Kıdem tazminatı gibi belirli süreli sözleşme dayatması da kırmızı çizgidir: Cevap genel grev genel direniş olmalı!

Kıdem tazminatı gibi belirli süreli sözleşme dayatması da kırmızı çizgidir: Cevap genel grev genel direniş olmalı!

Siyasi iktidar artık neredeyse alışkanlık haline gelmiş bir şekilde “kıdem tazminatını fona devretme” planını gündeme getirip nabız yokluyor. İşçi sendikalarının tepkilerine göre “sosyal tarafların uzlaşması lazım” diyerek plan belirsiz bir süreliğine erteleniyor. Ancak bu esnada işçilerin bir dizi başka hakkını tırpanlıyor. Şimdi yine kıdem tazminatını fona devretmeyi güya ertelemiş görünüp, torba yasa ile 25 yaş altına ve 50 yaş üstüne “belirli süreli iş sözleşmesi” yapmayı olanaklı kılan esnek çalışma dayatmasını geçirmek istiyor.  

Patronların muhtırası torba yasa tasarısı oldu

Belirli süreli iş sözleşmesi mevcut iş kanuna göre ancak “belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı” olarak yapılabilir. Yine kanuna göre üst üste birden fazla belirli süreli iş sözleşmesi yapıldığında sözleşme süresiz sözleşmeye dönüşür. Patronlar uzun süredir “esneklik” talep ederek bu koşulların yumuşatılmasını istiyorlardı. Bunun için geçtiğimiz yıl patronlar örgütü TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği), Çalışma Bakanlığı’na bir muhtıra ile bu taleplerini iletmişti. Biz de bu muhtırayı “TOBB kölelik düzeni istiyor” başlıklı yazı ile teşhir etmiştik. (https://gercekgazetesi.net/isci-hareketi/tobb-kolelik-duzeni-istiyor)

Taleplerin ortak noktası çalışma yaşamının esnekleştirilmesiydi. Bu kapsamda telafi çalışmasının 2 aydan 6 aya çıkartılmasını isteyen patronların bu talebi iktidar tarafından Koronavirüs bahane edilerek 4 ay olarak kısmen karşılandı bile. O muhtırada patronlar, kıdem ve ihbar tazminatı yükünden kurtulmak, esnek ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırmak için iki madde daha önermişti. Bunlardan biri 2 aylık deneme süresinin 6 aya çıkartılmasıydı. Bu madde özellikle genç işçilerin 6 ay kölelik koşullarında çalıştırılıp sonra herhangi bir kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeden kapı dışarı edilmesini sağlayacaktı. Diğer bir madde ise belirli iş sözleşmelerinin üst üste dört defa yapılabilmesini öngörüyordu. Bu madde de yine işçilerin kıdem ve ihbar hakkını gasp etmeyi, ayrıca halihazırdaki iş kanununda istisnai olarak kabul edilen belirli süreli sözleşmeyi genel kural haline getirmeyi amaçlıyordu.

Sadece 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçiler değil tüm işçi sınıfı tehdit altında!

İktidarın “istihdam kalkanı” adı altında bir torba yasa halinde hazırladığı plan, patronların bir yıl önce verdiği muhtırada istediğinden fazlasını veriyor. İktidar, 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçileri tamamen kuralsız ve güvencesiz bir şekilde patronların kâr hırsına terk ediyor. Belirsiz süreli iş sözleşmesi iş güvencesi kapsamında olmanın bir şartı olduğu için işçiler güvenceden çıkarılıyor işe iade davası açmanın da yolunu kapatmak istiyorlar. Bu eğer hayata geçerse özel sektördeki fiilen taşeron çalışmanın, asıl işleri de kapsayacak şekilde yaygınlaştığını görürüz. Bunun sonucu 25-50 yaş arasındaki işçiler için de son derece kötü olacaktır. Bu yaş grubunun dışında kalanlar işten çıktığı takdirde yeniden iş bulmakta güçlük çekecek, patronlar ucuz ve güvencesiz olduğu için 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçileri tercih edecek, dolayısıyla işçiler yeniden iş bulmak için daha düşük ücretlere razı olmak zorunda kalacaktır. Bu saldırı işçilerin kıdem ve ihbar hakkını gasp etmeyi hedeflediği gibi tüm işçi sınıfını asgari ücrete doğru itme amacını da gütmektedir.

Kırmızı çizgimizi genel grevle savunabiliriz!

Bu açıdan bakıldığında sendikaların kıdem tazminatı fonuna karşı almış oldukları tutumun çok daha fazlasını bu düzenlemeye karşı almaları gerekmektedir. Kıdem tazminatı eğer kırmızı çizgi ise bu düzenleme de bal gibi bu kırmızı çizginin çiğnenmesidir. 25 yaş altına ve 50 yaş üstüne esnekliği, tüm işçi sınıfına asgari ücreti ve sefaleti dayatan torba yasaya karşı sendikalar genel grev genel direnişle cevap vermek zorundadır. Eğer Türk-İş farazi bir kıdem tazminatı fonu yasasına karşı genel grev dedikten sonra bu torba yasaya tepki göstermezse o takdirde, işçilerin hakkını savunmuyor iktidarın ve patronların oyununu oynayarak işçileri yanıltıyor demektir. Bu yüzden Türk-İş’in kıdem tazminatını savunmak için genel grev kararına sahip çıkmanın yanı sıra bu kararı, torba yasa saldırısına karşı da uygulamaya geçirmek için işçilerin tüm fabrikalarda genel grev komiteleri oluşturması ve inisiyatifi eline alması bir zorunluluktur.