Halkına şahin, emperyaliste kuzu: Bu masal sıktı artık!

Halkına şahin, emperyaliste kuzu: Bu masal sıktı artık!

“Benim kitabımda geri adım atmak yok! Ben nasıl geri adım attım, ben taarruzdayım!” diyor Erdoğan. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise “hazırlıklarımızı duyan büyükelçilerden bavulunu toplayanlar olmuş” diye ekliyor. Yandaş medya emperyalizme nasıl geri adım attırdığımızı sayfalar dolusu yazıyor. Hep aynı masal!

Gerçek ise şu: 10 büyükelçi (ABD, Fransa, Kanada, Almanya, Hollanda, Danimarka, İsveç, Norveç, Finlandiya, Yeni Zelanda) Türkiye’den Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararını uygulayarak Osman Kavala’yı serbest bırakmasını istemişti. Erdoğan küplere bindi. Bunu bağımsız yargıya dış müdahale olarak niteledi ve Dışişleri Bakanlığına hepsinin istenmeyen adam ilan edilerek sınırdışı edilmesi talimatı verdiğini söyledi.

Bu sözler üzerine büyükelçiler arasında bavulunu toplayan olduğunu pek zannetmiyoruz. Toplayan var ise Türkiye’deki basını izlemiyor demektir. Çünkü Erdoğan konuşur konuşmaz yandaş basın dahil olmak üzere herkes bu işten nasıl dönülebileceğine dair senaryolar üretmeye başlamıştı. Eğer bavulunu toplayan bir büyükelçi var ise görevlendirildiği ülkenin son yıllarında ne olup bittiğini bilmiyor, ülkenin cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hiç tanımıyor demektir.

Çünkü Erdoğan, daha önce “ben bu makamda olduğum sürece çıkamaz” dediği Deniz Yücel’i özel uçakla Almanya’ya teslim etmiş, Trump’ın tehditleri sonucunda “bu can bu tende kaldığı müddetçe alamazsınız” dediği Rahip Brunson’ı elleriyle vermiştir. “One Minute” dediği İsrail’le anlaşıp Mavi Marmara davasının düşmesini sağlamış, Siyonist katilleri bizzat aklamıştır. Mavi Marmara için “giderken bana mı sordunuz” demiştir. İngiliz başbakanının küfürlü şiirlerini sineye çekip kendisini hediyelere boğacak, Trump’ın “aptal olma” lafını sorun etmeyecek kadar geniş meşreplidir.

Bunları bilmeyen, Erdoğan’ın kameralar karşısında söylediği lafa bakıp bavulunu toplayan büyükelçi olsaydı herhalde önce kendi ülkesi görevden alırdı. Ama tabii ki öyle bir şey olmadı. ABD elçiliği bir tweet attı. Tweet metninde ne özür ne de geri adım vardı. Metin apaçık şekilde biz yanlış bir şey yapmadık, Viyana sözleşmesine uygun davrandık diyordu. Diğer ülkeler ayrı bir açıklama yapma gereği bile duymadı. ABD’nin açıklamasını ya aynen yayınladılar ya da retweet ettiler. Özetle geri adım falan atmadılar. Ama Erdoğan’ın ve yandaşlarının “geri adım attırdık” masalları anlatmasına da ses çıkarıp üzerlerine gitmediler. Çünkü Erdoğan’a istediklerini yaptırırken, mesela Suriye’de kendileri için Rusya’yla savaşa iteklerken, kendisini yerli ve milli havalarına sokması onların da işine geliyor.

Bu ülkelerin emperyalist şirketleri istibdad rejimi sayesinde Anayasa’ya, yasalara uymak zorunda olmadan, ucuz emeği sömürüyor, ne zaman isteseler tek telefonla Erdoğan’a ulaşabiliyorlar. Tek imza ile grev yasaklayan, jandarmasını polisini sermayenin hizmetine sunan, ama yine de kendini yerli milli diye anlatan Erdoğan’ın oyununu bozarlar mı hiç? Ama artık sona gelindi. Halk bu numaraları yemiyor. Hep aynı masal artık sıktı. Takke düştü kel göründü. 

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2021 tarihli 146. sayısında yayınlanmıştır.