Sendikalar zorunlu BES’ten çıkışı örgütlesin! Krizin bedelini emekçiler ödemesin!

Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi 1 Ocak 2017 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. Hem işçileri hem de kamu çalışanlarını kapsayan bu uygulama ile çalışanların prime esas kazançlarından her ay yapılacak %3’lük bir kesinti, bireysel emeklilik şirketlerinin oluşturduğu fonlara aktarılacak. Dahası, Bakanlar Kurulu’nun %3’lük tutarı 2 katına çıkarma yetkisi bulunuyor. Tasarruf yalanıyla emekçilerin cebinden zorla alınıp oluşturulacak bu fonla sermayeye aktarılacak bir kaynak daha yaratılmış olacak.

Zorunlu BES, kıdem tazminatını fona devretmenin ön hazırlığıdır

İşverenler yıllardır işçilerin kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırmak istiyor. Eğer bugün tüm çalışanları kapsayan Zorunlu BES’e müsaade edilirse, bu sistemle birlikte, kıdem tazminatını da fona devretmek ve tamamen ortadan kaldırmak için bir zemin yaratılmış olacaktır.

Zorunlu BES, kamusal emekliliğin tasfiye edilmesidir

Mevcut Sosyal Güvenlik Kurumunda (SGK) işçi, devlet ve işveren katkısı bulunuyor. Zorunlu BES’te işverenin herhangi bir katkısı olmayacak. Devletin göstermelik katkısından yararlanabilmek için de 10 yıl sistemde kalma ve 56 yaşını doldurmuş olma zorunluluğu var. Ancak 10 sene sonra ne olacağı belli değil. Eğer bugün Zorunlu BES’e müsaade edilirse zaman içerisinde kamusal emeklilik de tasfiye edilerek SGK’nın tamamen özelleştirilmesinin yolu açılmış olacaktır.

Fonların akıbeti

Ülkemizde de dünyada da bu tarz fonların akıbeti ortadadır. Özellikle kriz koşullarında başına neler gelebileceğini hayal etmek zor değil. Biz bunları tasarruf teşvik fonu, konut edindirme fonu, işsizlik sigortası fonu gibi fonlardan biliyoruz. 2008’de ABD’de yaşanan krizde ilk iflas eden şirketler çoğunlukla bireysel emeklilik şirketleri olmuş ve buradaki birikimler tamamen heba olmuştur. Bu kriz ortamında bu fon da diğerlerinden farklı olmayacaktır.

Unutmayalım, bu yasa, tasarı halindeyken herkesten gizlendi ve çok hızlı bir şekilde bir gün içinde komisyondan geçti ve ertesi gün TBMM genel kurulunda kabul edildi. Hatta tasarı komisyonda görüşülürken “Sosyal tarafları hiç dinlemeyecek miyiz?” sorusuna komisyon başkanı “Sosyal taraflar zaten medya üzerinden söylediler, onların ne söylemek istediklerini biliyoruz.” diyerek sendikalara söz hakkı dahi verilmedi.

Sözünü söyleme sırası emekçide

Bu yasa meclisten geçti diye, yapılacaklar bitmiş değil. Çalışanların sisteme dâhil edildikleri tarihten itibaren hiçbir kayıp yaşamadan 2 ay içerisinde cayma hakkı bulunuyor.

İşverenler bu krizden çıkmak ve bunun faturasını toplu bir şekilde emekçilere ödetmek için planlar yaparken, işçilerin zorunlu BES’ten cayma hakkı da bireysel düzeyde kalmamalı. Bu toplu saldırıya karşı emekçilerin tepkisi de toplu olmalı ve sendikalar BES’ten toplu çıkışı örgütlemelidir.

Krizin faturasını işçi sınıfına ödetmelerine müsaade etmeyelim!

Bireysel emeklilik soygununa karşı işçilerin cayma hakkını toplu ve örgütlü hale dönüştürelim!