Maltepe Üniversite Hastanesi işçisi ile röportaj

Direnişlerinin 26. gününde işçiler ilk günkü inanç ve kararlılıkla direniş çadırında, mücadele alanlarındaydı. İşten atılan temizlik işçisi Fatma Baydemir ile röportaj yaptık: Gerçek (G): Kaç yıldır Maltepe Üniversite Hastanesi'nde çalışıyorsunuz? Fatma Baydemir(F.B.): 2002'den beri bu hastanede çalışıyorum. G: Sendikalı olma süreciniz nasıl gelişti? F.B.: Aslında sendikalı olmak aklımızda yoktu. Biz yalnızca yol parası almak istiyorduk. Hastane müdürü ile bir görüşme yaptık. Yol parası istedik. O da bize "Sizin gibi paspasçı çok. Çalışan çalışır gerisi defolsun gitsin" dedi. Biz bu duruma çok kızdık. Daha sonra bir arkadaşımız bize Disk'i getirdi, kabul ettik. Sendikalı olduk. Biz sendikalı olduğumuzda öğrendik ki aslında hayvan çiftliğinde çalışıyormuşuz, bazı arkadaşlarımız eğitim köyünde çalışıyormuş. Hep başka başka yerlerde çalıştığımızı göstermişler belgelerde. Halbuki ben 12 yıldır aynı yerde, hastanede çalışıyorum. G: Sendikalı olduktan sonra neler oldu? F.B.: Sendika başkanıyla rektör bir toplantı yaptı. Rektör, "Sendikayı kabul edersek hastanenin prestiji sarsılır " dedi ve görüşmeden bir sonuç çıkmadı. G: İşten atılmalar nasıl oldu? F.B.: Önce bir arkadaşımızı işten attılar. O, sendikayı hastaneye getiren arkadaşımızdı. Ardından üç arkadaşımızın daha işine son verdiler. Daha sonra 94 kişiyi birlikte attılar. G: Siz işten atıldığınızı nasıl öğrendiniz? F.B.: Bir sabah işe gittik kartımızı bastık işimize başladık. Sonra gececi arkadaşlarımızdan öğrendik ki işten atılmışız. Br haber bile vermeye gerek görmemiş yönetim. Sonra bütün arkadaşlarımızı bilgilendirdik ve işi bıraktık. Tüm işçiler bahçede toplandık. Muhasebe Müdürü, tek taraflı olarak işi feshettiklerini ve bir şirketle anlaştıklarını söyledi. Yani bizi işten atıp taşeron şirketle anlaşma imzalamışlar. İşten atıldığımızı öğrenen sendikalı bir arkadaşımız kalp krizi geçirdi, anjiyo oldu. Şu an hala raporlu ve evde istirahatte. Onu şimdilik işten atamıyorlar raporlu olduğu için. Bir arkadaşımız meme kanseriydi. Hepimizin bir sorunu var. Mesela 4 çift karı-koca işlerinden oldular. Hadi bizim eşimiz hala çalışıyor ama o arkadaşlarımızın durumu çok kötü. G:İçeride sendikalı olup da işten atılmayan var mı? F.B.: Yaklaşık elli kişi daha sendikalı olduğu halde içeride. Onları atmadılar ama yakında atarlar. Herkesi taşeronlaştırıyorlar. Bir tek sekreterler kadrolu, tüm işçiler şu an taşeron çalışıyor. G: İşten atıldıktan sonra sizinle yapılan görüşmelerde ne dediler? F.B.: Bizi tekrar işe almak istiyorlar ama taşeron olarak, sendikasız güvencesiz gelin çalışın diyorlar. Biz yolumuzdan dönmeyiz. Aramızdan çürük elmalar çıktı, taşeron olarak çalışmayı kabul ettiler. G: Peki doktorlardan, hemşirelerden destek alıyor musunuz? F.B.: Pek çoğu kalben destekliyor biliyoruz ama çadıra gelemiyorlar, işimizden oluruz korkusuyla. Cerrahlar mesela, geldiler ama çekiniyorlar, profesör ünvanları ellerinden alınır diye. G: Aileniz destek oluyor mu? F.B.: Evet hatta bakın şu eşim (eşini gösteriyor, çadırda.) beni hiç yalnız bırakmadı. Pek çok arkadaşımız ailesi çocukları geliyor destek olmaya. G: Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? F.B.: Yanımıza gelip destek olduğunuz için teşekkürler, mücadeleye devam edeceğiz ve Türkiye tarihinde ilk kez bir özel hastaneye sendikayı sokacağız!