Aydın, akademisyen ve sanatçılardan THY direnişine anlamlı destek

(08/06/2012) THY işçilerinin sivil havacılık iş kolunda hükümetin grev yasağına karşı başlattığı direnişin 11. gününde, Aydınlar, akademisyenler ve sanatçılar tarafından işçilere destek ziyareti gerçekleştirildi. Aydınlar, akademisyenler ve sanatçılar, işçiler tarafından alkış ve sloganlarla çoşkulu bir biçimde karşılandı.

Akademisyenler adına İ.Ü. İktisat Fakültesi’nden Doç.Dr. Hakan Ongan bir konuşma yaptı ve kendisinin de yirmi yıl önce havaalanında bir işçi olduğunu söyleyerek, havacılık sektöründe çalışan işçilerinin bir direniş geleneği olduğunu bildiğini ve işçilerin hükümete geri adım attıracaklarından kuşkusu olmadığını belirtti. Hakan Ongan akademisyen aydın ve sanatçıların aşağıda tam metnini yayınladığımız imza kampanyası işçilerle paylaştı. Hakan Ongan’ın konuşması sık sık alkış ve sloganlarla kesildi. Ongan’dan sonra, İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları derneği adına konuşan Aslı Öngören şehir tiyatrosu oyuncularının selamı getirdiğini söyledi ve tiyatrolara yönelik saldırılar ile THY çalışanlarının grev hakkının gasp edilmesinin aynı sürecin parçalarını olduğunu vurguladı. İmza kampanyası ve THY ile dayanışma faaliyetlerinde yer alan yoldaşımız Levent Dölek de bir konuşma yaptı. Dölek, THY işçilerinin yanına sadece akademisyen ve aydın kimliği ile değil esas olarak aynı sınıfın parçası emekçiler olarak geldiklerini ifade etti ve sivil havacılıkta grev yasağı getiren ısmarlama yasanın tüm burjuvazinin çıkarlarını yansıttığını ve bunun bir sınıf saldırısı olduğunu vurguladı. Levent Dölek sınıf mücadelesinin uluslar arası karakterinin önemine işaret ederek kampanyanın uluslar arası ayağı ile bilgi vermek üzere sözü, İstanbul Üniversitesi’nden Yrd.Doç.Dr. Nilgün Ongan’a verdi. Nilgün Ongan, THY işçilerinin direnişine dair uluslararası destekten söz etti. Ongan aydınlar, akademisyenler ve sanatçıların imzaladığı destek metninin diğer ülkelerden de imzacılar içerdiğini belirtti. Ayrıca uluslar arası destek için, konunun muhatabı olabilecek kişi ve kurumlara, gönderilen mektuplara karşılık aldıklarını söyleyen Ongan, konunun İspanya Parlamentosu’nda bir milletvekili tarafından gündeme getirileceğini; THY ile sponsorluk anlaşması bulunan Barcelona kulübünün sponsorluk anlaşmasını yeniden gözden geçireceğini belirtti. Nilgün Ongan’ın açıklamaları büyük bir coşkuyla karşılandı.

Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin de yaptığı konuşmada AKP’nin canını yaktığı herkesin artık sokağa çıkmanın tek çıkar yol olduğunu görmeye başladığını, Hava-İş’in ve THY işçilerinin bir kıvılcım yaktığını ve tüm emekçileri ortak yürümeye çağırdığını söyledi. Ayçin, THY işçilerinin aldığı ücretleri gündeme getirerek işsizleri ve düşük ücret alan emekçileri kışkırtan THY yönetiminin kâr hırsını, savurganlığını ve lüks düşkünlüğünü örnekler vererek teşhir etti. Buna karşılık THY işçisinin uluslar arası muadillerine göre düşük ücret aldığını ifade eden Ayçin’in THY yönetimi ve AKP için söylediği “gözünüzü toprak doyursun” sözleri büyük alkış topladı.

Ziyaret direnişçi işçilerle mücadelenin geleceğine yönelik olarak yapılan sohbet ve fikir alışverişi ile sona erdi. Aşağıda imza kampanyasının ve Barcelona’ya gönderilen mesajın tam metinlerini yayınlıyoruz.

İmza kampanyasının tam metni:

Grev yasağını kabul etmiyoruz! Hava-İş ve THY işçisinin yanındayız!
Havacılık sektöründe grev yasağı getiren yasanın TBMM’den geçmesi sadece hukuki bir yanlış değil yasama yetkisinin işveren lehine ve işçilerin aleyhine olmak üzere kötüye kullanılmasıdır.
Gerek yasanın gerekçe metninde gerekse de hükümetin açıklamalarında grev yasağına iki temel gerekçe sunulmaktadır. Bunlardan birincisi büyümekte

olan bir firma olan THY’nin çıkarlarını gözetmek ikincisi ise grev durumunda işkolunun özellikleri gereği son derece kalifiye olan çalışanların yerine yeni işçi bulunmasının zorluğudur. 
Bu gerekçelerden ilkinin tercümesi hükümetin THY işvereni lehine toplu sözleşmesine gayr-i meşru müdahalede bulunmak işçinin elindeki tek pazarlık gücü olan grev hakkını ortadan kaldırmak, Hava-İş sendikasını etkisizleştirmek üzere işverenin ısmarlamasıyla yasa yapmaktır. İkinci gerekçenin tercümesi ise havacılık işkolunda grev kırıcılığın zor olduğu dolayısıyla işverenin çıkarlarını korumanın yolunun grevi yasaklamaktan geçtiğidir.
Hükümet ve meclisteki AKP çoğunluğu açıkça THY işçisinin haklarını çiğneyerek işverenin safında yer almaktadır. Böylece sendikal hak özgürlükler konusunda kazanılmış hakların ortadan kaldırılmasını içeren 12 Eylül darbe rejiminin bile ötesine geçilmiştir. Bu grev yasağının uygulamaya konması diğer sektörlerdeki sendikalara karşı da aynı yöntemin kullanılmasının önünü açacaktır. Aşağıda imzası olan aydın, sanatçı ve akademisyenler olarak bizler ise bu süreçte kesin bir şekilde Hava-İş sendikası ile THY ve tüm sivil havacılık işçilerinin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz. Grev yasağının derhal iptal edilmesini, en temel hak ve özgürlüklerini kullandıkları için işten çıkarılan işçilerin geri alınmasını talep ediyoruz.
Bundan sonra Hava-İş sendikasının yapacağı tüm eylem ve etkinlikleri destekleyeceğimizi ve tüm sivil havacılık işçileriyle dayanışma içinde olacağımızı belirtiyor ve başta Türk-İş ile bağlı sendikaları olmak üzere tüm emek ve meslek örgütlerini işçilerin haklı mücadelesini desteklemeye çağırıyoruz.

Barcelona yönetimine hitaben hazırlanan e-posta kampanyasının metni:

Barcelona Kulübü’ne yıllardır birçok alanda milyonlarca takipçisi olan, dünyanın en prestijli kulüplerinin başında gelmektesiniz. Ancak bu ününüz Türkiye’de önemli ölçüde yok olma tehlikesi altında. Nitekim ana sponsorlarınızdan THY’de dünyada eşi benzeri görülmemiş bir olay yaşanmaktadır. THY’ de çalışanların grev hakları ellerinden alınmıştır. Bu yasaklamaya karşı eylem yapan 305 THY işçisi işten atılmıştır. THY ile olan ilişkilerinizde bu durumu da gözden geçirerek bizlerin hayran olduğu bir kulübe yakışır şekilde davranın.