Baldur işçileri grevlerinin 260. gününde istibdada karşı hürriyet sermayeye karşı ekmek kavgasını sürdürüyorlar!

Baldur işçileri grevlerinin 260. gününde istibdada karşı hürriyet sermayeye karşı ekmek kavgasını sürdürüyorlar!

Kocaeli Çayırova’da Baldur Süspansiyon fabrikasında bundan yaklaşık 5 yıl önce sendikal yetkiyi alan işçiler yıllar süren davaların sonucunda kesin yetkiyi almış ve toplu sözleşme imzalama hakkını kazanmışlardı. Patronun toplu sözleşme masasına oturmayı reddetmesi üzerine 25 Aralık 2020 tarihinde greve çıkan Baldur işçileri grevlerinin 260. gününde bir dayanışma etkinliği düzenlediler. Türkülerin söylendiği halayların çekildiği etkinlikte sık sık “Baldur grevi kazanacak!” “İşçiler açken patronlara huzur yok!” ve “Açlıktan ölmeyiz biz bu yoldan dönmeyiz!” sloganları atıldı.

Kavgamız ekmek ve hürriyet kavgasıdır

Etkinlikte konuşma yapan Birleşik Metal-İş sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu sözlerine Nazım Hikmet’in “Dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya/dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle, işçi tulumuyla/bu güzelim memlekette hürriyet” dizelerini okuyarak başladı ve Baldur grevinin iktidarın işçi sınıfının her türlü örgütlülüğü karşısında kurduğu baskıya karşı verilen bir hürriyet mücadelesi olduğunu vurguladı. Patronun her türlü yasadışı uygulamasına göz yumulduğunu vurgulayan Serdaroğlu, Baldur patronunun doğrudan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’yle görüşerek siyasi iktidardan destek aldığının altını çizdi. Adnan Serdaroğlu konuşmasını bitirirken Baldur işçilerinin de Birleşik Metal-İş sendikasının da bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğini ve Baldur’a sendika girene kadar greve devam edeceklerini söyledi.

Baldur grevi hepimizin grevi

Baldur grevcilerinin mücadelesi sadece kendileri için verdikleri bir mücadele değildir. Memleketin dört bir köşesinde işçiler anayasal haklarını kullanıp sendikalaşırken, patronlar arkalarına siyasi iktidarı da alarak her türlü hukuksuz uygulamayla işçilerin örgütlenmesine engel olmaya çalışıyorlar. Anayasayı çiğneyen patronken, gözaltına alınan, para cezası kesilen hep işçiler oluyor. Baldur işçileri kazandığında Dilovası’ndaki Systemair HSK, Çorlu’daki Bel Karper ve Çerkezköy’deki Adkoturk işçileri de kazanacaklar. Bu mücadeleler birbirinden ayrılamaz. O yüzden Baldur grevi hepimizin grevidir, bu greve sahip çıkmak ve her türlü dayanışmayı göstermek de hepimizin görevidir.