Erdoğan suç üstü yakalandı!

Belleklerinizi yoklayın. Erdoğan ne çok çatmıştır mahkemelere. Akla hemen gelen bir iki örneği hatırlayın. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), bu yılın Şubat ayının başında başbakanın da istediği yurtdışındaki vatandaşlar için bulundukları ülkede oy kullanma olanağını reddedince, tam o sırada yurtdışında bulunup da Merkel’le bu meseleyi de görüşmekte olan Erdoğan ne demişti? “Almanya Başbakanı ‘Bizden yana engel yok’ diyor, bizim YSK ben orada konuşurken karar alıyor. Arkadaş beni sabote mi ediyorsun?” Ne amiyane deyimlerle ne kadar rahat değil mi? “Arkadaş beni sabote mi ediyorsun?”

 

Biraz daha eskiye giderseniz, Anayasa Mahkemesi’ne birçok ayrı vakada çok daha ağır şeyler söylemiş olduğunu hatırlayabilirsiniz. Mesela Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığını engellemek üzere Anayasa Mahkemesi’nin uydurduğu 367 nisap kararı. Ne demişti Erdoğan o karardan sonra? “Yüz karası” demişti. “Bu aynı zamanda demokrasiye sıkılmış bir kurşundur” demişti.

Örnekleri çoğaltmaya gerek yok. Her aklına gelen konuda konuşan bir başbakandan söz ediyoruz. Heykele “ucube” der, elalemin ne yediğine içtiğine bile karışır, “aksırıncaya tıksırıncaya kadar” der. Demediği yoktur.

Ama son günlerde bir konuda süt dökmüş kedi gibi. Halkın seçtiği milletvekillerini birileri meclise sokmamak için direniyor. Erdoğan da susuyor. Olayın ne olduğu konusunda hiçbir belirsizlik yok. Yargının değişik temsilcileri, bir milletvekilini (Hatip Dicle) vekillikten azletti! Farklı partilerden sekiz milletvekilini ise mazbataları ellerinde olduğu halde görevlerini ifadan men etti. Erdoğan başka taraflara bakıyor, ıslık çalıyor!

Dikkat edilsin, Erdoğan yaptırdı demiyoruz. Oysa en azından Hatip Dicle örneğinde YSK’nın mazbatayı verdiği halde, kararını AKP’nin başvurusu üzerine gözden geçirdiği olgusal bir gerçek. Ama şimdilik bir bütün olarak bu krizde inisiyatifin kimden geldiği konusunda kesin bir karara varmanın doğru olmadığını düşünüyoruz.

Erdoğan yaptırmış ya da yaptırmamıştır. Bunu bilmesek de bir konuda suçu sabittir. Henüz seçilmemiş Abdullah Gül’ün hakkı elinden alındığında ağzını açıp gözünü yuman, demokrasiye kurşun atıldığını söyleyen Erdoğan, şimdi kurşun ne demek, demokrasiye karşı kitle imha silahları kullanılırken hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Gül henüz seçilmemişti. Bu vekiller halk tarafından seçilmiş insanlar. Ama vekillik yapamıyorlar.Çok daha vahim bir durum!

“Kendine Müslüman” sözü kim için söylenmişti?