Yetki gaspçısı hükümetle, işbirlikçi sendika arasında toplu sözleşme olmaz!

2 milyon 300 bin kamu emekçisi ve 2 milyondan fazla emekliyi ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri başladı. Görüşmelerin ilk gününe damgasını vuran olay, sefalet ücretlerine karşı çıkan ve grevli toplu sözleşme hakkı isteyen KESK’lilere Ankara’da yapılan polis saldırısı oldu. Dışarıda KESK’lilere saldırılırken içeride ise yapılan toplu sözleşme görüşmesi değil bir tiyatro oyunuydu.

KESK heyeti dışarıdaki saldırıyı protesto etti ve yeni hükümet kuruluncaya kadar görüşmelerin ertelenmesini istedi. Bu talep son derece makuldür. Zira mevcut hükümet, milyonlarca emekçi ve emeklinin hayat şartlarını belirleyecek bir görüşme yapmaya değil, yeni hükümeti kurmaya yetkilidir. Dahası mevcut hükümetin hali hazırdaki pek çok bakanı seçilmiş milletvekillerinden bile oluşmamaktadır. En önemlisi görüşmelerde hükümet kanadına başkanlık eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, şu anda milletvekili değildir. Bu hükümet yetki gaspı yaparak ülkeyi savaşa sürüklediği gibi şimdi toplu sözleşmeleri de oldu bittiye getirme peşindedir.

Hatırlanacağı gibi bir önceki sözleşme döneminde AKP hükümetinin kapıkulu Memur-Sen, hükümet teklifinin bile altına imza atmış, kamu emekçilerini enflasyon zammından bile mahrum bırakarak, zaten düşük olan ücretlerinin iyice erimesine neden olmuştu. Kamu emekçisine bu ihaneti yapan dönemin Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu, hizmet ettiği AKP tarafından milletvekilliği ile ödüllendirildi.

AKP bilindiği gibi son seçimlerde ciddi oranda oy kaybederek tek başına iktidar olabilmek için gerekli çoğunluğu yitirdi. AKP’nin yitirdiği oyların pek çok gerekçesi var. Yolsuzluk ve hırsızlık soruşturmaları, dış politikanın rezilliği, iç politikada baskıcı uygulamaların yanı sıra AKP’nin emekçilerin haklarını gasp eden politikaları da oy erimesinde etkili olmuştu. Konumuzla ilgili olarak baktığımızda pek çok kamu emekçisi, geçmişte AKP’ye oy verdiği halde, bu hükümet yandaş sendikayla emekçiyi kumpasa aldığı ve enflasyon farksız sefalet ücretlerine mahkum ettiği için tercihini değiştirmiştir. Nitekim AKP de tek başına hükümet kurma yetkisini kaybetmiştir. Şimdi kamu emekçisi açısından bu görüşmelerin zerre kadar meşruiyet taşıdığı söylenebilir mi? Bir yanda yetki gaspçısı AKP hükümeti, diğer yanda yandaş, işbirlikçi Memur-Sen, kamu emekçisinin kaderi üzerine konuşacak, dışarıda da polisi emekçilerin üzerine salacak! Öye yağma yok!

Bugün KESK, kamu emekçileri için insanca yaşayacak ücret, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, ücretsiz kreş, istihdam ve terfide cinsiyet eşitliği, kamu emekçisine siyaset hakkı ve tüm çalışanlara iş güvencesi gibi taleplerle masaya oturdu. Bu talepler milyonların haklı isteklerini yansıtıyor. Ama bu taleplerden daha önemlisi mevcut görüşmelerin meşruiyetini yitirmiş olmasıdır. Bu yetki gaspçısı hükümet, toplu sözleşme imzalayamaz. İşbirlikçi Memur-Sen’in atacağı hiçbir imza da emekçileri bağlamaz. Toplu sözleşmeler derhal ertelenmelidir. Toplu sözleşme masasında meşruiyet yoktur. Bugün itibarıyla tek meşru olan, kamu emekçisinin grev hakkıdır.