Hükümetten patronlara bayram müjdesi: yeni ekonomi paketi

Başbakan Binali Yıldırım bayram öncesi müjdeler vermek üzere kameralar karşısına geçti, “kemer sıkma veya daha fazla vergi değil, vergi indirimi” diyerek yeni ekonomik tedbirler paketini sundu. Bayram müjdesi derken yanlış anlaşılmasın. Binali Yıldırım, yatırımcının önüne turkuvaz halı sereceğiz diyerek önceden sinyali vermişti. Vergi indirimi işçiye emekçiye değil, yatırımcıya yani patrona. İşçilere daha çok esnek çalışma, kiralık işçilik, kıdem tazminatının fona devri, tasarruf için zorunlu bireysel emeklilik gibi müjdeler (!) veren sermaye devleti, esas bayram müjdesini patronlara veriyor elbette.

“Asgari ücretliye değil patrona vergi indirimi”

Esnafa yapılan vergi borcu yapılandırması her dönem yapılan afların tekrarı niteliğinde. Tabii işçiye af yok çünkü işçinin memurun maaşı cebine girmeden vergisi kesilir. Yeni ekonomi paketi esas olarak yatırımcılara yani patronlara pek çok vergi kolaylığı içeriyor. Öne çıkanlara değinelim. Pakete göre teknolojik yatırım yapan, bireysel emeklilik sistemine dâhil olan, uluslararası fuarlara katılan şirketler, sözleşmelerinde damga vergisinden muaf olacaklar. Şirket kuruluşunu teşvik etmek için ise kuruluş sırasında sözleşmenin tek bir nüshası üzerinden damga vergisi alınacak. Damga vergisi sözleşmelerdeki tutar üzerinden belirli bir orana göre hesaplanıyor. Örneğin asgari ücretli bir işçi her ay 12,5 lira damga vergisi ödüyor ve ödemeye de devam edecek.

En dikkat çekici olanı ise, Türkiye’yi bölgesel üs yapan uluslararası firmalar kurumlar vergisinden muaf tutulacak. Kurumlar vergisi şirketlerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri kazanç üzerinden %20 oranında alınan bir vergidir. Yine asgari ücretli ile karşılaştıralım: asgari ücretli bir işçi her ay sigorta primleri çıktıktan sonra brüt maaşının %15’i tutarında (210 lira) 10. aydan sonra vergi dilimine girdiği için de %20 oranında (280 lira) gelir vergisi ödüyor. Sendikalar yıllardır asgari ücretliler gelir vergisinden muaf tutulsun derken, muafiyet yine patronlara verildi.

Ayrıca patrona, nereden buldun diye sorulmayacak. Sadece kara para ve terör kapsam dışıymış. Nereden buldun diye sormadan paranın nasıl kara para ya da terör parası olduğunu anlayacaklar, orası meçhul.

İşçinin canı kıymetsiz, güvenliği maliyet

Pakette iş adamlarına kredi kolaylığından yeşil pasaporta kadar daha pek çok madde mevcut. İşçileri ilgilendiren ise tek bir madde var. O da İş Güvenliği Yasası’nın bazı hükümlerinin bir yıl ertelenecek olması. Ayrıntılar açıklanmadı ancak anlaşılan o ki, işçinin can güvenliği yatırımların önünde maliyet engeli olarak görülüyor.

Patron devletinde işçiye müjde olmaz

Devlet, patron devleti olunca müjdesi de kolaylığı da ona göre oluyor. Asgari ücretin 1.300 lira olduğu müjdesini verdiklerinde bile bunun patronlara kıyak olduğunu defalarca yazdık. Şimdi ise Ekim'de bir üst vergi dilimine girecek olan asgari ücretliden bir de zorunlu bireysel emeklilik sigortası kesintisi yapılacak. Böylece asgari ücret 1007 liraya kadar düşecek. En çok kazanan patronlar, en çok vergiyi veren işçiler... Başbakan paketi açıklarken kamuda tasarrufa gidileceğini de söyledi. Yani işçiden emekçiden toplanan vergiler kamuya değil yine patronlara harcanırken kamu emekçileri iş güvencesinin ortadan kalkması tehlikesiyle karşı karşıya. Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi ile işçinin maaşından kesilirken, sosyal sigorta sistemi tasfiye edilmek isteniyor. Taşeron çalışma, kiralık işçilik derken işçinin elinde kalan son iş güvencesi olan kıdem tazminatına da göz diktiler. Sermaye dört bir koldan saldırıyor, krize hazırlanıyor. Bizler de fabrikalarda, işyerlerinde örgütlenip mücadeleyi yükseltelim, krizin faturasını biz ödemeyelim.

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Temmuz 2016 tarihli 81. sayısında yayınlanmıştır.