Grevci SeraPool işçileriyle röportaj

İstanbul'da Pendik'in Kavakpınar bölgesinde bulunan SeraPool fabrikasında, sendikal örgütlenmeye öncülük eden bir işçinin işten atılması üzerine üretimi durduran SeraPool işçileri, 32 gündür fiili greve devam ediyorlar. Grevin başından beri en önde mücadele eden kadın işçilerle bir röportaj gerçekleştirdik.

Sendikalaşma süreciniz nasıl başladı?

SeraPool’da çalışma şartları çok ağır olması ve iş güvenliğinin yeterli olmaması nedeniyle sendikaya gittik. Örneğin üretim bandının altından geçilmez işareti var fakat fabrikanın içinde geçecek başka nokta yok. Bunun yanında kadınlar olarak 40-50 kiloluk kasalar kaldırıyoruz, buna bağlı olarak da ben dahil olmak üzere birçok kadın çocuğunu düşürdü. Havalandırma yok, iklimlendirme kesinlikle yok. Yazın 40-50 derece sıcaklıkta çalışılır. Kışın fırınlar durduğu için aşırı soğukta berelerle, atkılarla çalışılır. Maskemiz var ama bunlar çok basit toz maskeleri... Kimyasallarla çalışıldığı için fayda etmiyor. Artık canımıza tak etti. Zaten bundan önce de birkaç defa girişim olmuş fakat sendikalaşmadan duyulmuş ve o arkadaşlar da işten çıkartılmış.

Aynı işi yapan kadın işçilere, erkek işçilere göre daha düşük ücretler mi veriliyor?

Tabi ki daha düşük ücretler veriliyor. Bir erkek işçi de ailesini geçindirebileceği kadar ücret almıyor, kadın işçi de… Ortalama ücretler 1200 lira civarında… Üstelik 20 yıllık işçi bile bu ücreti alıyor. Şimdiye dek o kadar az zam alınmış ki yeni giren işçi bile eski işçiye göre daha iyi ücret alabiliyor. Eski işçiler çok mutsuz; bu fabrikayı büyütüp marka haline getiren onlar aslında, şu an bunların kıymeti bilinmiyor. Yeni yaptığı işçi alımı ilanlarında sendikalı fabrikamıza işçi aranıyor diye ilan var, artık nasıl bir sendika bilmiyorum. Patronun kendi sendikası olduğunu düşünüyoruz. Bizler fabrikaya DİSK’le girmek istiyoruz açıkçası. DİSK Cam Keramik-İş Sendikası ile…

Diğer fabrikalarda ve işyerlerinde çalışan kadın işçilere bir mesajınız var mı?

Her şey bir yana, burada öğrendiğimiz en önemli şey; yanımda çalışan arkadaşımı bile tanımıyordum. Neden hoşlanır, ne yapar bilmiyordum. İçerde erkeklerle kadınlar, birbirlerine öcü gözüyle bakıyordu. Burada direniş alanında herkes birbirini tanıyor. Kadın erkek birbirimizi tanıdık. Şimdi hakikaten dayanışma içerisindeyiz. Birlikte çadır kuruyoruz, kahvaltı hazırlıyoruz. İnsanların birbirini tanıması ve birbiri hakkındaki önyargılarını kaldırması ve birlikte hareket edebilmesi en önemli mesele.  Hak mücadelesi de tabi ki önemli bir noktada duruyor. Hakkımızı onlar vermeyecekler, biz alacağız!