Sınıfsal zeminde sosyalist bir odak inşa edelim!

Bursa Oyak Renault'dan bir işçi

Sol özellikle de sosyalistler her zaman birlik olamamakla ve bölünmekle eleştirilir. 24 Haziran’da çokça özlenen solda birlik bir yönüyle gerçekleşti. Onlarca sol ve sosyalist grup, parti, oluşum HDP’de birleşti. HDP ve Demirtaş için oy çağrısı yaptı. Bazıları HDP listelerinden milletvekili adayı gösterdiler. Daha sonra siyasetin sol cenahında “mecliste HDP’ye Cumhurbaşkanlığı’nda İnce’ye” formülü öne çıkmaya başladı. Neredeyse kimse açıkça bu formülü dillendirmedi ama Kılıçdaroğlu’nun Adalet yürüyüşünden beri birçoğu HDP çatısı altında birleşen sol yapılar için CHP de meşru bir adres haline gelmişti. Bayraklarını indiren sol, İnce’nin mitinginde de yer aldı. Yayın organlarında İnce’nin mitingini öve övebitiremedi.

CHP, NATO’cu ve piyasacı bir burjuva programıyla seçimlerde yer aldı.HDP, listelerinde sosyalist adaylara yer verdi ama sosyalistlerin siyasetini etkilemesine izin vermeyeceğini hem programıyla hem de seçimin hemen öncesinde TÜSİAD’ın huzuruna çıkarak gösterdi. Selahattin Demirtaş ise CHP’nin, İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile oluşturduğu burjuva ittifakını demokrasi ittifakına dönüştürme çağrısı yaparak yüzünü sola değil sağa doğru dönmüştü.

Dolayısıyla sosyalistlerin birlik halinde CHP’den HDP’ye uzanan hatta dizilmesi,istenen sonuçları vermedi. Burjuva siyasetinin kimlikler temelinde oluşturduğu matematik hiçbir şekilde değişmedi. Sosyalist yapılar iltihak ettikleri HDP’ye ve kuyruğuna takıldıkları CHP’ye hiçbir oy desteği sağlayamadıkları gibi diğer partilere oy veren işçi ve emekçilere de seslerini duyurmadılar. Solda birlik sosyalist solda sıfırlanmayla sonuçlandı.

Seçim sürecinde solda sıfırlanma demek Türkiye’de sosyalist hareketin bittiği anlamına gelmez. Tam tersine ülkede ciddi bir sosyalist birikim mevcuttur. Bu birikimin seçim döneminde sermayeden ve emperyalizmden bağımsız bir odak olarak harekete geçirilmesi son derece önemliydi. Seçimlerden sonra daha da önemlidir. Çünkü 24 Haziran seçimleri işçi ve emekçi milyonların hiçbir sorununu çözmemiştir. Ekonomik sorunlar yığılmaktadır. Erdoğan’ın iktidarı işçi sınıfına acı ilacı içirmeye hazırlanmaktadır. Emperyalist zincirler kırılmak şöyle dursun sıkılaşmaktadır. İstibdad rejimi, orduyu iktidar ortağı yaparak koyulaşmaktadır. Ekmek ve hürriyet kavgasının ve emperyalizme karşı mücadelenin tek sahibi sosyalistlerdir. Bu koşullarda sosyalistlere seçimlerde olduğundan çok daha fazla ihtiyaç vardır.

Dolayısıyla şimdi ve bir kez daha sosyalist bir odağın inşa edilmesi hedeflenmelidir. Sosyalist odağın yüklenmesi gereken alan asla yerel seçimler değildir. Sosyalistler HDP ve CHP ekseninde solda sıfır olmayı bir daha asla kabul etmemelidir.

Sosyalistlerin yerel seçim sandıklarında alternatif oluşturması son derece zor olacaktır. Öte yandan gerçek bir sosyalist odak, sokaklarda, grevlerde, direnişlerde tek alternatif olacaktır. Tabii bunun için kimlik siyasetinin solcu versiyonlarını değil sınıf siyasetini esas almak gerekir. Emekçinin mutfağındaki yangını söndürecek, işsizliğe çare olacak siyasetler üretmek gerekir. Gerçekçi siyaset,düzenin çizdiği sınırlar içinde kalan siyaset değildir. Gerçekçi siyaset, somut sorunlara somut çözümler üreten siyasettir. Bugün düzen krizde,çözüm düzenin dışındadır. O yüzden sosyalist bir alternatif ve odak şarttır.

İstibdadın üzerinde yükseldiği ekonomik ve siyasal zemin kaygandır. Bu zemin her an sarsıntılara gebedir. İstibdadın sarsıntıya uğraması kendi başına ekmek ve hürriyet mücadelesine kazanım getirmez. Sosyalistlerin fabrikalardan emekçi mahallelerineuzanan, gençlerin, kadınların ve tüm ezilenlerin hürriyet mücadelesini kapsayan bir odak haline gelmesi elzemdir.

Özelleştirmeye kamulaştırmayla, piyasaya güven verecek “yapısal reformlar”asistemin sömürücü yapısını hedef alan işçi sınıfı talepleriyle, emperyalist batıyla bütünleşme siyasetine NATO’dan çıkmayı, üsleri kapatmayı, İsrail’le ilişkileri kesmeyi savunan bir siyasetle karşılık vermek gerekir. İstibdada karşı hürriyet mücadelesi çok geniş kesimleri kapsamalı ama bu mücadelenin sınıfsal bir zemine oturtulması hedeflenmelidir. Sermayenin ve emperyalizmin temel hak ve özgürlüklere dair talepleri yozlaştırıp sönümlendirmesine izin verilmemelidir, sınıf mücadelesi ve emperyalizme karşı mücadele ana ekseni oluşturmalıdır. İstibdadın zincirli meclisi bir çözüm mercii değildir. Sosyalistler bu siyasi hatta buluştuğunda ve bu temelde bir odak inşa ettiğinde düzen siyasetinin solunda sıfır olma kaderinden kurtulacaktır. Hiçbir ön koşul ve rezerv olmadan sermayeden ve emperyalizmden bağımsız sınıfsal zeminde bir sosyalist odağın inşası için çağrımızı yineliyor ve üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bildiriyoruz.  

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ağustos 2018 tarihli 107. sayısında yayınlanmıştır.