Bireysel Emeklilik Sistemini kim, neden istiyor?

Bireysel Emeklilik Sistemini kim, neden istiyor?

Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) 45 yaş altı çalışanlara zorunlu hale getirildiğinde çalışanların büyük bir çoğunluğu cayma hakkını kullanarak sistemden ayrıldı. Şimdi ise sistemden çıkanların tekrar sisteme dâhil edileceği, bu sefer çıkışların engelleneceği üzerine çeşitli senaryolar konuşulmaya başlandı.

Emekçiler BES’e karşı

Sistem zorunlu hale getirildiğinde sermayenin gazeteleri, televizyonları sistemi güzelleyip durdular ve hatta ötesine geçerek yalan yanlış bilgilerle yayınlar düzenlediler, haberler yaptılar. iki ay içerisinde kullanılması gereken “cayma hakkı”nı tam tersi bir şekilde anlatıp “iki ay mecbur sistemde kalacaksınız, ondan sonra çıkabilirsiniz” diyerek insanları tuzağa düşürmeye çalıştılar. iki ay dolmadan sistemden çıkanlar, maaşlarından kesilen paraların tamamını geri alabildi. Ancak sigorta şirketleri iki aydan sonra çıkanlardan “fon işletim gider kesintisi” adı altında bir kesinti yaptı (brüt asgari ücretin %8,5’i oranında), çalışanların parasını gasp etti.

Her şeye rağmen birçok işçi daha fazla parasını kaptırmamak adına cezayı da göze alarak sistemden çıktı. Cayma hakkını kullananlarla birlikte toplamda sistemden çıkanların oranı %60’ları geçti. Bu net bir şekilde işçilerin, emekçilerin bireysel emeklilik sistemine karşı olduklarını gösteriyor.

Sigorta şirketleri kaynak arayışında

Bu soygun sistemini, yanına “devlet katkısı” sosunu ekleyerek “tasarruf” ve “ikinci emeklilik” maskesi altında pazarlıyorlar. Açlık sınırının altında aldığı ücretle bir ayını ancak borçlanarak çıkarabilen bir işçi nasıl tasarruf edebilir? Gerçekten işçileri düşünselerdi ücretleri yükseltirlerdi. Devlet katkısından yararlanmanın koşulu da kolay değil. 10 yıl aralıksız sistemde kalmak ve 56 yaşını doldurmak gerekiyor. Ayrıca sistemin emeklilik ile uzaktan yakından alakası da yok. Eğer sistemde 10 yıl kalır, eksiksiz prim öder ve 56 yaşını doldurursanız, havuzda ne kadar para biriktiyse ancak o kadarını alabilirsiniz. Tabi o gün geldiğinde, havuz çoktan boşalmamış olursa!

Sigorta şirketleri ilkinde beklediklerini bulamayınca şimdi sistemden çıkanları yeniden dâhil etmek ve BES’i daha da zorunlu hale getirmek için iki farklı formül yürütüyor. Bunlardan biri, sisteme girenlerin üç yıl boyunca çıkmasının yasak olması. Diğeri ise emekliliğe kadar çıkışın yasak olması, sadece ev almak için bankadan kredi çektiği takdirde fondaki parayı kullanabilmesi. Yani hem bizim paramızı gasp edecekler hem de yine kendilerine borçlanma koşuluyla paramızı kullanmamıza müsaade edecekler!

Yakın bir zaman içinde bu BES illetiyle yeniden, bu sefer elimizde cayma hakkımızın da olmadığı bir dayatmayla karşılaşabiliriz. O gün gelmeden şimdiden örgütlenerek sendikalarımızı harekete geçirerek hazırlığımızı yapmalıyız. Krizin bedelini bize ödetmelerine izin vermeyelim, Bireysel Emeklilik Sistemine karşı mücadeleyi yükseltelim.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2018 tarihli 111. sayısında yayınlanmıştır.