Nail yoldaşı kalbimize gömdük

Ölümünden bir hafta sonra, 5 Mayıs 2013 Pazar akşamı, ağzına kadar dolu bir salonda, yüzlerce insan iki saat boyunca Nail Satlıgan’ı kolektif biçimde kucakladı. Yakın dostları konuştu, Türkiye komünizminin gerçek anlamda duayeni olan Vedat Türkali konuştu, DİSK ve İstanbul Tabip Odası yöneticileri konuştu, yayıncısı konuştu, toplantıya gelemeyen dostlarının mesajları okundu. Ama en önemlisi, Nail yoldaşı bebeklikten son günlerine izleyen kısacık ama son derecede güzel bir video izlendi. Nail’e hayattayken “Nail ağabey” olarak hitap eden Adanalı işçi, Devrimci İşçi Partisi geleneğinin emektarı Hasan Sönmez’in konuşmasında söylediği gibi, Nail yoldaşı hep birlikte kalbimize gömdük.

Bebekleri rahat ettirmek için zille çalınan melodiler vardır. Nail hakkındaki film onun bebeklik fotoğraflarına eşlik eden böyle bir melodi ile açılıyordu. Farklı olan çalınan melodi idi: Enternasyonal! Evet, neredeyse kısa pantolonlu iken sosyalist olan Nail Satlıgan’a çok yakıştı! Her konuşmacı, Nail’in Marksizme, sosyalizme, işçi sınıfına ve bütün ezilenlere nasıl bağlı olduğunu, ne çok katkı yaptığını anlattı. Ama ağız ucuyla, usul icabı söylenmiş değil, sahici bir enternasyonalizm onun için bütün bunların ayrılmaz bir parçasıydı.

Vedat Türkali: “Trotskistler komünisttir”

Çünkü Nail 25 yaşından itibaren Stalinizmin milli komünizmini karşısına almış, devrimci Marksizmin enternasyonalizmini bağrına basmış bir sosyalistti. Salona büyük güçlüklerle gelmiş olan, 95 yaşındaki, tarihi TKP’nin içinde uzun yıllar mücadele vermiş büyük romancı Vedat Türkali, bu toplantının belki de en önemli, en tarihi konuşmasını yaptı. Güçlükle ayakta duran bu çınar, bu yaşayan anıt, Nail’in adını eskiden duyduğunu, ama insanların “onlar Trotskist” diye dışladığını, oysa Sovyetler Birliği’ne gittiğinde işçi sınıfının nasıl güçsüz bir yığın olduğunu kendisinin de gördüğünü anlattı, Nail’le bundan sonra tanışmalarını hikâye etti ve Nail’in Türkiye komünizmi için ne kadar büyük önem taşıdığını vurgulu biçimde ifade etti.

Toplantının siyasi bakımdan en önemli konuşmalarından birini de işçi yoldaşımız Hasan Sönmez yaptı. Nail Satlıgan’ın nasıl işçi sınıfı için bir ışık, bir öğretmen olduğunu, onun gibi aydınların devrim mücadelesinde büyük önem taşıdığını anlattı Hasan yoldaşımız.

İşçi sınıfının sesi aynı zamanda DİSK’in yeni genel sekreteri Arzu Çerkezoğlu tarafından taşındı bu toplantıya. Çerkezoğlu, toplantıya “konfederasyon adına” hitap etti. Nail gibi bütün hayatını işçi sınıfının özgürleşmesi davasına vakfetmiş bir aydın için, kendi siyasi bakımdan doğuşu, kuruluşu ile aynı yıllara rastlayan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun ve onun temsil ettiği işçilerin kendi uğurlanmasında sesinin duyulması büyük bir gurur vesilesidir.

“Boğaz kıyılarında Tatar bir İvan Karamazof”

Türkiye üniversitelerinde Marksizmin, özellikle iktisat alanında en eski temsilcisi olan Profesör Korkut Boratav, toplantıda bulunamadı, ama bir mesaj yolladı. Boratav, kendisinden yaklaşık 15 yaş küçük olan Nail’den ne kadar çok şey öğrendiğini vurguluyordu.

Toplantıda okunan bir başka mesaj, Devrimci İşçi Partisi’nin (DİP) Yunanistan’daki kardeş partisi EEK’in genel sekreteri Savas Mihail Matsas’tan geliyordu. 2003’te Nail’le İstanbul’da tanışalı beri çok sıcak bir dostluk kurmuş olan Savas Mihail, annesi Rus, babası Rusya Tatarı olan Nail’i bir Dostoyevski romanı kahramanı olan İvan Karamazof’un İstanbul’da yaşayan bir örneği olarak gördüğünü söylüyor, onun hastalığının son aşamalarında aralarında hayata ve devrime ilişkin yazışmalarından hareketle bir sosyalist için hayatın anlamını tartışıyordu.

Nail Satlıgan’ın enternasyonalizminin bir başka öyküsü, DİP Adana örgütünden yoldaşımız Şiar Rişvanoğlu tarafından anlatıldı. “Dostoyevski” kahramanı” Satlıgan’ın Mehmet Uzun romanlarından çıkmış bir Kürt yoksulu, daha sonra 2001’de gerillada ölen Bülent (Botan) ile 2007’de kurduğu diyalogu anlattı Rişvanoğlu.

Satlıgan’ın yakın dostlarından Ahmet Tonak’ın moderatörlüğünü yaptığı, Nail ve sosyalizm yolunda ölmüş bütün kardeşlerimizin anısına saygı duruşu ile başlayan toplantıda 11. Tez Yayın Kolektifi’nden arkadaşı Cengiz Arın biyografisini okudu. Gösterilen videodan sonra en yakın arkadaşlarından Gülnur Acar-Savran ve Şadi Ozansü’den başlayarak çeşitli konuşmacılar Satlıgan’ın solun ve kendilerinin hayatına katkılarını vurguladılar. Fikret Başkaya Satlıgan’ın Özgür Üniversite’ye verdiği katkıya bütün camia adına teşekkür etti. Yayıncısı Yordam Kitap yöneticisi Hayri Erdoğan, Satlıgan adına onun 65 yaşına rastlayacak şekilde bir defaya mahsus, Marksist araştırmaları teşvik edecek bir yarışma planladıklarını anlattı. Yine 11. Tez’den arkadaşı, Sosyal Bilimler Derneği Başkanı ODTÜ öğretim üyesi Galip Yalman, yolladığı mesajda derneğin bu yılki kongresinde Satlıgan’a adanacak oturumlar yapılmasını önerdi.

Savran: “Nail işçi sınıfının devrimci mücadelelerinde yaşayacak”

Salondan alınan sözlerden sonra toplantı Sungur Savran’ın konuşması ile kapandı. Satlıgan ile 40 yıl boyunca çok çeşitli alanlarda birlikte mücadele ettiklerini vurgulayan Savran, Satlıgan’ın bir bilge olduğunu, solun birleşik eyleminden yana olduğunu, ama kesin biçimde anti-Stalinist ve enternasyonalist fikirlere sahip olan bir devrimci Marksist olduğunu vurguladı. “O Marksizmin hünerli ve titiz kuyumcusuydu” dedi. Konuşmasını, Satlıgan’ın sadece genç Marksist aydınların çalışmalarında değil, bu 1 Mayıs’ta DİP İzmir örgütünün “Nail Satlıgan Yoldaş mücadelemizde yaşayacaktır” yazılı bir fotoğraflı pankart taşıması örneğinde görüldüğü gibi, her geçen yıl büyüyen ölçekte işçi sınıfının mücadelelerinde de yaşayacağını belirtti.

Savas Mihail Matsas (Yunanistan EEK Genel Sekreteri): “Her halükârda, Trotskiy’in belirttiği gibi, biz devrimciler şunu bilecek kadar ayrıcalıklıyız: mutlulukların en yücesi, içinde yaşadığımız anda hayatın tadını çıkarmak değil, geleceği hazırlamaktır. Biz, insanların özgürleşmiş olacağı bu komünist gelecek için ve o geleceğin içinde yaşıyoruz. Hiç kimse bu ayrıcalığı bizim elimizden alamaz.”

Vedat Türkali: “Nail, tarihin kızıl ışıkları içinde mutlaka anılacaktır.”

Hasan Sönmez: “Bir işçi olarak Nail yoldaşı kalbime gömüyorum.”

Gülnur Acar-Savran: “O bir put kırıcıydı.”

Korkut Boratav: “Gençler Nail Satlıgan’ın olmadığı bir dünyada bizden daha az talihli olacak.”

Fikret Başkaya: “Nail, bilim namusunun ve sosyalist insanın timsaliydi.”

Hayri Erdoğan (Yordam Kitap): “Emeği geçen her yeni kitabı götürdüğümde onu çocuğu gibi okşardı.”

Sungur Savran: “Bugün, 5 Mayıs, Marx’ın doğum günü. Yarın Denizlerin asıldığı 6 Mayıs’ın yıldönümü. Nail, fiilen 1968 kuşağının içinden gelip, devletle kavgaya giren o devrimcilerin ihtiyaç duyduğu devrimci Marksizmi Türkiye soluna taşıyan insandır. Tarihteki yeri budur. Yarın, devrimin yeni dalgası, Deniz’lerin, Mahir’lerin, İbo’ların kahramanlığıyla Nail’in yaymak için mücadele ettiği devrimci Marksizmin aklının birleşmesi temelinde olacaktır. Bu dünyadan Nail geçti!”