Zonguldak maden işçileri TTK’nın özelleştirilmesine karşı meydana indi

Zonguldak maden işçilerinin 30 Haziran’da yapmayı planladıkları eylemi sendika Atatürk Havalimanı’ndaki DAİŞ saldırısı sebebiyle ertelemişti. Planlanan eylem ertelense de aradan geçen sürede madencilerin mücadele azimlerinden bir şey yitirmedikleri 14 Temmuz’da düzenlenen eylem ile ortaya çıktı.

Karadon, Kozlu, Üzülmez, Armutçuk ve Amasra işletmelerinden işçiler saat 16:00’dan itibaren Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) önünde toplanmaya başladılar. Bir yandan kalabalık arttıkça işçiler giderek daha canlı sloganlarla yürüyüş saatini beklerken bir yandan da pankartlarını açıp kortejlerini kurdular. Her işletmeden işçiler şube pankartlarını açtılar ancak maden işçilerinin kendi inisiyatifleri ile hazırlayıp erken saatte açtıkları ilk pankart ise en can alıcısı oldu: Soma’yı Ermenik’i Unutmadık Özelde Öleceğimize Meydanlarda Ölürüz!

Vardiyadan çıktığı gibi karalar içindeki elbiseleriyle sendika önüne gelen işçilerin görüntüsü madende çalışmanın ölümle ve kömürle boğuşmak demek olduğunu gözler önüne seriyordu. İşçilerin ilk sloganı “Direne direne kazanacağız” olurken hemen ardından attıkları ikinci slogan ise “Madenler bizimdir kapatılamaz” oldu. Atılan bu slogan bile Osmanlı döneminden bu güne kuşaklardır indikleri, 5000 madenciyi iş cinayetleri sebebiyle yer altında bıraktıkları madenleri kendilerininmiş gibi sahiplendiklerini anlatıyor.

Saat 17:00’de sendika önünden Madenci Anıtı’na kısa bir yürüyüşün ardından burada bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Kurulan platformdan binlerce işçiye hitap eden sendika yöneticileri Zonguldak bölge insanının ölmeye alışkın olduğunu, yine öleceğini fakat asla ve asla patronların karı, siyasetçilerin çıkarı için ölmeyeceklerinin altını çizdi. TTK’nın zarar etmesinin karşısına sendika yeni işçiler alınarak üretimin arttırılabileceği önerisini çıkardı ve maden işçisi ayağa kalktığı zaman durdurmanın kolay olmayacağını belirterek gerekirse tekrar Ankara’ya yürüneceğini ilan etti.

Basın açıklamasının yapıldığı meydan neredeyse tamamen dolunca küçük çaplı bir mitinge dönüşen eylem burada da sonlanmadı. İşçiler Zonguldak’ın ana caddesi olan Gazipaşa’dan sel gibi akarak sloganlar, ıslıklar ve büyük bir coşkuyla Valilik önündeki alana yığıldılar. Yürüyüş kolu boyunca işçilerin attıkları sloganlar anlamlı ve muhteşem bir bütünlük arz ediyordu: “Emeğin başkenti şanlı Zonguldak”, “Vur vur inlesin Ankara dinlesin”, “Madenci feneri sönmeyecek”, “Zonguldak burada vekiller nerede”, “Geliyor geliyor madenciler geliyor”, “Bizi satanı biz de satarız”.

Zaman zaman oturup baretlerini yere vurarak “Hükümet şaşırma sabrımızı taşırma” sloganı ile yeri göğü inleten işçiler bu eylemle, birlikten doğan kuvvetlerini fark ederek kararlılıklarını arttırdılar. İşçinin ciddi bir moral bulduğu eylem henüz daha başlangıç için atılan bir adımdan ibaret. Sendika adına Valilik önünde yapılan konuşmada sadece gündüz vardiyasından çıkan işçilerin bir basın açıklaması gerçekleştirdikleri, henüz düğmeye basılmadığı vurgulandı.

Muhteşem bir final ile eylemi sonlandıran işçiler tekrar mücadele alanlarında buluşmak üzere sözleşerek alandan ayrıldılar. Kartopu olarak başlayıp çığ gibi büyüyerek kavgalarını zafere ulaştıracaklarını daha da fazla hisseden işçiler önemli bir mücadele deneyimi ile eylemi sonlandırmış oldu.