Üniversitelerde faşist saldırılara karşı birlikte mücadeleye

Üniversitelerde son bir aydır faşist saldırılar artarak devam etmekte. İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Onsekiz Mart Üniversitesi, İnönü Üniversitesi son bir ay içinde faşist saldırıların olduğu üniversitelerden sadece bazıları.

Kasım ayı içinde farklı üniversitelerde gerçekleşen faşist saldırılar birbirinden bağımsız değil, bu saldırıların tek bir elden planlandığı açıkça ortada.

Halk isyanından beri Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da her kıvılcım ateşe dönüşüyor. Özellikle halk isyanında,  isyandan sonra 17 Aralık yolsuzluk protestolarında, Soma’daki işçi katliamının ardından yapılan eylemlerde ve Kobanê’ye DAİŞ’in saldırılarının ardından ortaya çıkan serhildanda, sokak eylemlerinde üniversite gençliği ön saflarda yer tuttu. Aynı zamanda üniversitelerde son hız devam eden piyasalaşma hareketine karşı durmaya çalışan etkin güçlerden en kalabalık olanı üniversite öğrencileri. En önemli etkenlerden biri de üniversitelerin, devrimci hareketin on yıllardır inatla var olmaya devam ettiği bir alan olması. Tüm bu nedenlerden ötürü de Türkiye burjuvazisi ve AKP hükümeti için üniversite öğrencileri susturulması gereken “unsur”lar.

YÖK, 2013’ün yaz aylarında yaptığı değişiklikle üniversiteye polisin girmesini kolaylaştırdı. Ancak polisin üniversiteye girmesi tek başına üniversite öğrencilerini bastırmaya yetmedi. Diğer taraftan, halk isyanının ardından yapılan gözaltı furyasında üniversiteliler yine hedef tahtasına konuldu. Buna rağmen üniversitelerdeki öğrenci mücadelesi ve üniversite öğrencilerinin üniversite dışında gerçekleşen diğer hareketlere katılımı bırakın düşmeyi, genel bir artış gösterdi.

Sadece Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da değil dünyanın birçok yerinde üniversite öğrencilerinin mücadelesi AKP hükümeti için korku örnekleri olmaya devam ediyor. Meksika’da 43 stajyer öğrenciyi kaçıranların ortaya çıkarılması ile ilgili eylemlere üniversite öğrencilerinin katılımı, İngiltere’de astronomik harçlara karşı alana çıkan gençlerin yaptığı radikal eylemler, AKP için üniversiteler üzerinde önlem almasını gerektiren nedenler olarak duruyor.

Bütün bunlardan dolayı devlet, üniversitelerde artık başka baskı araçlarını devreye soktu. İşte bu başka baskı aracının şekli faşist saldırılar. Faşist ve İslamcı güruhların üniversiteleri kan gölüne çevirme çabaları “milliyetçi tepkilerden” öte devletin paramiliter güçleri haline gelmiş çetelerin bilinçli saldırılarıdır.

Biz Devrimci İşçi Partili Öğrenciler olarak üniversite öğrencileri ve emekçilerine yönelen faşist saldırıların karşısında duracağız. Türkiye’deki üniversite öğrencilerine sesleniyoruz; üniversitelerdeki faşist saldırıların hedefi öğrencilerin ekonomik, politik bütün tepkilerinin susturulmasıdır. Yani hedefte olan senin tepkindir! Bu yüzden yerin faşist saldırılara karşı, yanımızdır. Gel, faşizmi üniversitelerden hep beraber söküp atalım!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2014 tarihli 62. sayısında yayınlanmıştır.