İşçi sınıfı AKP’yi neden mezara göndermeli?

AKP neredeyse 13 yıldır bu ülkeyi yönetiyor. Birbiri ardına gelen her seçimde işçinin, emekçinin oyunu istediler. Her defasında da iktidar oldular. Bunca yılın ardından zihnimiz net olmalı: AKP işçiye, emekçiye düşman bir partidir. Neden mi?

1.      T.C. oldu Taşeron Cumhuriyeti

AKP iktidara geldiğinde taşeron işçi sayısı 390 bindi, şimdi 2 buçuk milyonu geçti. Hem özelde hem devlette taşeronun girmediği yer kalmadı. Taşeronda bugün işe girersin, yarın kapı önündesin. Maaşlar asgari ücreti geçmez. Sendika yok, hiçbir sosyal hak yok. AKP’nin en büyük vaadi ise kiralık işçi büroları kurmak.

2.      Sendikalaşmak yasak

Anayasa sendikaya üye olma hakkı tanımış ama sıkıysa ol, anında kapının önüne koyar patronlar. Şikâyet etsen bakanlık patrondan yana çıkar, mahkemeler de hakeza. Sendikaya üye olsan bile bu sefer de işkolu barajı var. Toplu sözleşme yapmak adeta bir rüya oldu. Sonuçta sendikalı işçilerin oranı %13’ten %5’e düştü. Hak aramak yasal ama yasak.

3.      Grev de yasak

Diyelim işçi sendikalaştı, bu sefer de grev yasak. İşçi grev yapıp ücretlerini, çalışma şartlarını iyileştirmek istediğinde grevler Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanıyor. En son metalde, ondan evvel camda, lastikte grevleri yasakladılar. Yasa çıkarıp bankalarda, havacılıkta grev yasağı getirmeye kalktılar. Kamu emekçilerine grev zaten en başından beri yasak.

4.      Asgari ücret yerlerde

Sendika yoksa, grev yasaksa, taşeron çalıştırma almış başını gitmişse ücretler de haliyle tepe taklak gidiyor. Ülkenin yarısı asgari ücretle ev geçindiriyor. Büyüme hızına yetişmesine izin verselerdi şimdi asgari ücret 1700 TL olacaktı ama 1000 TL’yi dahi bulmadı. Gıda ve kira fiyatlarındaki, faturalardaki artış ortada.

5.      Sata sata özelleştirmedikleri yer kalmadı

Seka, Tekel, madenler, santraller, elektrik, doğalgaz ve su dağıtımları, Türk Telekom, Tüpraş, Erdemir, limanlar AKP tarafından özelleştirildi. Sırada Halk Bankası, Milli Piyango, TCDD, şeker fabrikaları var. AKP özelleştirmelere devam edeceğini söylüyor. Özelleştirme işçinin haklarını yitirmesi, işsizliğin artması, ücretlerin düşmesi, örgütsüzlüğün yayılması demektir.

6.      İş kazası değil iş cinayeti, işçi katliamı

Her gün işçiler madenlerde, tersanelerde, inşaatlarda can veriyor. Buralarda çalışanlar her sabah işe giderken aileleriyle vedalaşıp helalleşiyorlar. Mevsimlik işçiler adeta denizlerde boğulan kaçaklar gibi yollarda helak oluyor. AKP iktidarında 16 bin iş cinayeti yaşandı. Savaş çıksa ancak bu kadar insan ölürdü. Başta Soma olmak üzere bu cinayetlerin hiçbirinin de hesabı sorulmadı.

7.      İşsizlik boynumuzda zincir

Sendikalar işsiz sayısını 6 milyon olarak hesaplıyor. Her üç gençten biri işsiz, artık diploma da iş garantisi vermiyor. Atanamayan on binlerce öğretmen var, sınıflarda öğretmen yok. İşsizliğin olduğu yerde ne ücretler ne de çalışma şartları iyileşir. “Sus da işine bak, kapıda bekleyen milyonlarca işsiz var” lafını duymayan işçi kaldı mı?

8.      Kıdem tazminatına da göz diktiler

AKP şimdi de işçi sınıfının elinde kalan son kazanım kıdem tazminatını kaldırmayı hedefliyor. Böylece kriz vurduğunda patronların işçi çıkarması kolaylaşacak. Tazminatlar belki yarıya belki daha aşağıya inecek, onlar da fon aracılığıyla devletin sırtına binecek. Fonda biriken paraların nerelere gittiği ise malum.

9.      Yolsuzluk ve rüşvetle semirdiler

Bunca yıl yediler, rüşvetle, yolsuzlukla devletin hangi kademesini ele geçirdilerse kendilerinin ve yandaşlarının ceplerini doldurmak için kullandılar. Emekçiyi sefalete mahkûm edip altın tuvaletli saray diktiler.

10.  Kadın düşmanlığında şampiyonlar

Kadınları ya düşük ücrete mahkûm ettiler ya da eve kapatıp köle ettiler. En az üç çocuk doğursunlar diye kürtajı yasaklamaya kalktılar. Kahkaha bile battı, her türlü kadın hakkına göz diktiler. Şiddet uygulayan erkeklerden hesap sormadılar, koruma isteyen kadını evine yolladılar. Sonuçta taciz, tecavüz, dayak, kadın cinayetleri tavan yaptı. Özgecan işte böyle öldürüldü.

11.  Din tacirliği yapıp paraya tapıyorlar

İşçiye, emekçiye öteki dünyayı gösterip tarikatları ve cemaatleri pohpohlayan AKP’nin etrafında büyük bir asalak kümesi oluşmuştur. Onların esas derdi bu dünyadır: dinleri ticarettir, iman ettikleri paradır. Sorsanız faize karşıdırlar ama katılım bankalarıyla tefecilik yapmaktan geri durmazlar. Lüks sitelerde yaşarlar, yatlarla, son model arabalarla gezerler.

12.  Mezhepçilik savaşa kapı açıyor

AKP bugüne kadar Alevilerin hiçbir hakkını tanımadığı gibi bir de Orta Doğu’da Suudi Arabistan ve Katar ile el ele verip mezhepçiliği kışkırtıyor. İran, Irak, Suriye ve Lübnan’da Şiilere karşı tekfirci barbar çeteleri destekliyor. Reyhanlı’da onlarca insanı bunlar katletti, devlet ve başındaki hükümet sadece seyretti. Türkiye’yi adım adım bölgesel savaşa sokuyorlar.

13.  Kürde düşen oyalama ve ölüm

AKP’nin düsturu yurtta savaş, bölgede savaş. Çözüm süreci afyonuyla Kürtleri yıllardır oyalıyorlar. Bir yandan ölümler durdu diyenler, diğer yandan Uludere’de (Roboski), Paris’te katliam yapıyorlar. Sokağa çıkanın üzerine kurşun yağdırıyorlar, eli satırlı İBDA-C’cileri, kontrgerillayı, Hizbullahçıları Kürt halkının üstüne salıyorlar. Böyle mi duracak akan kan?

14.  Emperyalistlerle işbirliği, Siyonistlerle dostluk

ABD dünyayı NATO sopasıyla yönetiyor. Türkiye’nin bu kanlı çeteye üyeliği AKP döneminde de devam etti. Irak işgal edilirken, Libya bombalanırken AKP Amerikalı ve Avrupalı emperyalistlerle yan yana durdu. Mavi Marmara’da ölenlerin hesabını sormazken Umreye gidenleri Kudüs gezilerine dâhil edip Siyonizm’e para kazandırmak reva mıdır?

15.  Zorbalığa başkanlık sistemiyle devam

AKP kendine ya da patronlara diklenene zorbalıkla karşılık veriyor. Muhalefet etmek de, grev yapmak da yasak. 1 Mayıs’a gidene, direniş çadırı kurana düşen su, gaz ve cop. Erdoğan’ın istediği, AKP’nin de seçim programına yazdığı başkanlık sistemi bir zorbalık sistemidir. Hedefi işçiyi, emekçiyi, halkı baskı aracılığıyla susturup haklarını gasp etmektir.

AKP mezara işçi sınıfı iktidara

Örgütlenip birleşmedikçe, mevcut hükümeti devirmedikçe ve iktidara bir işçi emekçi hükümeti ile yerleşmedikçe bu gidişat değişmeyecek. O zaman hedef belli: işçi sınıfı olarak önce AKP’yi mezara göndereceğiz ardından iktidara biz yerleşeceğiz!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2015 tarihli 67. sayısında yayunlanmıştır.