İstanbul okur toplantısı: Sınıf mücadelesinin coşkusu, yoldaşlığın sıcaklığıyla Gerçek 8 yaşında

Gerçek Gazetesi'nin kahvaltılı okur toplantısı 23 Ekim Pazar günü DİP İstanbul İl Örgütü bürosunda yapıldı. Artık gelenekselleşen etkinlikte, önce Gerçek Gazetesi'nin 8. yaşına bastığı Ekim 2016 tarihli 84. sayısında yer alan yazılar ve gazete yayınlandıktan sonra yaşanan gelişmeler çerçevesinde Levent yoldaşımız bir sunum gerçekleştirdi. Gazetemizin "Haklarımız, iş güvencesi, kıdem tazminatı kalsın! OHAL gitsin!" manşetinin bugün Türkiye'de işçi ve emekçilerin asıl tutması gereken yolu gösterdiğini belirtti. İşçi sınıfının da farklı kesimlerinden hakları için mücadele eden işçilerin pratikte bu yolda örnek oluşturduklarını ifade etti. Bu örneklerden bazılarını yaratan ve kahvaltıya çocuklarıyla birlikte toplu olarak ve kalabalık bir şekilde katılan Avcılar Belediyesi işçilerine, yine Çapa'da taşeron işçilerin mücadelesinin öncülerinden olan ve verdiği mücadele dolayısıyla  işten atılan ve direnişe geçenCemal Bilgin'e özel olarak hoş geldiniz dedi.Önümüzdeki Salı günü ODTÜ'de kurulacak direniş çadırı ile bu mücadelelere bir yenisinin daha ekleneceği belirtti. Belki de 12 Eylül sonrasında üniversitelerde gerçekleştirilen en büyük ve gerçek grevin ODTÜ'de yapıldığını, bu grevin mimarlarının ve öncülerinin başında Eğitim-Sen Ankara 5 Nolu Üniversiteler Şubesi Örgütlenme Sekreteri yoldaşımız  Mert Kükrer'in geldiğinisöyledi. Geçen yıl soruşturmalarla yoldaşımızı işten atmaya kalktıklarında rektörlük önünde başlattığı çadır direnişi ile bu saldırının püskürtüldüğünü ancak şimdi aynı saldırının OHAL fırsatçılığı ile yeniden gündeme geldiğini ifade etti. Daha önce olduğu gibi bu sefer de iş güvencesini savunmak için mücadeleden başka bir yöntem benimsemenin mümkün olmadığını ve Salı günü Mert yoldaşımızın ODTÜ'de yeni bir direnişe başlayacağını söyledi.

Yoldaşımız, Devrimci İşçi Partisi'nin Türkiye siyasetinde, Ortadoğu'da ve bütün dünyada sorunların çözümü için, işçi sınıfı politikasını öne çıkardığını vurgulayarak, bunun bugün için somut tezahürlerini sıraladı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Erdoğan ve AKP'nin soruşturmalarla, tutuklamalarla bir yandan kalıcı bir OHAL rejimi kurmaya çalıştığını bir yandan da darbe girişiminin hâlâ karanlıkta olduğunu, DİP'in darbe belgelerinin açıklanmasını savunduğunu ifade etti. Bütün bir coğrafyada işçi sınıfı ve emekçiler halkların çıkarlarını esas alan bir politikanın ancak halkların kardeşliği ve anti-emperyalizm temelinde mümkün olabileceğini, AKP'nin, Erdoğan'ın ve emperyalizmin mezhepçi politikalarına karşı halkların birlikte mücadelesini yükseltmek gerektiğini belirtti.

Levent yoldaşımızın sunumunun ardından önce Avcılar direnişinden Özgür arkadaşımız söz aldı. Kendi mücadele deneyimlerini anlattı. CHP'nin işçi düşmanı yüzünü kendi direnişleri ile nasıl da gördüklerini, "emekten yana görünen" herkese inanmamak gerektiğini, işçi sınıfı ile sermaye karşı karşıya kaldığında gerçekten kim kimin yanında duruyor diye bakmak gerektiğini söyledi. İlk günden beri elinden gelen tüm gayreti göstererek Avcılar işçilerine destek olan herkese teşekkür etti.

Avcılar belediyesinden işçi arkadaşımızın ardından sözü Çapa'da 40'a yakın işçinin yemekhanedeki yemeklerden zehirlenmesinin ardından araştırma isteyen ve bu yüzden üniversite yönetimi tarafından işten atılan İşçi Sağlığı Güvenliği Baş Temsilcisi Cemal Bilgin aldı. Cemal Bilgin, kendi deneyimi üzerinden taşeronun ne demek olduğunu  anlatarak mücadelesinin sadece kendisini ya da sadece üniversitedeki taşeron işçileri değil, taşeron olarak çalıştırılan herkesi ilgilendirdiğini ifade etti. Her Cuma günü düzenlediği eylemlere üyesi olduğu sendika da dahil üniversitede içindeki sendikaların bile pek destek olmadığını, bu durumu değiştirmek, mücadeleyi büyütmek için sendikaları değiştirmek gerektiğini söyledi.

DİP Genel Başkanı Sungur Savran, işçilerin konuşmaların ardından işçi dostlarımıza bir kez daha hoş geldiniz dedikten sonra, işçi yoldaşların tüm konuşmalarında sorunlara gayet doğru bir şekilde parmak basıldığını, bunların yanı sıra özellikle bir konuyu vurgulamak istediğini söyledi ve şöyle devam etti: "Bu sorunların çözümü aynı zamanda işçi sınıfının siyasi alanda parti kurması ve burjuvaziye, patronlara, kapitalistlere karşı ve onların devletteki temsilcilerine karşı mücadele etmesidir. Her sorun aslında sonunda emekçi ile, işçi ile patronlar arasındaki mücadeleye bağlanıyor." AKP'nin ve CHP'nin birer patron partisi olduğunun örneklerini verdikten sonra ise konuşmasını şöyle sürdürdü: "İşçinin yeri işçi partisinin içidir. Biz sizin için birlikte inşa edelim diye bu partiyi inşa ediyoruz. Gencecik bir partidir ama gelecek böyle bir mücadelenin içindedir. Siz bakacaksınız ve kendi partinizi oluşturmak üzere bütün ağırlığınızla yükleneceksiniz. Çözüm buradadır." 

Sungur yoldaşın konuşmasının ardından kamu emekçisi bir yoldaşımız mezhepçiliğe karşı mücadelenin emperyalizme ve Siyonizme karşı mücadele ile bağlarını, Filistin'le dayanışmanın önemini vurguladı. Tuzla Şişecam'da çalışan bir yoldaşımız çalışma koşullarını anlattı, sorunların çözümü için işçi sınıfının mücadele etmesi, siyasete de yumruğunu vurması gerektiğini ifade ederek tüm işçileri Devrimci İşçi Partisi'nde örgütlenmeye çağırdı. Eşi Suriyeli olan bir turizm işçisi arkadaşımız ise "Selam olsun burada buluna devrimci arkadaşlara! Selam olsun Irak'taki, Felluce'deki, Kobani'deki, Filistin'deki yoldaşlara!" diyerek sözlerine başladı ve herkesi Ortadoğu'da mücadele eden halklar için alkışa davet etti. Konuşmasını Arapça ve Türkçe olarak "İnşallah tüm dünyada tek bir şey olacak, o da devrim!" diyerek bitirdi. Toplantıda son olarak bir öğrenci yoldaşımız söz aldı.

Canlı tartışmaların yapıldığı, metalden turizme, tekstilden gıdaya, camdan basına çeşitli sektörlerden işçilerin, kamu emekçilerinin, öğrencilerin, aydınların, Avcılar'dan Çapa'ya mücadele eden işçilerin, ailelerinin yoğun katılımıyla başarılı bir şekilde gerçekleşen etkinlik, toplantının ardından da sıcak sohbetlerle devam etti. Her kahvaltılı okur toplantılarında masrafların karşılanması için toplanan paralar bu sefer Avcılar direnişine destek vermek olarak işçilere teslim edildi.