Devrimci Marksist hareketimizin harcını karanlardan Ali Dehri (Aziz Vatan) yoldaşın ölümünün 10. yıldönümü: Anısını mücadelemizde yaşatmaya devam ediyoruz!

Ali Dehri

Partimizin öncülü olan Patronsuz Generalsiz Bürokratsız Sosyalizm içinde yer alan, Bolşevik-Leninist anlayışın ısrarlı savunusu temelinde oluşturulan İşçi Mücadelesi’nin kurucularından olan, hareketimizin inşasında ve genç devrimci kadroların eğitiminde önemli roller üstlenen Aziz Vatan, geleneğimiz içinde tanınan ismiyle Ali Dehri’yi bundan 10 yıl önce 10 Ağustos 2009 yılında talihsiz bir hastalık dolayısıyla kaybetmiştik. Devrimci İşçi Partisi’nin kuruluş sürecinden önce yollarımız ayrılmış olsa da Ali Dehri’nin partimizin harcına yapmış olduğu örgütsel ve politik katkıları her zaman önemsedik, Ali Dehri’nin anısını mücadelemizde yaşatmanın gayreti içerisinde olduk.

Ali Dehri’yi kaybedişimizin 10. yıldönümünde de hem dünyada hem Türkiye’de yükseliş içinde olan faşist ve ön-faşist hareketleri anlama, analiz etme ve anti-faşist mücadelenin gereklerini tartışma amacıyla gerçekleştirdiğimiz eğitim seminerlerini Ali Dehri’ye ithaf ediyoruz. Bu doğrultuda, Türkiye’de faşizmin tarihsel gelişimini Marksist bir perspektifle değişimi ve sürekliliği içinde kavrayan ve aktaran Ali Dehri’nin bu konuda yazdığı yazılarına eğitim çalışmalarımızda yer veriyoruz. İstanbul’da 4 Ağustos Pazar günü düzenlenen “Dünden bugüne faşizm” başlıklı semineri de onun anısına ithaf ediyoruz.

Faşizmin teorik analizini yapmak, faşizme karşı mücadeleyi doğru bir teorik politik anlayış temeline yerleştirmek Ali Dehri’nin hayatı ve mücadelesiyle ortaya koyduğu değerlerle tamamen örtüşüyor. Zira Ali Dehri, Marx’ın “esas sorun dünyayı değiştirmektir” diyen meşhur 11. Tez’ini, hayata geçiren ve sadece düşünceleriyle değil pratik mücadelesi, tutarlılığı ve ahlakıyla da genç devrimcilere örnek olan bir insandı. Türkiye devrimci hareketinde bir dönüm noktası olan 1971 kopuşu sürecinde TKP (M-L)’nin kuruluşu ve inşasında rol aldı, takip eden yıllarda bu sürecin olumlu ve olumsuz eleştirisini yaparak devrimci Marksist bir perspektife yöneldi. Ali Dehri, 12 Mart dönemini anlatan bir yazısını şu cümlelerle bitiriyordu:  “12 Mart 1971 döneminde, sosyalist solda da birçok kırılma yaşandı. Bu kırılmalar sürecinde ortaya çıkan devrimci mirası, eleştirel bir gözle değerlendirerek sahiplenmek, günümüzün ve geleceğin mücadelesi içinde yer alan kuşaklara aktarmak, anlamlı olmakla birlikte, bunun anlamının mücadele yönünden olduğunu; bunun dışındaki anlamlandırmaların fazla önem taşımadığını tespit etmek gerekir. Mirası olan, fakat varlığı ve geleceği olmayanların ‘mirasyedi’ olumsuz nitelemesiyle anıldığının bilinciyle, aslolanın mücadele olduğunu, bir kez daha vurgulayalım.”

Ali Dehri, kurucusu olduğu gelenekten koparak devrimci Marksist bir yönelişi benimsediğinde ve bu doğrultuda yeni bir örgütsel inşaya omuz verdiğinde de, devrimci Marksizm (Trotskizm) ile ilgili olarak aynı anlayışı korudu. Aslolanın her zaman mücadele olduğu bilincini, devrimciliğin ve öncülüğün işçi sınıfına güvenle el ele yürümesi gerektiğini genç kuşaklara aktardı. Devrimci İşçi Partisi’ne giden süreçte yollarımız ayrılmış, örgütsel ve politik olarak bir dizi noktada önemli anlaşmazlıklar yaşanmış olsa da bu partinin inşasına yönelen irade Ali Dehri’nin düşünce ve pratiği ile aktardıklarından her zaman beslenmeyi sürdürmüştür. Bu anlamda ölümünün 10. yılında onun anısını mücadelemizde yaşatmaya devam ediyoruz ve edeceğiz.