Yunanistan devriminin sorunları İtalya’da tartışıldı

İtalya’nın dört şehrinde planlanmış olan konferanslar serisinin 3. ayağı olarak 11 Mayıs tarihinde Floransa’da DEYK İtalya seksiyonu PCL’den (Komünist İşçi Partisi) Marco Ferrando ve DEYK Yunanistan seksiyonu EEK’ten (Devrimci İşçi Partisi) Yannis Angelis’in katılımı ile bir etkinlik gerçekleştirildi. PCL Floransa il örgütünde yaklaşık 50 kişinin katılımıyla gerçekleşen etkinliğin konusu Yunanistan örneğinde reformizmin yarattığı yanılsamalar ve devrimci bir solun güncelliğiydi.

EEK Siyasi Büro üyesi ve Gazeteciler Sendikası (ESIEA) yöneticisi Yannis Angelis yoldaş, yaptığı konuşmada, Syriza’ya yönelen oyların, yeni bir umut arayan halkın bir parti olarak Syriza’ya değil, fakat sol bir alternatife yöneldiğini gösterdiğini belirtti ve bu seçim zaferinin altında yükselen kitle mücadelelerinin yattığına vurgu yaptı. Angelis, Syriza’nın, önünde azınlık hükümeti gibi başka alternatifler de bulunmasına rağmen aşırı sağcı ANEL ile koalisyon yaptığından ve bunun önceden alınmış bir karar olduğunun ortada olduğundan bahsederken, Syriza ve Çipras’ın, kitlelerin gözünde Merkel ve şürekâsını meşrulaştırmak için bulunduğu girişimleri de anekdotlarla aktardı.

Üç yıldır kendi kendini yöneten Vio.Me işçilerinin tecrübelerini de aktaran Yannis Angelis yoldaş, işçilerin ellerinden fabrikalarının alınması için açılan davaya karşı Vio.Me işçileri, farklı sektörlerden işçiler ve EEK’in katılımıyla örgütlenen “kervan”ın güzergahı boyunca çeşitli eylem ve etkinliklerde Syriza’ya yönelik başlayan bir hoşnutsuzluğu gözlemlediğini ve EEK’in işçi sınıfının öncü kesimleriyle ilişkiler kurmasına yardımcı olduğunu belirtti.

Etkinliğin ikinci bölümünde söz alan PCL sözcüsü Marco Ferrando yoldaş ise EEK’in mevcut durumda izlediği taktikler üzerinde durdu. Kitlelerin Syriza ile ilgili yanılgılarını gözden kaçırmamak gerektiğini söylerken, Syriza karşısında ultimatomcu bir dil kullanılmasının herhangi bir fayda vermeyeceğini belirtti. Tam da bu sebeple EEK’in ortaya attığı Syriza-KKE (Yunanistan Komünist Partisi) iktidarı sloganının hem Syriza reformizminin hem de KKE’nin görünüşte uzlaşmaz fakat gerçekte iktidar perspektifinden uzak siyasetinin kitlelere teşhir edilebilmesi için büyük bir önem taşıdığının altını çizdi.

Yunanistan’daki faşist hareketin yarattığı tehlikeye de dikkat çeken Marco Ferrando yoldaş, bu tehlikenin yalnızca Altın Şafak’ın sokaktaki gücünden kaynaklanmadığını, aynı zamanda bu partinin ordu ve kolluk kuvvetleri içerisinde de kayda değer bir tabana sahip olduğunu belirtti. Bunun askeri darbeler konusunda iyi bir sicili olmayan Yunanistan özelinde ciddi bir tehlike olduğunu belirten yoldaş,  Syriza’nın hem orduya hem de Yunanistan burjuvazisinin omurgasını oluşturan armatörlere tavizler vermeye başladığını, ANEL lideri Kammenos’un Milli Güvenlik Bakanı yapılmasının da bu bağlamda okunması gerektiğini belirtti. Ferrando yoldaş üretimi yurtdışına taşıma tehdidinde bulunan armatörlere taviz vermenin bir çare olmadığını vurgularken, tek gerçekçi çözümün ise kamulaştırma olduğunun altını çizdi. Yaklaşık iki saat süren etkinlik soru cevap kısmının ardından son buldu.