Fabrikalardan Haberler - Şubat 2020

"Fabrikalardan Haberler'' köşesinden, farklı sektörlerde çalışan işçi arkadaşlarımızın deneyim ve mücadelelerini aktarmaya devam ediyoruz. 

 

Bu fabrikaya sendika girecek - VİP Tekstil direnişinden bir işçi

VİP Tekstil

Direnişin 70. günündeyiz, bıkmadan usanmadan direnmeye devam ediyoruz. İki kadın 23 yıllık emeğimizin karşılığında anayasal hakkımız olan sendikalı olma hakkımızı kullandığımız için onlar bizi işimizden ekmeğimizden ettiler. Her şeye rağmen şartlar zorlasa da yılmak yok direnmeye devam... Sağ olsun emekçi dostlarımız bizi hiç yalnız bırakmadılar, ilk günden beri yanımızdalar. Emekçiler olarak bizim bizden başka dostumuz yok ne yazık ki. Sınıf dayanışmasının önemini bu dönemde çok iyi anladık. Patronlar sadece servetine servet katmanın peşindeler. Ama biz çok azimliyiz ve kararlıyız. Ya olacak ya olacak, bu sendika bu fabrikaya girecek.

 

Unutmayalımki mücadele ederek kazanırız - İzmir’den bir tekstil depo işçisi

İzmir tekstil

Merhaba yoldaşlar. Ben İzmir’den bir tekstil firmasında depo personeli olarak çalışan bir emekçiyim. Her iş kolunda olduğu gibi bizdede bazı zorluklar var. Bu sıralar bizi en çok zorlayan durum saatler. Örneğin haftalık zorunlu en fazla çalışma saati 45 saat olması gerekirken bu durum patron için bir şey ifade etmiyor. Yeri geliyor haftada 65-70 saat çalıştırılıyor ve emeğimizin alın terimizin hakkını alamıyoruz. Çalıştığım bölgedeki diğer fabrikalardada bu sıkıntı var. Genelde fazla mesailerimizi hiçbirimiz alamıyoruz. Nedenini sorduğumuzda kriz var idare edin cevabını alıyoruz. İzmir’de son dönemde kapatılan tekstil fabrikalarını örnek gösteriyorlar bize. Yani açıkça gözümüzü bunlarla korkutuyorlar. Ama biz ne kazanıyorsak mücadele ederek kazanıyoruz, bunu unutuyorlar. Bize hayır yapar gibi ücretler veriyorlar fakat biz kendi hakkımızın ne olduğunu da nasıl alınacağını da gayet iyi biliyoruz. Bunun için sınıf bilincinde olup mücadele etmemiz gerekir.

 

Lütuf değil hakkımız olanı istiyoruz - Bursa’dan bir turizm işçisi

2019 turizm işçilerinin yılı olacak

Geçtiğimiz ay itibari ile asgari ücretin yeni zammı açıklandı. Ocak ayında açıklanan zammı ancak bu ay itibari ile maaşlarımızda göreceğiz. Ama daha asgari ücretin zammı gelmeden zammın borçları kapımızı çalmaya başladı. Daha zamlı maaş almadan elektrik, doğalgaz ve su faturalarımızı zamlı ödedik. Ocak ayında hepimizin faturaları yüzde on daha fazla geldi. Yapılan zam sadece faturalarımıza değil maaş aldığımız günlere de yansıdı. Her ay belli gün aldığımız maaşlarımızı patronlar artık yeni yapılan kuş kadar zammı bahane ederek en az beş gün daha geç yatırmaya başladı. Eskiden kısmi olarak ödediğimiz borçlarımız artık hiç ödeyemeyeceğimiz bir noktaya ulaştı. Hem çok gelen zamlarla hem de geç gelen maaşlarla borçlarımız biteceğine eskinin yanına yenilerini ekleyerek ilerliyoruz. 

İnsanca yaşayacağımız ücreti ne patron ne de onların temsilcileri olan hükümet bize verecek hakkımızı ancak ve ancak mücadele ile biz kazanabiliriz. Kimseden lütuf istemiyoruz hakkımız olanı almak için mücadele etmeliyiz.

 

Direnen işçiler yenilmezler! - Gebze Trelleborg grevinden bir işçi

Trelleborg

Grev ateşi yandığındaki ilk heyecan ilk coşku grevin son gününe kadar 43 gün boyunca sönmedi. Mücadele ateşini daha da harladık. 43. günün sonunda söndürmek gelmedi içimizden ama zafer kazanılmıştı ve biz o ateşi sınıf kardeşlerimize özelliklede metal sektöründeki sınıfdaşlarımıza teslim ettik. Eminim ki onlar da Kavel’de yanmaya başlayan çoban ateşini bugün sömürüyü yakacak koca bir ateşe çevirecekler.

Grevin bize öğrettiklerinin en başında şu geliyor: Birlik olunca kazanılmayacak zafer yoktur. Ve bizler bir bütün olarak o alanda halaylarla türkülerle işçinin düğünü olan grevimizi zaferle taçlandırarak bitirdik. Dünyanın en iyi eğitimcilerini de getirsek bize o alandaki yaşadıklarımızı ve tecrübeleri anlatamaz, kazandıramazdı. Geçmişte babamdan gördüğüm grevi çok iyi anladığımı düşünmeme rağmen yanıldığımı bu grevle birlikte anlamış oldum. Üretim sahasında, çaylarda, yemeklerde sadece selam verip geçtiğimiz arkadaşlarımızla can ciğer olduk.

Çok iyi anladığım ve kavradığım bir konu da sermaye gerçekten bizden çok korkuyor yeter ki doğru zamanlarda doğru hamleleri yapabilelim ve gücümüzün farkında olalım. Yan tarafımızdaki işletme de bunu çok iyi hissetti ve çalışanlarını arabalarla taşıdılar. Bizle göz teması kurdurmaktan bile korktular.

Grevin kazanımlarından biri de siz değerli dostlarla tanışmamız oldu. Gerçekten sesimiz soluğumuz oldunuz her zaman en zor anlarda hep yanımızdaydınız.

Kısacası işçi sınıfının bilinçlenmesi ve birlikte hareket etmesi demek sermayenin en büyük korkusu demek ve biz bunu başara başara tüm sınıf kardeşlerimizle birlikte mücadeleye yılmadan yorulmadan devam edeceğiz ve kazanacağız! DİRENEN İŞÇİLER YENİLMEZLER!!!

31 Ocak 2020

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Şubat 2020 tarihli 125. sayısında yayınlanmıştır.