Kriz, savaş, devrim! Önderimiz Lenin!

Ekim Devrimi’nin büyük önderi Lenin'in 88. ölüm yıldönümü olan 21 Ocak 2012’de Devrimci İşçi Partisi İzmir İl Örgütü “Sürekli Savaşa karşı Sürekli Devrim, Sosyalist Dünya Devrimi yolunda Önderimiz LENİN” başlığıyla bir panel gerçekleştirdi.

Lenin şahsında devrim mücadelesinde ölümsüzleşenler adına saygı duruşuyla başlayan panelde konuşmacı Burak Gürel’den önce ilk sözü alan İzmir’li yoldaş giriş konuşması olarak Lenin’in hayatındaki önemli dönüm noktalarına kronolojik olarak değindi. Lenin’in hayatındaki aşamalarda teori ve pratiğin birliğini kendinde cisimleştirerek yaptığı seçişlerin önemini,  Bolşevik partisinin yaratılması ve Ekim Devrimi sürecinde mücadeleye nasıl doğru yönde müdahalelerde bulunduğu ve tarihin gidişatını etkilediğini anlattı.

 

Ardından sözü alan konuşmacı Burak Gürel ilk olarak, Lenin’in ruhunun özünün “Ne Yapmalı” eserinde ortaya koyduğu, sınıf mücadelesi yükseldikçe harekete geçen kitlelere önderlik edebilecek, disiplinli, düzenli faaliyet yapan ve demokratik merkeziyetçi bir savaş örgütü, yani Bolşevik tipte bir partide olduğunun altını çizdi. Lenin deyince ilk akla gelmesi gerekenin devrimci tarzda politik müdahale olması gerektiği bunun da partiyle mümkün olduğunu vurguladı. Kriz, savaş ve devrim başlıklarında günümüzdeki gelişme, olanak ve olasılıkları irdeleyen Gürel bugün yaşanan krizin 1. ve 2. büyük depresyonlar gibi uzun sürecek ve dünya proletaryasıyla burjuvaziyi karşı karşıya zorunlu olarak getirecek olduğunu belirtti. Türkiye ve Dünya solu içinde 90’lardan itibaren Devrimci İşçi Partisi ve geleneğinin yaşanacak krizin depresyon karakterini erkenden gördüğü ve bunu sıklıkla söylediği, bunun da Marksizmin yönteminin doğru şekilde uygulanmasından ileri geldiğini söyledi. Kapitalizmin her büyük krizini yapısal değişikliklerle aştığının altını çizen Gürel, 1873-1890 arası ilk büyük krizin kapitalizm tarafından emperyalistleşerek ve ardından ilk büyük emperyalist paylaşım savaşını gerçekleştirerek aşıldığını, 1929-1948 yılları arası süren ikincisinde ise dünya proletaryasının başbelası faşizmin ortaya çıkışı ve ikinci paylaşım savaşıyla kapitalizmin yeni bir genişleme dönemine geçebildiğini vurguladı. Bu krizin de yine bir paylaşım savaşına gebe olduğu, şimdiden Ortadoğu’da bunun emarelerini gördüğümüz fakat 2001’le birlikte açılan ABD’nin sürekli savaş döneminden farklı olarak bunun dünya ölçeğinde olacağına değindi. Son başlıktaysa krizin derinleşeceği gerçeği ve savaş olasılığına karşı kötümser olmamak gerektiğini, Arap Devrimi ve kriz nedeniyle uçurumun kenarında olan Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi Avrupa ülkelerindeki büyük kitle mücadeleleri temelinde belirtti. Ancak Leninist temellerde örgütlenmiş ulusal partilerin ve bunların yine aynı şekilde oluşturacağı uluslararası bir partinin, yapılacak mücadelelere önderlik ederek, işçi sınıfı öncülüğünde dünyanın sosyalist temelde yeniden inşa edilmesini sağlayarak krizin ve olabilecek bir savaşın yıkımından dünya proletaryası ve ezilenlerini kurtarabileceğini vurguladı.

Konuşma ardından panel katkılar ve sorularla son buldu.