Sosyalistler yargılanıyor! Tüm demokrasi güçlerini dayanışmaya çağırıyoruz!

1 Eylül 2010 sabahı saat 5’te Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) il ve ilçe binaları ile üyelerinin evleri, Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) üyelerinin evleri Emniyet güçleri tarafından basıldı.

Emniyet bu operasyon ve gözaltıları “Devrimci Karargah” örgütü üyeliği suçlamasıyla yaptı. Daha önceki Devrimci Karargah davaları hukuk skandalları ve keyfi tutuklamalar ile basında yer almıştı.

SDP ve TÖP üyeleri dosyaya konan gizlilik kararı nedeniyle kendileri hakkındaki suçlamaların neler olduğunu öğrenemeden cezaevinde 5 ay geçirdiler. Sonunda Şubat ayında iddianame açıklandı ve arkadaşlarımızın hangi “kanıtlara” dayanarak “Devrimci Karargah” üyeliğiyle suçlandıklarını öğrenebildik. İddianamede arkadaşlarımızın “Devrimci Karargah”la bağlantılı olduklarına dair tek bir somut kanıt ileri sürülememektedir. İleri sürülen suçlamalar, Newroz gibi, IMF karşıtı protestolar gibi gösterilere ve Orhan Yılmazkaya’nın yargısız infaz edilmesini kınayan basın açıklamasına katılmaktan ibarettir.
Bu sözde kanıtlarla arkadaşlarımızın kendilerini SDP’de kamufle ederek “terörist” faaliyetlerde bulundukları iddia edilmektedir. Yasal bir partinin genel başkanlığı nasıl bir kamuflaj sağlamaktadır? Hangi illegal eylemlerde bulunmuşlardır? Yıllardır açık alanda meşru mücadele yürüten ve böyle tanınan politik şahsiyetler hiçbir aksi kanıt gösterilemeden “silahlı terör örgütü üyeliğinden” cezaevine atılmaktadır.

Bu, Kürt halk hareketiyle dayanışma içinde enternasyonalist sosyalist birlik sürecini başlatmış iki sosyalist yapıya karşı siyasal komplodan başka bir şey değildir. Bu saldırının amacı Türkiye’deki tüm sosyalist örgüt ve kişileri tehdit etmektir. Sosyalistlerin birleşik örgütlü eyleminden korkan AKP hükümeti, yasal zeminde mücadele edemediği sosyalistlere karşı kirli bir kampanya yürütmekte, “terörist” diye mahkum etmeye çalışmaktadır. Kürt siyasetçilere yönelik olarak sürdürülen tutuklama terörüyle birlikte düşünüldüğünde, bu operasyonlar, AKP hükümetinin politik muhalefete tahammül edemediğinin ve hak hukuk tanımadığının göstergesidir.

12 Eylül Anayasasının güya “demokratikleştirildiği” referandumun üzerinden yalnızca 9 gün geçmişken hükümet sosyalistlere karşı bir cadı avı başlattı. AKP hükümeti, 12 Eylül rejiminin yöntemleriyle yola devam etmektedir. Bir siyasi parti başkanının evi sabah saat 5’te başka hangi dönemde basılır? Hangi demokraside insanlar aylarca mahkemeye çıkarılmadan zindanda tutulur? Hangi “hukuk” düzeninde hakkındaki suçlamalar tutukludan gizlenir?

Biz “Sıra Kimde?” İnisiyatifi’ni oluşturan emek ve özgürlük güçleri olarak, bu antidemokratik politikalara ve komplolara karşı, tüm demokrasi güçlerini bizimle dayanışmaya çağırıyoruz. Bu davanın ilk duruşması 13 ve 15 Nisan 2011 tarihlerinde, İstanbul Beşiktaş Adliyesinde 12. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecektir. Duruşma günü sizleri yanımızda görmekten onur duyacağız.

SIRA KİMDE İNİSİYATİFİ

DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İstanbul Tabip Odası, Tüm-Tis, Halkevleri, 78’liler Girişimi, BDP, EHP, EMEP, ESP, ÖDP, TKP, Sosyalist Parti, SDP, DİP, SGPH, TÖP, SBH, Köz, Devrimci Hareket, Darıca Kültür Derneği