Metal fabrikalarından haberler - Ekim 2019

tofaş2

“Metal Fabrikalarından Haberler'' köşesinde, metal fabrikalarında çalışan işçi arkadaşlarımızın deneyim ve mücadelelerini aktarmaya devam ediyoruz. Bu sayıda Gebze HT Solar, Bursa ELS, Tofaş, OYAK-Renault, Arçelik Çerkezköy televizyon fabrikasından metal işçisi arkadaşlarımızın yazdığı yazılara yer veriyoruz.

Kazanana kadar mücadele edeceğiz ! - Bursa Tofaş’tan bir işçi

Tofaş’ta Eylül ayında üretim en yüksek seviyede ilerliyor. Dizel motorlu taşıtlar bu ay itibariyle son bulacağından dolayı imalat hızlı bir şekilde devam ediyor. Cumartesi, Pazar demeden yoğun bir şekilde çalışıp mesaiye kaldık. Ekim ayına geldiğimizde üretim düşmeye başladı. Üretimin düşmesinden dolayı haftada sadece 3 ya da 4 gün üretim yapılacağı söyleniyor. 29 Ekim haftası fabrika üretim olmayacak herkese izin verilecek. Yıl sonuna geldiğimiz için mi, sözleşme zamanı olduğu için mi bilmiyoruz. Tofaş’ta yönetimi her sözleşme zamanı aynı şeyi yapıyor. Her sözleşme dönemi aynı sıkıntıları yaşıyoruz.

Türk metal açıkladığı taslağa baktığımızda istediğimiz ücret tam olarak yansıtılmasa da yaptığımız anket sonuçlarının %90’ı taslağa yansıtıldı. Türk metal için iyi bir gelişme diye biliriz. Eski sözleşme zamanını hatırlayalım kafalarına göre bize bir şey sormadan bir gece ansızın sözleşme yapılır, imzalar atılırdı. Şimdiye baktığımıza anket yapmaları bize sormaları çok önemli 2015 metal grevimizin etkisi çok büyük. Açıklanan taslakta sözleşme masasına  %26 ile giriliyor. %20 ‘in altına düşülürse çalışan mutsuz olacak. %15 ‘in altına inilirse mutsuzluk tepkiye neden olacak. Üstüne birde 3 yıllık bir sözleşme olursa çok büyük sıkıntı çıkacaktır. Bu durumu Türk metal iyi bildiğini düşünüyoruz. Bunu sendika temsilcilerine sözleşmenin 2 yıl olması gerektiğini sürekli söylüyoruz. 3 yıllık sözleşmede neler kaybettiğimizi bildiğimiz için yeni işe başlayan arkadaşlara 3 yıllık olmaması gerektiğini bizim için sıkıntı olduğunu sürekli anlatıyoruz. Ama bilinmelidir ki metal işçisi Türkiye de farklı konumdadır. Bu sözleşme 200 bin metal işçisini doğrudan etkiliyor. Bunun bilinciyle mücadele edelim. Mücadele ederek yeri geldiğinde direnerek istediğimizi alana kadar mücadele edeceğiz.

 

Çizmeyi aşıyorsunuz, bizleri hafife alıyorsunuz -Çerkezköy Arçelik televizyon fabrikasından bir işçi

çerkezköy

Türk Metal Sendikası, TİS taslağını ikinci kez MESS’de görüşecek. Bu görüşmelerin sonuçlarını biz işçiler az çok tahmin edebiliyoruz. Bunu Türk Metal’in de üyesi olduğu Türk-İş’in, hükümet ile arasında imzaladığı kamu kesimi toplu sözleşmesinde sefalet zammına imza attığı gün gördük. Malum, Türk-İş genel sekreteri Pevrul Kavlak aynı zamanda Türk Metal Sendikasının da genel başkanı! Şimdi de aynı Kavlak, MESS ile masaya oturacak. Yani, alicengiz oyunlarıyla böyle bir sefalet zammına imza atacakları gün gibi aşikar. Fabrikada dağıttıkları “Vardiya” gazetesinde yapılan açıklamalar bunun dolaylı yoluyla itirafı gibi. Mesela TİS çalıştayının açılış konuşmasında şöyle sözler geçiyor: “Ülkemiz ekonomisinde ciddi bir kriz yaşanıyor. Çalıştığımız firmaların bazıları önemli ölçüde iş daralması içindeler. Dövizde yaşanan dalgalanmalar, enflasyon artışı, ihracatlarındaki ciddi oranda düşüşler… Ve daha birçok gelişme, ülkemiz ekonomisinde önemli sorunlara yol açıyor. Bu koşullar, doğal olarak bizleri de etkiliyor.” Aba altından sopa göstermek diye buna derler! Sendika mısın yoksa insan kaynakları mı? Yoksa patron mu?! 2015’te çizmeyi aşmışlardı. Şimdi de aşıyorlar. Bizi hafife almayın. O sopa 2015’te kırılmıştı, şimdi de kırılır! 

 

Türk metal taslakta ne varsa hepsini almak zorundadır! - Bursa Renault'tan bir işçi

renault

Türk Metal sendikası 2019-2021 dönemi TİS taslağını açıkladı. Birinci 6 ay için ortalama yüzde 26.28 zam talep edildi. Ortalama saatlik ücreti 15.55 altında olana 75 kuruş iyileştirme ve tüm saatlik ücretlere toplamda yüzde 20 oranında zam yapılacağı yazıyor. İstenen sosyal haklar ise geçen sene sözleşmede kazandığımız tamamlayıcı sağlık sigortasının şimdi ise çalışanın eşi  için de yapılması. En önemli madde ise kadın işçi arkadaşlarımızın her türlü ayrımcılığın, şiddetin ve tacizin önlenmesi için kendi sorunlarına sahip çıkması ve mücadele etmesi için oluşturulacak, kadın işçiler kurulunun kurulması talebi. Gece zammı, çocuklarımız için anaokulu yardımı, çalışanlara eğitim yardımı gibi sosyal haklar da taslakta yer alıyor. Sosyal haklara baktığımızda anketlerde istediğimiz tam olarak yansıtılmış. İstenilen ücret zammı ise hiçbir şekilde yansıtılmamış. Geçen dönem, 2017’de Türk Metal’in  "Yüzyılın sözleşmesi" diyerek duyurduğu yüzde 26 zam ile biten sözleşmenin hemen üzerine hükümetin yaptığı zamlarla birlikte aldığımız zam eridi. Gerçek enflasyonun yüzde 30'u bulduğu yeni dönemde yüzde 26 istemesi sözleşmenin düşük zamla sonuçlanacağının göstergesidir. Geçen sözleşme  döneminde  olduğu gibi bu dönemde de 2 senelik sözleşme kırmızı çizgimizdir. Her ne olursa olsun kararımız kesindir!

Türk Metal sözleşme taslağını açıkladıktan sonra fabrikada yılbaşı sonrası üretimin düşeceği, kriz nedeniyle 1000 kişiye yakın işçi çıkarılacağı söylentileri yayılmaya başladı. Bu, her sözleşme zamanı yayılan bildiğimiz söylentilerden. Amaçları bize baskı kurup sözleşme ile ilgili sesimizin çıkmamasını sağlamak. Temsilciler şimdiden alt yapısını hazırlıyorlar. ''Bursa'da bir çok fabrika kapanmış, biz hariç herkesin işi kötüymüş.” diye söylenmeye başladılar. Sendikacıların görevi patronların ağzından konuşup, işçilere baskı yapmak değildir. Sendikanın asıl görevi işçileri harekete geçirip, sonuna kadar mücadele etmektir! Türk metal taslakta ne varsa hepsini almak zorundadır. Hiçbir şekilde taviz vermemelidir. Reno işçisi olarak sonuna kadar takipçisi olacağız!

 

Arçelik işçileri suskunluğunu bozmalı! Grevse grev, işgalse işgal! -Arçelik Çerkezköy fabrikasından bir işçi

arçelik 2

Metal sektöründe malumunuz şu sıralar sözleşme heyecanı yaşanıyor. Türk Metal Sendikası anket yaparak fikrimizi sormasına rağmen çıkan sonuçlarla çok da alakası olmayan verilerle hazırladığı taslağı, fabrika fabrika dolaşarak işçilere açıkladı. Aldıkları tepkileri takip ediyoruz. fakat biz Arçelik işçilerinden ses seda yok. Nedir bu sessizlik anlamak zor değil elbette. Dışarıda işsizlik, hayat pahalılığı insanların belini büküyor. Fakat yine aynı sebepler aslında bizi daha da mücadeleye itmeli. Türkiye'nin en büyük sermayesi Koç grubunun kâr oranlarıyla, vergi rekortmenliğiyle gövde gösterisi yapması için çalışmıyoruz biz, hayatta kalabilmek, insanca yaşamak için çalışıyoruz.

2015 yılında sözleşmeye ek çeşitli haklar aldık biliyorsunuz. Ama kimse o hakları bize hediye etmedi. Bursa'daki Reno-Tofaş işçilerinin ve daha bir sürü fabrikanın mücadeleleri ile kazandık biz o hakları. Bunu herkes biliyor aslında. Yoksa her zamanki gibi %2-3 gibi komik rakamlarla 3 yıllık sözleşmeye imza atıp geçeceklerdi. 2017'de 2015'in grevlerinin tekrarlanacağı korkusuyla önceki yıllara göre nispeten daha iyi bir sözleşmeye imza atmak zorunda kaldılar. Şimdi Türk Metal taslağının açıklanmasının ardından bir çok fabrikanın yine kaynadığını duyuyoruz, aynı baskılar onların üzerinde de var ama buna rağmen zorluyorlar, zorlayacaklarını söylüyorlar.

Demem o ki Arçelik işçileri olarak bizler de suskunluğumuzu bozmalıyız, hakkımızı sonuna kadar aramalıyız. Başka fabrikalardaki işçiler mücadele eder, sonra grup bize de verirler dememeli, mücadeleden imtina etmemeliyiz. Ne alırlarsa kabulümüzdür dememeliyiz. Unutmamalıyız ki biz varsak onlar var, sendikacılar da bizler için mücadele etmeliler, kapalı kapılar ardında görüştükleri patronlar için değil. İstedikleri komik rakamları bize sanki lütfediyorlarmış gibi göstermelerine de o rakamları bile gösteriş için sözleşme taslağına yazıp daha düşük rakamlara imza atmalarına da izin vermemeliyiz. 2015'te bizim fabrikamız dalga dalga yayılan grevlerin bir parçası olmamıştı. Şimdi Arçelik işçileri olarak bizim de tüm metal işçileri ile birlikte masaya yumruğu vurmamızın zamanı gelmiştir! Hakkımızı almak için grevse grev, işgalse işgal!

 

Baskılara karşı mücadele etmeliyiz ! -Bursa ELS'den bir işçi

els

Merhaba arkadaşlar

Geçtiğimiz aylarda sipariş azlığından dolayı işten çıkartmalar yapıldı. Lakin ogünden  bugüne siparişler azalması beklenirken gittikçe artmaya başladı. İşçi eksikliğinden kaynaklı yer değişikliğine zorlanan arkadaşlar var. Bazı bölümlerdeki arkadaşlar işçi eksikliğinden dolayı fazla mesailere kalıyorlar. Mesaiye kalmaktan evlerinin yolunu unutmuş durumdalar, bir çok kişinin 90-100 saati bulan mesaileri var. Fabrikada mobingler artmaya başladı. Artan baskıyla birlikte yoğun iş temposundan, bir çok kişinin çalışma yerlerinin değiştiğinden dolayı  bazı arkadaşlar işi bırakıyor. İşi bırakmak başka işlere gitmek çözüm değil. Tüm haklarımızı almak için örgütlenip, sendikalaşmamız gerekiyor.

 

Bu yazılar Gerçek gazetesinin Ekim 2019 tarihli 121. sayısında yayınlanmıştır.