Aydınlar grev yasağına karşı Ejot Tezmak'taydı

200'e yakın imza ile Birleşik Metal İş'in grevine destek açıklaması yapan Metal greviyle dayanışma için aydınlar platformu bugün de grev yasağına karşı işgal eyleminin sürdüğü Ejot Tezmak fabrikasındaydı. Platform adına basın açıklamasını öğretim üyesi Aslı Kayhan yaptı. Kayhan, Bakanlar Kurulu kararının haksız, gayri meşru ve yasadışı olduğunu söyleyerek bu kararı kınadıklarını ifade etti. Daha önce yaptıkları açıklamada herkesi olası baskılara karşı metal işçileriyle dayanışma göstermeye çağırdıklarını hatırlatan Kayhan, hükümetin yasaklama kararına şaşırmadıklarını ama asla kabul etmediklerini söyledi. Kayhan sözlerini şu cümlelerle bitirdi: " Dün grevi desteklerken gösterdiğimiz açıklık ve kararlılıkla bugün de grev yasağını kınıyor ve metal işçileriyle tam bir dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz. Herkesi bir kez daha metal işçilerinin haklı mücadelesini desteklemeye ve baskılara karşı, işçilerle dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz."

Kayhan'ın ardından İstanbul Üniversitesi emekli öğretim üyesi İzzettin Önder söz aldı ve sermaye sınıfı karşısında emeğin ve insanlığın yanında olduğunu bunun için grevi desteklediğini ve bundan gurur duyduğunu söyledi.

Platformun imzacılarından Sungur Savran ise konuşmasında doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümetini hedef aldı. Erdoğan ve AKP'nin pek çok yönden eleştirildiğini ancak bunların esas eleştirilmesi gereken yönlerinin işçi düşmanlığı olduğunu vurguladı. Grevin MESS'te çözülmelere yol açtığı bir aşamada gelen yasaklama kararının ardından hükümetin kendini teşhir ettiğini söyleyen Savran, "artık hükümet Türkiye'nin hükümeti olmadığını göstermiştir bu hükümet MESS hükümetidir" dedi. Savran, tüm adınların ilericilerin ve halkın işçilerin haklı mücadelesinin yanında olması gerektiğini vurgulayarak sözlerine son verdi. İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof.Dr. Hakan Ongan ise hükümetin "ulusal güvenlik" gerekçesini eleştirdi. İşçilere seslenen Ongan, "siz üç otuz paraya açlık sınırında çalışırken ulusal güvenliğe bir şey olmuyor da greve çıkınca mı ulusal güvenlik tehdit ediliyor" diyerek bu gerekçenin içinin ne kadar boş olduğunu vurguladı.

İşçi sınıfının sorunlarına eğilen yazı ve akademik çalışmalarıyla öne çıkan Nilgun Tunçcan Ongan da grev bir hak olduğu için yasaklamanın asla meşru olamayacağını söyledi. Bu grev yasağının yasal da olmadığının altını çizen Nilgün Tunçcan Ongan, grevin yasaklanmasına karşı işçilerle dayanışma içinde olduklarını vurguladı. Açıklama işçilerle atılan sloganlarla birlikte son buldu. Ardından grev ve işgal süreci ile ilgili platform imzacıları işçilerle durumu değerlendiren konuşmalar gerçekleştirdi.