Ürdün Vadisi de Filistin topraklarının tamamı da Filistin halkınındır!

Siyonist işgal devletinin “başbakanı” Netanyahu, Salı günü 17 Eylül’de yapılacak genel seçimlerde oy istemek amacıyla Batı Şeria'nın önemli bir kısmını oluşturan Ürdün Vadisi’ni ilhak etmeye söz verdi. Batı Şeria’nın neredeyse dörtte birini kaplayan, yüksek tepelerden, önemli su kaynaklarından ve verimli topraklardan oluşan Ürdün Vadisi zaten 1967 yılındaki 6 Gün Savaşı’ndan beri işgal devletinin işgali altında!

Ürdün Vadisi 52 yıldır Siyonistlerin işgali altında

Siyonistler işgal ettikleri Filistin topraklarında yıllar boyunca sayısız yasadışı yerleşim yeri inşa ettiler. Netanyahu seçim vaadi olarak Ürdün Vadisi’nden başlayarak bu yerleşimlerin hepsinde işgal devletinin egemenliğini sağlayacağına söz verdi. Filistinlilerin gördüğü zulüm ve baskıların önemli bir kısmında rol oynayan, çoğunluğu silahlı bulunan Siyonist yerleşimciler Netanyahu’nun açıklamasını büyük bir sevinçle karşıladı. Ürdün Vadisi’nde bulunan yasadışı yerleşimlerde yaşayan Siyonistleri temsil eden bölgesel konseyin başkanı heyecandan gece uyuyamadığını ifade ediyordu.

Ürdün Vadisi’nde 10.000 civarında yasadışı yerleşimci bulunuyor. İşgal devleti bu yerleşimcilerin sefa içindeki hayatlarını ve sayısız imtiyazlarını koruma altına alırken, bölgede yaşayan 65.000 Filistinlinin en temel haklarını engelliyor. Filistinlilerin bölgenin bol miktardaki su kaynaklarına erişimi dahi engellenirken, Ürdün Nehri’nden gelen su yerleşimcilerin ihtiyaçları ve zevkleri için kullanılıyor, neredeyse tüm yerleşimlerde bulunan büyük yüzme havuzlarını dolduruyor. İşgal kuvvetleri ise Filistinlileri bölgeden göç ettirmek ve yerleşimleri genişletmek için sadece su kaynaklarının büyük kısmına el koyup bunları yerleşimcilere vermekle kalmıyor, Filistinlilerin suyuna da saldırıyor. Daha geçtiğimiz Ağustos ayında işgal ordusu Filistinlilerin tarım alanında kullandığı bin metre küplük bir su tankerini yok etti, su taşıyan bir boru hattını ortadan kaldırdı.

Siyonistlerin seçim kampanyası: Daha fazla suç, daha fazla işgal, ilhak!

Netanyahu tehlikede olan siyasi kariyerini kurtarmak ve koalisyon hükümeti kurmakta başarısız olduktan sonra bir kez daha gittiği genel seçimlerde tekrar seçilebilmek için diline bir kez daha Filistinlilerin topraklarını doluyor. Vadettikleri sadece Ürdün Vadisi’nin ilhakıyla sınırlı değil, oradan başlayarak bütün yasadışı yerleşimleri işgal devletine resmi olarak katmak, fiilen kontrolü altındaki bütün toprakları ilhak etmek istiyor. Netanyahu ve partisi Likud’un seçimlerdeki rakibi Mavi Beyaz İttifakı ise bu vaadi eleştirmek için yaptığı açıklamada, Ürdün Vadisi’ni ilhak etme sözünü ilk kez biz vermiştik dedi. Buyurun işgal devletinde seçimler öncesi yapılan tartışmaların özeti: Siyonistler Filistinlilere ait olan toprakları kim daha önce ilhak eder, kimin eli suç işlerken daha çabuk olur diye tartışıyor!

Siyonistler bu cüreti ve aymazlığı, İsrail’i son dönemdeki hiçbir dönemeçte yalnız bırakmayan Amerikan emperyalizminden alıyorlar. Netanyahu seçim konuşmalarında, siyasi kariyeri boyunca gerçekleştirdiği başarıları sıralarken en başta Amerika’yı büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyarak Kudüs’ü işgal devletinin başkenti olarak tanımaya, Golan’ın ilhak kararını onaylamaya ikna etmekle övünüyor. Ayrıca The Jerusalem Post adlı gazetenin haberine göre Netanyahu’ya yakın kaynaklar Ürdün Vadisi’nin ilhakının Trump’ın İsrail’deki seçimlerden sonra açıklayacağı sözde barış planının içinde olduğunu belirtiyor. Nitekim Netanyahu da bu vaadi seçimlerin ardından Trump yönetimi sözde barış planını açıkladıktan sonra gerçekleşeceğini vurguluyor.

Emperyalizme ve Siyonizme karşı lafla mücadele edilmez!

Netanyahu’nun Filistin topraklarını uluslararası hukuku çiğneyerek ilhak etme vaatlerinden sonra Türkiye Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. İslam İşbirliği Teşkilatı yazılı bir açıklamayla bilinmeyen bir tarihte toplanacağını belirtti. Ancak bütün bunlar daha önce ABD emperyalizmi konsolosluğunu Kudüs’e taşıdığında, Golan Tepelerinde ilhaka onay verdiğinde de yapılmıştı, Dışişleri Bakanlığı derhal kınamış, İİT toplanmış ve işgal devletine karşı nutuklar atılmıştı.

İşgale ve ilhaka verilecek cevap sözlü açıklamalar, hamasi nutuklar olamaz. Siyonistler bir yandan geniş yıkım planlarıyla Filistinli aileleri evsiz bırakırken, diğer yandan Filistin halkının topraklarını ilhak ederken Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı kınamanın, İslam İşbirliği Teşkilatı toplandığında orada atılacak nutukların kıymeti yoktur! Elbette ki Netanyahu’nun veya rakiplerinin vaatleri ile ne Ürdün Vadisi, ne tarihsel Filistin toprakları işgal devletine ait olacaktır. Bunun teminatı en başta Filistin halkının canı pahasına verdiği mücadeledir. Ancak kendinize Filistin dostu diyorsanız, işgale, Siyonizme karşı mücadeleden bahsediyorsanız nutuk değil, somut adımlar atın! Siyonist İsrail ile diplomatik, askeri, ekonomik, kültürel, akademik ilişkilerin hepsini kesin! Siyonist elçiyi kovun! İşgal devletinin hamisi, her daim destekçisi ABD emperyalizmine karşı nutuk değil somut adımlar atın. NATO’dan çıkın, İncirlik ile başlayarak emperyalist üsleri kapatın!