İzelman işçisi isyan ediyor, sendikacılar hedef saptırıyor

İşçilerin mücadelesi devam ederken, sendika dağıttığı bildirilerde ihaleye giren şirkete veryansın ederken AKP’li belediye işçilerinin sendikasız olduğundan, uzun saatler boyunca çalıştırıldığından dem vuruyordu. Evet, söyledikleri doğrudur ama bu tavrın asıl amacı hedef saptırmaktır. “Taşeronu bitirdik” diyen CHP’li belediye başkanının yalanını gizlemek içindir.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Eshot Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak çalışan İzelman A.Ş. çalışanı şoförler başta olmak üzere binlerce İzelman işçisi, 14 Kasım Çarşamba günü İzmir’in en merkezi meydanlarından olan Basmane Meydanı’nda toplanarak büyük bir yürüyüş kolu halinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önüne yürüdüler.

Yürüyüşten önceki iki gün boyunca belediyenin şoförler için uygun gördüğü geleneksel iş kıyafetlerini giymeden başlarında Genel-İş Sendikası şapkalarıyla çalışan şoförler İzmirlilere dertlerini anlatmaya çalıştı.

Belediye çalışanı işçilerin tepkisine yol açan süreç İzelman A.Ş.’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden ihale sonucunda aldığı hizmet (taşeron) işine, Deniz Feneri Derneği yöneticilerinin de ortağı olduğu İstanbul merkezli Etkin Eğitim Organizasyon Ltd. Şti.’nin talip olmasıyla başladı. İzelman A.Ş. bugüne kadar girdiği bütün ihaleleri ya tek başına katıldığı için ya da en uygun teklifi verdiği için sürekli alıyor, yıllardır belediyenin asli işini taşeron mantığıyla çalıştırdığı işçilere yaptırıyordu.

Fakat son ihale süreci farklı gelişti. Etkin Eğitim Organizasyon Ltd. Şti.’nin verdiği teklif İzelman A.Ş.’nin verdiği tekliften daha düşük olunca ortalık karıştı. Çünkü ihaleyi alırsa bugüne kadar belediyenin asli işini taşeron mantığıyla yapmak zorunda kalan işçilerin işinden olması gündeme gelebilirdi. Tam da bu noktada işçiler haklı bir talep olarak iş güvencesi için, işlerine sahip çıkmak için harekete geçtiler. Gazetemizin yayına hazırlandığı sırada Eshot ihale komisyonu 10 milyon TL daha fazla teklifte bulunduğu halde İzelman A.Ş. ile iş akdini yeniledi. Etkin Eğitim Organizasyon Kamu İhale Kurumu’na “haksızlık” yapıldığı gerekçesi ile başvurdu. Bizi asıl ilgilendiren ise meselenin başka bir boyutu: Genel-İş sendikasının tavrı. Genel-İş ihalenin İzelman A.Ş’ye verilmesini bir “zafer” olarak değerlendirdi. Peki ama işçilerin iş güvencesi, kadro talebi ve yaşadığı diğer sorunlar devam ederken bu neyin zaferi?

Genel-İş sendikası bürokratlarının baştan itibaren işçilerin mücadelesini, “iş güvencesi” ve “belediye kadrosuna geçme” taleplerini yok sayarak Deniz Feneri ve AKP karşıtlığına sıkıştırmaya çalıştıklarını düşününce neyi kastettikleri daha net ortaya çıkıyor. İşçilerin mücadelesi devam ederken, sendika dağıttığı bildirilerde ihaleye giren şirkete veryansın ederken AKP’li belediye işçilerinin sendikasız olduğundan, uzun saatler boyunca çalıştırıldığından dem vuruyordu. Evet, söyledikleri doğrudur ama bu tavrın asıl amacı hedef saptırmaktır. “Taşeronu bitirdik” diyen CHP’li belediye başkanının yalanını gizlemek içindir.

Genel-İş’in şu sorulara cevap vermesi gerekir:

●   Belediyenin İzelman, İzulaş, İzdeniz şirketlerinde çalışan işçiler, belediyenin asli işini yaptıkları halde belediye personeli değildir. Bu durum taşeron değil de nedir? “Taşeron’u kaldırdım” diye övünen belediye başkanına tek bir lafınız niye yok?

●   Aynı işi yapan şoförlerin maaşlarındaki yüzde 40, sosyal haklarındaki yüzde 50’lik kesintileri onaylarken işçilere danıştınız mı?

●   AKP’li belediyeler işçileri uzun saatler çalıştırıyor çalıştırmasına da maaş kesintilerinden dolayı daha fazla maaş almak için günde 12 saat direksiyon sallamak zorunda kalan kaç şoförünüz var?

●   Etkin Eğitim Organizasyon Ltd. Şti. ihaleye girmemiş olsaydı işçilerin haklarını savunmak için yine de alanlara çıkar mıydınız?

●   İşçilerin kadro taleplerini ne zaman gündeme almayı düşünüyorsunuz?

CHP’nin arka bahçesi haline gelmiş bir sendika, CHP’li bir belediye başkanına karşı kendiliğinden sınıf sendikacılığının gereğini yapmayacaktır elbette. Sözümüz belediye şirketlerinde çalışan işçi ve emekçi kardeşlerimize. Taşeronu ortadan kaldırmak, çalışma şartlarını iyileştirmek, iş güvencesine sahip çıkmak için işyerlerinden yükselen bir örgütlülükle sendika bürokrasisini alaşağı etmek, mücadelenin önünü açmak gerekir!

Kahrolsun sendika bürokrasisi!

Onuruna, işine, sendikana sahip çık!

Yaşasın sınıf dayanışması!

 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2012 tarihli 38. sayısında yayınlanmıştır.