Yıldız Teknik saraya karşı haykırdı: "Kahrolsun istibdad, yaşasın hürriyet!"

Yıldız Teknik Üniversitesi'nde son KHK ile ihraç edilen akademisyenler için Davutpaşa ve Yıldız kampüslerinde eylem yapıldı. İlk eylem 22 Şubat'ta Davutpaşa Kampüsü'nde gerçekleşti. Sabah saatlerinden itibaren yoğun bir güvenlik ablukası yaşanan kampüste, tüm öğrenciler sıkı bir kimlik kontrolünden geçirilerek içeri alındı. Ancak saatler içinde hem kampüs içinde öğrencilerin ve akademisyenlerin hem de kampüsün giriş kapısında destek için bir araya gelenlerin sayısı arttı. İhraç edilen akademisyenlerin fakülteleri olan Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Yabancı Diller'e yapılan yürüyüşlerin ardından tüm kitle kampüsün giriş kapısına doğru kortej oluşturdu. "Kahrolsun istibdad yaşasın hürriyet", "Akademi susmaz, susturulamaz" sloganlarıyla kapıdan çıkan üniversite bileşenleri burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamada konuşan İsmet Akça, "KHK'larla yapılan ihraçların üniversitelerdeki barıştan, eşitlikten, özgürlükten yana olan birikime saldırdığını, tüm kamu emekçilerinin iş güvencesini hedef aldığını" vurguladı. Konuşmalar sırasında kampüs girişi ile metro durağını birbirine bağlayan üst geçitte, "Cübbe iliklenmez, akademi biat etmez" yazılı pankart açıldı.

YTÜ'deki diğer eylem ise üniversitenin Yıldız kampüsünde gerçekleşti. Kampüsün içinde yapılan yürüyüşün ardından giriş kapısında yapılan basın açıklamasında da istibdada karşı mücadele çağrıları yapıldı. Burada Mimarlık Fakültesi'nden ihraç edilen akademisyenlerden Caner Murat Doğançayır KHK'da neyle suçlandıklarının açıkça yazılmadığını ancak gerekçenin ifade özgürlüğünü kullanarak imzaladıkları bildiri ile ilgili olduğunu tahmin ettiğini söyledi ve " konu bireysel olarak bizim elimizden alınanlardan çok daha önemli, kaybettiğimiz bireysel haklarımızdan çok daha fazlası. Üniversitenin demokratik özerkliği ifade özgürlüğü ellerimizden kayıp giden bir gelecek hayali" dedi. Aynı bölümden ihraç edilen Emre Kovankaya ise attıkları bir imza için ihraç edildiklerini ama AKP'nin rant ve yağma politikalarının ifadesi olan projelere imza atmadıklarını vurguladı ve bu ikisinin birlikte düşünülmesini istedi.

II. Abdülhamit'in istibdad dönemiyle özdeşleşmiş olan Yıldız Sarayı'nın bitişiğinde yer alan kampüste eylemin sonunda atılan "Kahrolsun istibdad yaşasın hürriyet" sloganları farklı bir anlam kazandı.