Gündemin sıcak konuları yoldaşlığın sıcaklığıyla tartışıldı

Gerçek GazetesiMart ayı okur toplantısı DİP İstanbul bürosunda geniş bir katılımla gerçekleşti. Her ay olduğu gibi kahvaltı ile başlayan toplantı, Gerçek Gazetesi’nin sunumu ve tartışmalarla devam etti. Gerçek Gazetesi’nin Mart sayısına dair sunumda solda birlik tartışmalarına ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri gündeminin sol içindeki yansımalarına ilişkin Devrimci İşçi Partisi’nin pozisyonu önemli bir yer tuttu. Gerçek Gazetesi’nin “siyasetin kimyasını da matematiğini de değiştirebiliriz” başlıklı baş yazısına özel olarak vurgu yapılan sunumda DİP’in işçi sınıfı siyasetini ve anti-emperyalizmi merkeze alan bir perspektifle bu tartışmalarda yer almakta olduğu aktarıldı.

Sunum yapan yoldaşımız, işçi sınıfının gündeminin Türkiye’nin gündemi haline getirilmesinin önemini vurguladıktan sonra Gerçek sayfalarından, sendikal mücadelelere, emekçi kitlelerin yaşadığı ekonomik sorunlara ve özellikle de işçi sağlığı alanına dair örneklere yer verdi.

Afrin’deki son gelişmeler ve TSK ile ÖSO’nun şehir merkezinde kontrolü sağlaması da gündemdeydi. Yoldaşımız, Devrimci İşçi Partisi’nin başından itibaren vurguladığı Amerikan tuzağının işlemekte olduğunu ve son gelişme ile “terör koridorunu engelleme” adı altında tüm Suriye’nin kuzeyinde bir NATO ve ABD koridoru oluşturulduğunun altını çizdi. Kürt düşmanlığının emperyalizmin en büyük dostu olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını vurgulayan yoldaşımız, emekçi halkların bedelini ödediği bu askeri harekâtın sonunda hem Türkiye’nin hem de Suriye Kürtlerinin üzerindeki Amerikan nüfuzunun arttığını belirtti. DİP’in “Kürtlerle barış ABD’yle savaş” şiarının doğru ve güncel olduğunun bir kez daha altını çizdi.

Sunumun ardından yapılan tartışmalarda Türkiye’de bir anti-faşist, anti-emperyalist cephe ve dayanışma ihtiyacı öne çıktı. Fikirler bu ihtiyacın nasıl ve hangi temellerde giderileceği üzerine yoğunlaştı. İşçi sınıfının gündemini esas almayan ve sermayeye karşı sınıf mücadelesi vermeyen, anti-emperyalist bir duruştan yoksun birlik deneyimlerinin başarısızlığından ders çıkarılması gerektiği üzerinde duruldu.

Bir diğer konu ise hem Kürt halkının haklarını savunmanın hem de anti-emperyalist bir mücadele vermenin sadece mümkün değil aynı zamanda zorunlu olduğuydu. Bu konuda hem tarihten hem de bugünden örnekler üzerinde verimli bir tartışma yürütüldü.

Kahvaltıya katılan işçiler de fabrikalarındaki gündemleri ve siyasete dair düşüncelerini Gerçek okurları ile paylaştılar. İş kazaları ve iş cinayetleri, patronların sendikalaşmaya karşı işçiyi bölmek amacıyla uyguladıkları politikalar öne çıkan konulardı.

Çiftlik Bank olayı da konuşuldu. Ancak sosyal medyada ve muhalif çevrelerde sıkça rastladığımız gibi dolandırılan insanları suçlayarak onları aşağılayarak değil bu olayın arkasındaki gerçek suçluları ve bu tür dolandırıcılıklara ortam sağlayan düzeni tartışarak.

DİP Genel Başkanı Sungur Savran da tartışma kısmında söz aldı. Sungur Savran öncelikle Vietnam Savaşı’nda Amerikan ordusunun gerçekleştirdiği My Lai köyü katliamının 50 yıldönümünü andı. Emperyalizmin bu katliamın üzerini örtmek için oynadığı tüm oyunlara rağmen gerçeğin ortaya çıktığını ve gerçeklerin asla sonsuza kadar saklanamayacağını vurgulayan yoldaşımız Che Guevara’nın “iki, üç daha fazla Vietnam” sözünü anımsatarak dün olduğu gibi bugün de anti-emperyalist mücadelenin dünya devriminin vazgeçilmez bir parçası olduğunun altını çizdi.

Sungur Savran daha sonra geçtiğimiz hafta yapılan ÖDP kongresine ve bu kongrede CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’nun yaptığı bir konuşmaya işaret ederek düzen partilerinin sosyalistlere her zaman tuzaklar kurduğunu hatırlattı; düzen partisi CHP’nin, emeğe dair söylemlerinin içi boş ve demagojik olduğunun, büyük sermayenin “Sanayi 4.0” programını çözüm yolu olarak göstermesinden belli olduğunu söyledi. Sungur Savran, ÖDP kongresinde, DİP adına yaptığı konuşmaya işaret ederek Mahir, Hüseyin ve Ulaş’ın devrimci mirasına sahip çıkan gençliğin eğer onlar gibi Che Guevara’nın yolundan gitmek istiyorsa sermayenin “sanayi 4.0” safsatasını değil mutlaka Türkiye’de, Ortadoğu’da ve dünyada devrim programını izleyeceğini vurguladı.

Sungur Savran konuşmasının sonunda Gerçek okurlarına ve Devrimci İşçi Partililere seslenerek, AKP’nin istibdadına son vermek için mutlaka CHP’yi de kapsayan bir birlikteliğin gerektiğini düşünenlere, bu düzen partisinin Gezi’den, 7 Haziran’a kadar pek çok kritik aşamada nasıl mücadelenin önüne geçerek istibdadın yükselişine ortak olduğunu hatırlatmalarını istedi. İstibdadı yıkacak gücün işçi sınıfında olduğunu belirten yoldaşımız, bıkmadan usanmadan bu gücü açığa çıkartmak, birleşik bir işçi cephesi inşa etmek ve sınıfın yumruğunu siyaset masasına vurmasını sağlamak için mücadele çağrısı yaptı.