Tank Palet’in özelleştirilmesine karşı Birleşik İşçi Cephesi!

Sakarya tank paleti fabrikası

Sakarya’da bulunan Tank Palet fabrikasının Katar ortaklı BMC şirketine adeta bir yeni yıl hediyesi olarak bedavaya nasıl peşkeş çekildiğini gazetemizin Şubat sayısında ele almıştık. AKP hükümeti Cumhurpatronluğu rejiminin sağladığı olanaklardan biri olan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile fabrikayı özelleştirmişti. Türk-İş’e bağlı Türk Harb-İş sendikasında örgütlü olan Tank Palet fabrikası işçileri bu karara tepki gösterdiğinde ise Amerikan liyakat madalyası sahibi Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yanına Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ve Kara Kuvvetleri Komutanı Ümit Dündar’ı alarak vatanı savunurmuşçasına işçilerin tepkisini bastırmaya gitmişti. Fakat işçiler bu baskılara boyun eğmediler ve ilk günden beri özelleştirme kararına karşı mücadele ediyorlar. Kararın alınmasından hemen sonra yemekhanede ses çıkarma eylemi yapan işçiler, 19 Ocak’ta ise Sakarya’da on beş bin kişinin katıldığı bir miting düzenlediler ve “Peşkeşe hayır”, ”Türkiye uyuma fabrikana sahip çık” sloganlarını atarak özelleştirmeye karşı mücadelelerinde ne kadar kararlı olduklarını gösterdiler.

Özelleştirme bir sınıf taarruzudur

Tank Palet fabrikasının özelleştirilmesi bir fabrikanın sermayeye peşkeş çekilmesinden daha fazlasıdır. Patronlar dünya çapındaki ekonomik krizin sonucu olarak bir çıkmaza girmiş durumdalar. Bu krizden işçi sınıfına saldırarak ve kazanılmış haklarını bir bir elinden alarak çıkmaya çalışıyorlar, onlar için bu krizden kurtuluşun tek yolu bu. Şeker fabrikalarını özelleştirdikten sonra sendikalaşmak isteyen Cargill işçilerini işten atmaları da tank palet fabrikalarını özelleştirmeleri de bu saldırının bir parçası. Burjuvazinin kriz programı işten çıkarmalardan, kıdem tazminatını gasp etmekten, işsizlik fonunu yağmalamaktan, sendikal hakları gasp etmekten geçiyor. Öyleyse işçi sınıfı da bu saldırıya kendi programıyla cevap vermelidir. İşçi sınıfının krizden çıkış programı kamulaştırmadır, dış ticarette devlet tekelidir, borsanın ve dövizin yasaklanmasıdır. Bu programı uygulamak için de çalışan, işsiz, sendikalı, sendikasız ayrımı yapmadan bir sınıf olarak mücadele edilmelidir. Bir sınıf olarak mücadele etmenin yolu ise birleşik bir işçi cephesi oluşturmaktır.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2019 tarihli 114. sayısında yayınlanmıştır.