Neden CHP’yle değil?

Solun bir kısmının, AKP’ye karşı CHP’yle birlikte hareket edilmesi, beraber bir mücadele hattı örülmesi konusunda istekli olduğunu biliyoruz. Devrimci İşçi Partisi ve geleneği, CHP ve onun dönem dönem rolüne soyunan DSP ve SHP gibi burjuva partileriyle seçim işbirlikleri yapmayı ilkesel olarak reddetmiştir, hala da aynı noktadır. Sorun bizce ilkeseldir. İlkelerimiz tüm burjuva kamplarından bağımsız, işçi sınıfının kendi politikasını öne çıkartır. CHP, bu siyasal ufkun dosdoğru karşısında yer alan bir düzen partisidir. Başta seçimler olmak üzere CHP’nin savunduğu politikalar, burjuvazinin ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmekte, emperyalizmin ve siyonizmin Ortadoğu’daki gelecek planlarının bir parçası olarak Amerikan muhalefetinin belkemiği olarak karşımıza çıkmaktadır. Siyasal ufkunu burjuva düzeninin sınırlarıyla hapsedenler, pek tabi CHP şemsiyesini en uygun adres olarak görürler.

CHP’nin solun gönlünü çalmak için taktik hamleler yaptığını görüyoruz. Özellikle Birleşik Haziran Hareketi’nin toplantı ve konferanslarında baş köşede boy gösteren CHP’liler bu taktiğin başrol oyuncuları. BHH’li kardeşlerimiz CHP tabanını etkileyeceklerini zannededursun, CHP’nin Ekmeleddinlerle, Mehmet Bekaroğlularla, Mansur Yavaşlarla sağa doğru yaptığı açılımın soldaki simetriği olmanın önüne geçemediler. Yani BHH, her toplantıda CHP’lileri baş tacı yapıp onur konuğu olarak ağırladıkça, ister istemez CHP’nin tabanını kazanacağına CHP’nin solun tabanını etkileme çabasının zeminini oluşturdu.

Solun adeta bir fobisi var. CHP’den koptukça kitleden de kopacağına inanıyor. Her fobi gibi bu da boş bir inançtan, bir saplantıdan ibaret. Gerçek ise CHP’den kopmadan emekçi kitlelerle gerçek bir buluşmanın mümkün olmadığıdır. En başta ve en önemlisi CHP ile birlikte işçi ve emekçi kitlelerle nasıl buluşulabilir? Tüm CHP belediyeleri taşeron patronuna cennet, işçiye cehennem olmuşken hangi taşeron işçisine AKP’yi bırak bize gel denebilir? MESS patronları AKP’ye grevi yasaklattırıyor, sonra da grev yasaklamanın halkla ilişkiler kısmını Kılıçdaroğlu ile basına poz vererek yapıyor! Kılıçdaroğlu, MESS patronlarını baş tacı etmişken CHP metal işçisinin adresi olur mu? İş Bankası’nın ortağı, Bank Asya’nın fedaisi konumundaki CHP’nin, boğazına kadar yasal tefeci olan bankalara borçlanmış emekçilere sunacak bir şeyi olabilir mi?  Ya Aleviler. Aleviler CHP’ye oy veriyor ama yokluktan, siyasal İslam, DAİŞ korkusundan… Yoksa Alevilerin kendi varlıklarına tehdit olarak gördükleri cami cemevi projesinin mimarı olan Gülen cemaati ile ittifak içindeki bir CHP, Aleviler için nasıl gerçek bir alternatif olsun? Kadınların sorununun, İslamcılığın karşısında modernlik olduğunu zannedenler için CHP bir alternatifmiş gibi gözükebilir ama emekçi kadınlar için CHP’li patronla AKP’li arasında bir fark yok… AKP kreş yapan huzurevi biçer diyor ama Batılı modern şirketler de kadınlar için kreş kurmak yerine cezasını ödeyip yoluna devam ediyor. TÜSİAD’ın başkanının kadın olması erkek patronların imajını düzeltiyor ama işçi kadınlara fayda etmiyor.

Kısacası solun ve sosyalistlerin işçi ve emekçi kitlelere ulaşması için CHP’den kopmasından başka çare yok!

Bu yazı, Gerçek gazetesinin Mart 2015 tarihli 65. sayısında yayınlanmıştır.