Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda greve bir kala

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) çalışan maden işçilerini kapsayan 27. dönem toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde toplam 11 maddede anlaşma sağlanamayınca arabulucu sürecine girildi. TİS görüşmelerinde işçileri temsil eden Genel Maden İşçileri Sendikası’nın (GMİS) açıklamasına göre anlaşma sağlanamayan maddeler, başta ücretler olmak üzere, sosyal ödemeler, primler, konut kira bedeli, işini yapamaz raporu alan işçiler gibi konuları kapsamaktadır.

Uzlaşma sağlanamayan asıl konu özel olarak bu dönem uygulanacak ücretler olsa da genel olarak maden işçisinin çözüm bekleyen sorunları ne sadece bu dönemle ne de bu dönem uygulanacak ücretlerle sınırlıdır.

Bilindiği gibi 30 yılı aşkın bir süredir TTK özelleştirme saldırısı altında. 1990 yılında toplu sözleşme görüşmelerinde uzlaşma sağlanamadığı için maden işçileri greve çıkmıştı. İşçilerin taleplerini karşılamak yerine TTK’nın özelleştirileceği açıklanınca maden işçisi mücadelesini büyütmüş ve 1991 yılının başında Ankara’yı hedefine koyan Büyük Madenci Yürüyüşü’nü başlatmıştı. Maden işçisi o dönem için özelleştirme saldırısını bertaraf etse de iktidara gelen her hükümet TTK’yı özelleştirmek için fırsat kolladı.

Asıl sorun özelleştirme ve rödovans

Özelleştirme uygulamalarında açık ara birinci olan AKP hükümeti, TTK’nın özelleştirilmesini şimdi yeniden gündeme getirip duruyor. Hatta bunu Karadon müessesesi için gönderdiği özelleştirme yazısıyla açıkça ilan etti. Maden işçisi, 14 Temmuz 2016 günü Zonguldak’ta gerçekleştirdiği eylemde, başındaki sarı baretleri çıkarıp yere vura vura “Hükümet şaşırma sabrımızı taşırma” diyerek hükümete ciddi bir uyarıda bulunmuştu.

Bu uyarı AKP’nin bir adım atmasını engellese de tehlikeyi bütünüyle ortadan kaldırmadı. Şimdi de maden işçisine müjde olarak “Milli Enerji ve Maden Politikası” adı altında rödovans sistemini gösteriyorlar. 2002 yılı sonrasında meydana gelen Soma’dan Ermenek’e, Şirvan’a kadar büyük maden kazaları taşeron veya rödovans uygulamasının olduğu ocaklarda meydana geldi. 30 Mayıs günü Zonguldak/Gelik’teki göçüğün yaşandığı ve iki maden işçisinin öldüğü maden ocağı rödovans sistemiyle işletiliyor. Ölüme açıkça davetiye çıkaran rödovans sisteminin hangi yönü maden işçisine müjde olabilir ki?

“İşçi alınsın üretim artsın”

Maden işçisi “İşçi alınsın, üretim artsın” diyerek yıllardır kuruma işçi alınması talebini dile getirmeye çalışıyor. Çalışıyor diyoruz, çünkü bu yolda atılan tüm adımlara karşılıksız kaldı, önündeki kapılar bir bir kapandı. GMİS, görüşme talep etti, bakanlık randevu bile vermedi. Maden işçisi referandum çalışması için Zonguldak’a gelen Tayyip Erdoğan’a bu konuda seslenmek istedi, maden işçisinin aldığı cevap “sözümü kesme” oldu.

Özelleştirmenin gölgesinde görüşmeleri gerçekleşen bu toplu iş sözleşmesi, sadece TTK’da çalışan 8 bin maden işçisinin 2018 sonuna kadar alacakları ücretleri ilgilendirmiyor. Aynı zamanda bütün maden işçilerinin geleceğini de ilgilendiriyor. “İşçi alınsın” talebine yönelik hükümet hiçbir adım atmamışken, toplu sözleşme görüşmelerinin konusu sadece anlaşma sağlanamayan 11 maddeyle sınırlı olmamalıdır. İşçilerin talepleri ortada ve sorunları can yakıcı bir şekilde aciliyetini koruyor. Arabulucu sürecinde uzlaşma sağlanamazsa, sendika grev kararı almalı ve maden işçisinin “İşçi alınsın” talebine kayıtsız kalan devlete sesini anayasal hakkı olan grev silahını kullanarak duyurmalıdır. Maden işçisi taleplerinin karşılığını üretimden gelen gücünü kullanarak alacaktır.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2017 tarihli 93. sayısında yayınlanmıştır.