Bu çakışma hiçbir biçimde Kürt hareketinin temsilcilerinin seçilme olasılığını azaltacak, ezilenlerin oylarını bölecek değildir. Sungur Savran etrafında yürütülecek çalışmada, işçi ve emekçilere, sınıf bağımsızlığı yolunda propaganda yapılmasının yanı sıra, Kürt halkının talep ettiği haklarına kavuşmasının, adil ve demokratik bir barışın, bu yolda Kürt adayların meclise girmesinin yakıcı önemi de açık bir biçimde anlatılacak, böylece Kürt hareketinin doğal nitelikleri dolayısıyla erişemeyeceği kitlelerin Kürt mücadelesine yakınlaşması sağlanacaktır. Böylece bağımsız sosyalist aday Sungur Savran etrafındaki çalışma işçi sınıfıyla Kürtlerin ortak mücadelesi yolunda bölücü değil birleştirici bir rol oynayacaktır. Bu adaylık, Üçüncü Cephe yaklaşımının bir kenara bırakıldığı bir ortamda, gerçek Üçüncü cephe adaylığıdır.

Sungur Savran kimdir?

İşçi Mücadelesi’nin ve onun 90’lı yıllardaki öncülü olan Patronsuz, Generalsiz, Bürokratsız Sosyalizm/Sınıf Bilinci (PGBS/SB)’nin deneyimli sözcülerinden olan Sungur Savran, her şeyden önce, işçi sınıfının devrimler yoluyla dünya ölçeğinde kurtuluşu mücadelesine hayatını adamış Marksist bir devrimcidir. Türkiye’deki siyasi çalışmalarının yanı sıra, Cakarta (2002) ve Beyrut (2004) uluslararası savaş karşıtı konferanslarda delege olarak bulunmuş, Buenos Aires, Atina, Moskova, New York, Paris gibi kentlerde siyasi toplantılara katılmıştır. Siyasi çalışmalarının yanı sıra 90’lı yılların başından günümüze sendikal hareketin eğitim faaliyetlerine yoğun olarak katkıda bulunmuş, Petrol-İş, Hava-İş, Birleşik Metal, Selüloz-İş, Eğitim-Sen gibi sendikalarda eğitmen olarak görev almıştır. Savran, eski üniversite öğretim üyesi ve yazardır. Yazar veya derleyici olarak Dünya Kapitalizminin Krizi (1987), Türkiye’de Sınıf Mücadeleleri (1992), Avrasya Savaşları (2001) ve 2000’li Yıllarda Türkiye (2003) başlıklı kitapları yayınlanmıştır. Yapıt, Onbirinci Tez ve Sınıf Bilinci dergilerinin yayın kurullarında görev yapmış, Özgür Gündem geleneğinde yayınlanan gazetelerde 1993-2004 arasında köşe yazıları yazmıştır. Halen Devrimci Marksizm dergisi yayın kurulunun ve Praksis dergisi danışma kurulunun üyesidir. Sungur Savran 12 Eylül sonrası işçi sınıfı ve sosyalist hareketin üzerindeki ölü toprağını henüz atamadığı bir dönemde, 1987 genel seçimlerinde bir dizi sosyalist akımın bir arada yürüttüğü Bağımsız Sosyalist Kampanya çerçevesinde, İstanbul’un Eyüp, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa, Silivri seçim bölgesinde milletvekili adayı oldu. Daha sonra, PGBS/SB’nin 90’lı yılların başında ortaya attığı “Emek ve Özgürlük Cephesi” taktiğinin Kürt hareketi ve başka sosyalist bileşenlerce benimsenmesinin ardından 1995 genel seçimleri öncesi kurulan Emek, Barış, Özgürlük Cephesi adına Kocaeli’nde HADEP listesinden ikinci sırada aday gösterildi.

Seçim çalışmasının ana noktaları

Bugün de İşçi Mücadelesi, işçi sınıfının burjuvaziden bağımsızlaşarak kendi cephesini kurması ve en temel hakları için mücadele eden Kürtlerle el ele vermesi için mücadele ediyor. Sungur Savran’ın adaylığı etrafında, İstanbul’un, işçi ve emekçilerin yoğun olarak bulunduğu Kağıthane, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa, Sarıyer gibi ilçeleri kapsayan seçim bölgesinde yürütülecek çalışma, esas olarak bu cephenin kuruluşu çalışmalarına hizmet edecek. Seçim çalışması, işçi sınıfının en acil ve yakıcı sorunlarından hareket edecek. İşçilere ve emekçilere açık ve somut talepler içeren bir seçim programı götürülecek. Bunun yanında İşçi Mücadelesi elbette ki, işçilere ve emekçilere, hakim sınıfların emperyalistlerle işbirliği içinde yönelttiği gerici saldırıları nihai olarak püskürtmenin ve devrimci bir çözüme yönelmenin ancak ve ancak, ülke çapında bir Devrimci İşçi Partisi’nin, dünya ölçeğinde ise bir Enternasyonal’in kuruluşuyla mümkün olduğunu anlatacak ve onları bu partinin kuruluşuna katılmaya çağıracak.