Antalya’da bir turizm işçisi kör oldu!

Antalya’da turizm işçisi olarak çalışan Ümmü Batık’ın başına gelenler turizm sektöründeki çalışma koşullarının kötülüğünü bir kez daha gösterdi. 25 Şubat 2010 tarihinde otel yönetiminin verdiği temizlik malzemeleriyle temizlik yaparken kendisine kullanması için verilen kimyasal maddenin etkisinden dolayı gözleri kör olan Ümmü Batık'ın hikayesi, turizmde sömürünün ve çalışma koşullarının bir göstergesi.

Batık, 28 Şubat 2010 tarihinde müdürünün yanına çıkıp sağlık durumunu anlattığında aldığı cevap “tamam git o zaman” oldu. 28 Şubat itibariyle tedavi süreci başlayan Ümmü Batık’ın gözlerinin temizlik malzemelerinden kör olduğu anlaşılınca otel yönetimi tarafından 3 gün işe gelmediği gerekçesiyle işten çıkarılarak tazminat hakkı elinden alındı. Bu olayın sonuna kadar mücadele edeceğini belirten Ümmü Batık, gazetemize verdiği röportajda 13 yıl boyunca turizm sektöründe çalışan bir işçinin yaşadığı olayları ve mücadele sürecini anlattı. Aşağıda bu röportajdan bir bölümü yayınlıyoruz:

 

Gerçek (G): Kendinizi tanıtır mısınız? Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?

Ümmü Batık (Ü.B.): Adım Ümmü Batık. 13 yıldır Turizm sektöründe çalışıyorum.

G.: Hangi otelde çalışıyordunuz?

Ü.B.: Clup Hotel Phaselis Rose'da

G.: Başınızdan geçen olayı anlatır mısınız ?

Ü.B.: Tekirova’da otelde temizlik yapıyorduk. İki kişi önden duvarları ıslak bezle silerek gittiler, üç çeşit ilaç karışımı yapıldı. Onlar dökerek gitti, ben sert fırça ile fırçaladım, vakum makinasıyla çektim. Ardından üç gün gözyaşı döktüm. 28 Şubat günü yemekhaneye girdim, kahvaltı salonunda gözüm görmemeye başladı. Orada şeflerin ofisine çıktım, şeflerimin ikisi de ordaydı. Davut beye, “ben sizi göremiyorum, herhalde kör oldum” dedim. Kendisi de “o zaman sen gidebilirsin” dedi. Aşağı indim, param da olmadığından, teknik servisteki birinden 10 TL para alarak otobüse bindim. Kısmen görebiliyordum ve Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne doğru yola çıktım.

G.: Tedavi süreci nasıl başladı?

Ü.B.: Orada bana bir serum taktılar, ağrı kesici bir de iğne yaptılar. Ağrılarım şiddetliydi. Hastaneden çıktıktan sonra eve geldim. Kızım ve kardeşlerim geldi, tekrar saat 16.30 gibi Devlet Hastanesi’ne gittik. Orada da ağrı kesici verildi, ama ağrı kesicinin bir etkisi yoktu. Sabah tekrar eve geldik. Başka bir hastaneden randevu almıştım. Bu arada, gözlerim zaten fazla görmüyordu, birden hiç görmemeye başladı. Bu olaydan sonra üç gün hiçbir şey görmedim. Birçok hastaneye gittim ve muayene edildim. 25 gün kadar hastanede yattım. Doktorlar ilaç kullanmamı söylediler, fakat ilaçlarım bulunamadığı için üç gün sonra tedaviye başladılar. Patronum Selçuk Ecza Deposu’nun sahibi, müdürümden ilaçları bulmasını rica ettim. O da tamam ben ilgilenirim dedi. Fakat bir hafta geçmesine rağmen ilaçlarım temin edilmedi. Daha sonra doktorum benden kullandığım temizlik malzemelerini istedi. Bende otele söyledim.

G.: Otel yönetimi malzemeleri gönderdi mi?

Ü.B.: Otelin gönderdiği malzemeler benim kullandığım malzemeler değildi. Hastanede verilen ilaçlar yüzünden şekerim yükseldi. Otel yönetimi bunu fırsat bilerek sahte rapor düzenledi ve gözlerimin şekerden kör olduğu iddia edildi.

G.: Buna karşı tepkiniz ne oldu?

Ü.B.: Üç tane dava açtım. Ceza davası, iş kazası davası ve kıdem ihbar tazminatı davası.

G.: Otel yönetimi tarafından herhangi bir taciz yada hakarete uğradınız mı?

Ü.B.:  Evet. Bana söylemedikleri hakaret kalmadı.

G.: Peki şuan gözlerinizin durumu nasıl?

Ü.B.: Sağ gözüm çok az görüyor sol gözüm hiç görmüyor. Sağlık durumum çok kötü, psikolojim bozuldu.

G.:  İşten çıkarıldığınızı nasıl öğrendiniz?

Ü.B.: Kargoyla bir kağıt geldi. Kağıtta üç gün işe gelmediğim için çıkarıldığım yazıyordu.

G.: Sendikayla nasıl iletişime geçtiniz?

Ü.B.: Onlar olayları duymuşlar ve süreç içinde bana yardımcı olmaya çalışıyorlar.

G.: Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Ü.B.: Hakkım olanı istiyorum ve sonuna kadar mücadele edeceğim.