Ankara’da 1 Mayıs

2013 Türkiye’de isyanın yılı oldu, başkent Ankara da hem ODTÜ hem Tuzluçayır’ın uzun soluklu mücadele süreci ile bir isyan kenti haline geldi. Bu sıra dışı yılın ardından gelen 1 Mayıs ise son derece sıradan oldu. Emekçiler 1 Mayıs gösterisini sendikaların inisiyatifi ile her yıl olduğu gibi Gar’dan Sıhhiye’ye yürüyerek meydanda düzenledikleri miting ile gerçekleştirdiler. KESK, DİSK, TMMOB, ve TTB’nin çağrısıyla 11.00’de Gar’da toplanan binlerce kişi kortejler ve sloganlarla Sıhhiye Meydanı’na yürüdüler. Devrimci İşçi Partisi de işçi sınıfının gücünü topladığı gösteriye kendi pankart, bayrak ve sloganlarıyla katıldı. İsyan şehitlerine sözümüzün sosyalist dünya devrimi olduğunu haykırdı. İşçinin yumruğu indiğinde tüm kan emicilerin defolup gideceğini emekçilere ve gençliğe hatırlattı. Biz Yüzde 99’uz Platformu da yürüyüş esnasında “Tekel, Greif, Yatağan İsyanı Emekle Büyütelim” pankartı açtı.

Ankara’da Sıhhiye mitinginin haricinde iki ayrı 1 Mayıs eylemi vardı. Bunlardan ilki Tayyip Erdoğan ile yaptıkları görüşmenin ardından sendikaların düzenlediği mitingden çekilen Türk-İş tarafından gerçekleştirildi. Oldukça cılız bir kitleyle Tandoğan’da gerçekleştirilen eyleme rağmen birçok Türk-İş üyesi işçi bireysel olarak Sıhhiye mitingine katıldılar. İkinci eylem ise kimi sol örgütler tarafından gerçekleştirildi. Kolej yönünden Kızılay’a yürümek isteyenlere polis saldırdı. Sıhhiye mitinginin sonrasında DİP üyeleri de Kızılay’daki eyleme katıldılar. Polis şiddeti karşısında sürdürülemeyen eylem akşam saatlerinde sonlandı.

Ankara’da üç ayrı 1 Mayıs eylemi örgütlenmiş olması sorunlu bir durum oluşturdu. Kızılay Meydanı’na işçi sınıfının damgasını vuracağı, Taksim’in yanına eklenen, kitlesel ve militan bir 1 Mayıs eylemi isyan yılının ardından önümüzdeki dönemin mücadelelerine güç katabilirdi. Buradan çıkarılacak ders, gelecek yıllarda şehrin kalbinin attığı yer olan Kızılay’ı zapt edecek bir çalışmanın işçi sınıfı ve gençlik içinde erkenden örülmeye çalışılması olmalıdır.