Metal fabrikalarından haberler Eylül 2020

Metal

“Metal Fabrikalarından Haberler” köşesinde, metal sektöründe çalışan işçi arkadaşlarımızın fabrikadaki deneyim ve mücadelelerini aktarmaya devam ediyoruz.

Tofaş işçilere yıllık izni bile çok gördü! - Bursa Tofaş’tan bir işçi

Tofaş’ta uzun zaman sonra ilk kez yıllık izinler çok kısa kullanıldı. Üretimin yoğunluğundan dolayı 8 günü yıllık izin olacak şekilde bayramla beraber 12 gün izin kullanıldı. Geriye kalan izinler ise ne olacak belirsiz. Yüksek ihtimalle Ekim ayından sonra işler yavaşlayınca haftada 3 gün çalışma olur ve izinler burada kullandırılır. Bu yıl çok sayıda çalışan memleketine gidemedi. Yılda bir kez bile memleketine gidemeyen, ailesini, sevdiklerini göremeyen işçiler için sendika bu konuyla ilgili hiçbir şey yapmadı ve yine sınıfta kaldı. Her zaman ki gibi işçinin aleyhine olan olaylarda sus pus oldu. Üretim son zamanda yoğunlaştı. Pandemi de giderek artıyor. Bu sıcakta 10 saat çalışmak, iş güvenliği kuralları, fabrika kuralları, pandemi kuralları işçilerin psikolojisini bozmuş durumda. Maskesiz çalışmak, sosyal mesafeye uymamak disiplin suçu oldu. Elbette kendi sağlığımız ve bizimle birlikte çalışan işçi kardeşlerimizin ve ailelerinin sağlığı için kurallara uymak şart fakat bunu ilerleyen zamanlarda işçi çıkarmak için bahane olarak kullanırlarsa şaşmamalı.

 

Ne köleyiz ne de mahkum! - Dilovası BMS Metal’den bir işçi

Merhaba dostlar, yoldaşlar. Ben Gebze Dilovası bölgesinde tel üretimi yapan bir fabrikada çalışıyorum. Galvanizli tel üretimi yapan birçok fabrika gibi oldukça ağır koşullarda ve yoğun bir mesai sisteminde çalışıyoruz. Haftalık izinlerimizin bile lüks olarak görüldüğü ve ağır çalışma koşullarına karşı en ufak bir tedbirin alınmadığı bu çalışma düzeni yetmezmiş gibi son üç-dört aydır fabrikada adeta sıkıyönetim ilan edilmiş durumda. Bundan aylar önce, can güvenliğini hiçe sayan patronlara karşı işçiler delil amacıyla fabrika içinden ölüm tehlikesine yol açacak durumları kayda almıştı. Bunu fark eden yönetim ise fabrikada cep telefonlarını yasakladı ve buna itiraz eden yaklaşık 20 işçiyi ise iftiralarla işten çıkardı. Bununla da yetinmeyen yönetim fabrikada işçilerin ihtiyaçlarına ve tüketimlerine kısıtlar koyarak hem fırsattan istifade kazançlarını arttırdı hem de yasak üstüne yasak getirerek fabrikayı adeta hapishaneye çevirdi. 12 saatlik mesaimiz boyunca eşimize, dostumuza ve çocuklarımıza ulaşamaz hale geldik, maaşlarımız geç yatmaya başladı, mesailerimiz eksik gösteriliyor, neredeyse her gün iş kazasının yaşandığı bu fabrikada kan akan yaraları durdurmak için bir sargı bezi bile bulamıyoruz. Tüm bu insanlık dışı muamele bizim kaderimiz değil, değiştirmek bizim elimizde. İşçiler olarak önce fabrika ölçeğinde sonra da tüm ülke çapında örgütlü bir güç haline gelemediğimiz sürece patronların bu saldırısı bitmez, bu kara düzen son bulmaz. Tüm bu dayatmalara, yasaklara ve kelle koltukta çalışmaya son vermenin yolu sendikalaşmaktan ve örgütlü bir şekilde masaya yumruğumuzu vurmaktan geçiyor!

 

Birlikte daha güçlüyüz! - Gebze'den bir metal isçisi

Merhaba yoldaşlar, ben bir metal işçisiyim. Maaşlarımız ve çalışma şartlarımız sendikasız yerlerde çok kötü durumda. İşimiz ağır ve yorucu ama geçindirmek zorunda olduğumuz ailelerimiz ve bakma yükümlülüğü taşıdığımız insanlara sahibiz bu yüzdendir ki her koşulda çalışmaya mecbur bırakılıyoruz. Bazen birlik olabiliyor ve kendimizi koruyoruz, bazen birlik olmamıza gerek patronlar gerek patronlara tanınan haklar yüzünden engel olunuyor. Her ne koşulda olursak olalım birlik olmaya birbirimizi korumaya ihtiyacımız olduğunu kendimiz iyi şartlarda olsak bile bazı yoldaşlarımızın şartlarının kötü olduğunu unutmamamız lazım. Örgütlenelim, birlik olalım ve sesimizi duyuralım çünkü biz birlikte daha güçlü oluyoruz, birlikte attığımız adımlar daha güçlü basıyor. Aldığımız her zafer ile bir sonraki zafere daha sağlam ve daha hızlı adımlar ile yürüyelim. 30 Ağustos Zafer bayramımızın tüm yoldaşlarımıza bu yolda bir çağrı ve kılavuz olması dileği ile başarılar.

 

Kapitalizm koronavirüsten daha tehlikelidir! - Bursa OYAK Renault’tan bir işçi

Yaklaşık bir aylık yıllık izinden sonra üretime başladık. Fabrika açılır açılmaz koronavirüs pozitif çıkan kişi sayısı artmaya başladı. OYAK Renault yönetimi gizlemeye çalışsa da birçok bölümde saklanamayacak kadar sayılar artmaya başladı. Giderek de artmaya devam ediyor. Patronlar için koronavirüs, işçileri ücretsiz izne gönderebilmektir. İşçilere yıllık izinlerini zorla kullandırmak, krizden kaynaklı işten atmayı planladıkları işçileri rahatlıkla işten atmaktır. Grevleri, toplu sözleşmeleri, sendikalaşma süreçlerini koronavirüs bahanesi ile engellemektir. En önemlisi de işçiler arasındaki bağları ve dayanışmalarını kopararak örgütlenmelerini engellemektir. Yaşadığımız sıkıntılara karşı mücadele etmek istediğimizde ise protesto ve gösteri de yasaklanıyor. Bunlara baktığımızda asıl tehlikenin koronavirüs değil sömürü sistemi kapitalizm olduğunu görürüz. Sömürü düzenini yok etmek için mücadele etmek zorundayız!

 

Örgütlü mücadelemize devam edeceğiz - Gebze HT Solar’dan bir işçi

Tüm işçilere selam olsun.

Tüm dünyayı etkisi altına alan covid 19 salgını maalesef işçileri derinden vuruyor. İşyerlerinden aldığımız haberler bizleri üzüyor. Fabrikalarda maalesef çarklar dönsün diye üretim tam gaz devam etmekte. HT Solar’da olduğu gibi. Henüz hiçbir vaka olmamasına rağmen rehavete kapılarak sanki salgın yokmuş gibi patronlar, işçilere üretim baskısı yapmakta. Bu baskılar tamamen çarkların dönmesi için.

Yönetimden talep ettiğimiz birçok haklı talebimiz hemen hemen covid-19 bahanesi ile geri çevrilirken, yönetimin üretim devam etmesi için uyguladığı her yöntemde salgın gözardı edilmektedir. En yakın zamanda yaşanan, biz işçiler bir yıl boyunca yıllık izinimizi çocuğumuzla, ailemizle geçirmenin hayalini kuruyorduk fakat HT Solar yönetimi izin dönemini ilk başlarda Eylül ayı olarak belirledi yani izinleri okulların ilk açılma tarihine denk getirmeye çalıştı. Bahaneleri, “işimiz var, çalışmamız gerekiyor”. Yani yine çarkların dönmesi gerekiyormuş. Örgütlü bir şekilde karşı çıktık ve sendikamızın da baskısı ile kurban bayramının sonuna 5 gün ilave yıllık izin eklendi. Geri kalan izinlerin de Eylül ayı içerisinde verileceği söylendi. Eylül ayı geldi çattı ama hala yönetimden bir ses-seda, plan yok.

Patron tarafı bizlerin isteklerini yok saymaya devam ediyor. Düğünü, cenazesi olanlara ya da önemli işi olan arkadaşlara mazaret izni ya da günlük, yıllık izinden kesinlikle vermiyorlar. Bunun bahanesi ise “Çin’liler onaylamıyor”. Ama bu kervan böyle gitmez. Biz biliyoruz ki içeride örgütlülük kuvvetli ve bu kuvvetli örgütlülüğümüzü kullanarak bu saldırıları da savuşturacağız. Ancak bu saldırılar hiçbir zaman bitmeyecek ancak bizde hiçbir zaman yılmayacağız. Hükûmet her ne kadar bizim lehimize bir kanun çıkarmasada bizler, örgütlü mücadelemize fabrikada devam edeceğiz.

Yaşasın örgütlü mücadelemiz.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2020 tarihli 132. sayısında yayınlanmıştır.