Cemaatten ABD patentli, “gül” kokulu muhalefet

Gerçek gazetesi ve sitesi son iki yıldır Erdoğan ile Gülen arasında “iç savaşın iç savaşı”nın başladığı tespitini yapıyor ve son haftalarda bu savaşın kızıştığını vurguluyordu. Aşağıda bu çatışmanın 17 Aralık'tan itibaren ölümüne bir mücadeleye dönüşmesinden önce yazılıp Gerçek Gazetesi'nin Aralık sayısında yer alan yazıyı yayınlıyoruz. 

AKP hükümetinin son dönemde cemaatin mürid ve taraftar kaynağı olan dershaneleri kapatmak istemesi ile Erdoğan-Gülen çelişkisi siyasette öne çıkıyor. Bu çelişki yeni değil. Daha önce Mavi Marmara olayında Gülen cemaati Siyonistlerle bir olup filoyu eleştirmişti. Daha sonra Oslo’da AKP hükümetinin MİT aracılığı ile PKK ile görüşmesine cemaatin Kürt illerinde geri plana düşeceği korkusuyla karşı çıkmıştı. Daha sonra işi, kendine bağlı savcılar aracılığıyla MİT müsteşarı Hakan Fidan’ı tutuklatmaya çalışmaya kadar vardırdılar. Erdoğan ise bir gecede MİT’e dokunulmazlık veren bir yasa çıkardı. Gezi Parkı ile başlayan halk isyanında ise Erdoğan sertlik politikasında ısrar ederken, cemaat “olur da AKP iktidarı yıkılırsa” düşüncesiyle orta yolcu manevralarla sureti haktan görünmeye çalıştı. Nihayet Erdoğan’ın Çin’den füze alımına, İran’la nükleer müzakerelerde rol almasına, Suriye’de aşırı mezhepçi radikal grupları destekleyen politikalarına karşı Gülen hep ABD, AB ve İsrail ile uyumlu politikalar savundu. Nihayet Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken cemaatin Erdoğan’ın karşısında Abdullah Gül’ü öne çıakrdığı ve desteklediği biliniyor.

Koç gibi Fethullahçı sermaye

AKP hükümetinin işçi emekçi düşmanı sicili ortada. Fethullahçı patron Boydak, AKP’nin Koç’a yönelik mali denetimlerine karşı bayrak açıyor. Boydak’a göre “Türkiye’yi taşıyan şirketleri gözümüz gibi korumalı” imişiz! İşte patron dayanışması. Hanginizin ayran hanginizin viski içtiğinin bir önemi yok! Türkiye’yi de sizi de taşıyan biz işçi ve emekçileriz, siz ise Türkiye’yi sömüren halkın kanını emenlersiniz.  

Amerikancı muhalefet

Şimdilerde muhalif gözüken cemaatin AKP’ye karşı hazırladığı alternatif ABD patentli bir sermaye muhalefetidir. Fethullahçı ile Batıcı patronlar kârlarında ve Amerikancılıkta birleşiyorlar. ABD Büyükelçisi CHP lideri Kılıçdaroğlu ile gizli buluşma ayarlıyor. Ertesi gün Kılıçdaroğlu, Sarıgül’e çağrı yolluyor. Bir hafta içinde Sarıgül her türlü tüzüksel engeli aşıp şenliklerle CHP’ye katılıyor. Seçim startını verir vermez de ilk selamı “hocaefendi”ye yolluyor: “dershanelerin kapatılmasına izin vermeyiz!” Nihayet belli ki işlere son halini vermek gerekli talimatları almak üzere Kılıçdaroğlu 30 Kasım itibariyle ABD’ye gidiyor.

Cemaatini de al git!

Erdoğan ve cemaat arasındaki bu gerilim ve çatışma iktidar saflarında bir çatlak yaratmış durumda. Son olarak AKP cemaate, dershanelerden saldırıyor. Sanki yıllarca bu dershanelerden nemalanmamış gibi. Cemaat ise MGK’da kararlaştırılan ve başta Erdoğan ve Gül olmak üzere AKP’lilerin imzalarının olduğu “Gülen cemaatine karşı eylem planı”nı gündeme getirdi. Sanki 28 Şubat’ı açıkça destekleyen Gülen’in kendisi değilmiş gibi. Nerden baksanız tutarsızlık. Nerden baksanız çıkar kavgası! Elbette ki bu kavganın yarattığı çatlak bir zaaf işaretidir. Halk isyanı ile birlikte hükümetin güç gösterilerinin her seferinde nasıl halk karşısındaki güçsüzlüğünü gösterdiğine şahit olmuştuk. Halkın isyanının yarattığı basınç ile derinleşen çatlağın üzerine gitmek gerekir. Halk isyanı yeniden toparlanıp işçi sınıfıyla buluşmalı, daha net bir siyasi perspektif ile AKP hükümetini cemaatini de yanına katıp siyasi tarihin çöplüğüne göndermelidir.

Medet ummak felakete götürür

Ancak çatlağın üzerine gitmek başkadır çatlağın taraflarından medet ummak başkadır. Mesela CHP hemen ABD’nin çöpçatanlığında Fethullah Gülen’le işi pişirmeye başladı bile. Unutmayın onlar aralarında kavga etseler de işçi düşmanlığında birleşiyor. Hepsi kıdem tazminatını kaldırmak istiyor. Hepsi paralı sağlıktan yana, hepsinin özel hastaneleri var. Biri dershaneci ise öteki özel okulcu. Biri TÜSİAD ile yakınlaşıyor öteki Arap sermayesi ile iş görüyor. Bunların hiçbirinden işçiye emekçiye hayır yoktur. Sosyal demokrat yancılarından da... Bunlardan medet ummak felakete götürür. 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2013 tarihli 50. sayısında yayınlanmıştır.