Kardemir’in mücadeleci işçilerini destekleyelim!

Türk Metal bürokrasisinin bütün gericiliğine rağmen, Kardemir işçisinin bugün patrona karşı mücadele eden kanadının arkasındayız. Sosyalist hareketin bu konuda bazı istisnalara rağmen genel olarak suskun kalması yanlıştır. Kardemir’in mücadeleci işçilerini destekleyelim!

Karabük’teki Kardemir’de, işçilerin Hak-İş’e bağlı Çelik-İş sendikasından Türk-İş’e bağlı Türk Metal’e geçişlerinin anlamını gazetemizin Eylül sayısında değerlendirmiştik. İşçilerin toplu sözleşme ile elde ettikleri hakları bile kullanmalarının mümkün olmadığı ve Çelik-İş yönetiminin adeta işveren temsilcisi gibi davrandığı bir dönemin ardından, işçiler sendika bürokrasisine karşı isyan bayrağını çekerek, başka bir çatının yokluğunda, Türk Metal’e üye olmaya başlamışlardı. Çelik-İş sendikası da geçişleri engellemek için işverenle el ele vererek işçilere yönelik işten çıkarma da dahil her türlü baskı ve saldırıyı uyguladı. Sonuçta yaklaşık altı aydır devam eden yetki mücadelesi 23 Ekim’de Çelik-İş sendikasının lehine sonuçlandı.

Sürecin bütünü gösteriyor ki yaşanan sadece basit bir yetki yarışı değil. Aynı zamanda ciddi bir işçi kıyımı da. Son altı ay içinde, uzun süredir Kardemir’de çalışan 300’e yakın işçi işten atıldı. Buna karşılık 1.200 yeni işçi işe alındı. İşten atılan işçilere her gün bir yenisi ekleniyor. Alınan işçi sayısı kadar işçi çıkartılacağı konuşuluyor. Yeni işçiler daha işe alınmadan Çelik-İş’e üye yapıldığı, çıkartılan işçiler ise Türk Metal’e üye olan işçilerden seçildiği için 1.394 Türk Metal üyesi işçiye karşılık 2.568 üye işçi ile Çelik-İş yetkiyi kazanan sendika oldu. Çelik-İş sendikası bu sonucu 28 Ekim günü düzenlediği mitingle Türk Metal’e karşı bir gövde gösterisine dönüştürdü. Mitinge katılmak üzere Karabük’e gelen Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, teşekkür etmek (!) için olsa gerek, miting öncesinde Kardemir yönetim kurulunu da ziyaret etmeyi ihmal etmedi! Çelik-İş’in bu hamlesine, Türk Metal de kent merkezinde düzenlendiği “işten çıkarmalara hayır” mitingi ile cevap verdi. Yetki kararının sıcaklığının geçmesi ile birlikte bir süre sessiz kalan Türk Metal sendikası, işçilerin çeşitli eylemlere devam etmesinin de basıncıyla eylemleri destekleme çizgisini sürdürmek durumunda kalıyor.

Gizli özelleştirme

Burada Kardemir’in özelleştirme yöntemi ile ilgili bir parantez açmakta fayda var. Özelleştirme genellikle blok satış veya halka arz şeklinde gerçekleşirken, Kardemir’in özelleştirme sürecinde farklı bir pratik yaşanmıştır. Esasen 5 Nisan Kararları’nda Kardemir’in özelleştirilmesi değil, üretiminin durdurulması yani işletmenin kapatılması karar altına alınıyordu. İşçilerin kararlı mücadelesi sonucu kapatma kararı iptal edilmiş, Kardemir özelleştirme kapsamına alınmış, hisselerin işçilere ve Karabük halkına devredilmesi adı altında gizli bir özelleştirme yaşanmıştı. Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) ile yapılan sözleşmede hiçbir gerçek ya da tüzel kişinin yüzde 1 hisseden fazlasına sahip olamayacağı ifade ediliyordu. Türk Metal yönetimi ve bu arada Karabük’e ziyaret düzenleyen CHP de, bugün hisselerin yaklaşık % 55’inin ve yönetim kurulunun Yolbulan, Yücel ve Güleç ailelerinin elinde olmasının bu maddeye aykırı olduğu ileri sürerek kendi elini güçlendirmeye çalışıyor.

Hisselerin işçilere satılması, işçilerin söz hakkına sahip olmasını sağlamadığı gibi, o tarihte direnişin kırılmasının ana nedeniydi. Bugün de Kardemir’in üç ailenin elinde olması doğrudan doğruya o günkü modelin mantıksal bir sonucudur. Kapitalizm yoğunlaşma, merkezileşme ve tekelleşme mantığı ile işler. Çelik-İş sendikası, özelleştirme döneminde yaptığı “Karabük artık işçinin” propagandası ile bugünkü durumun yolunu döşemişti. Bugün de tam bir patron sendikası rolü oynuyor.

İşçiler Ankara yolunda

Yetki döneminden sonra 26 Kasım tarihinde yeni bir işten atma dalgasının başlaması ile birlikte 23 Kardemir işçisi Ankara’ya doğru uzun bir yürüyüş başlattı. Her gün 40 km yürüyerek 215 kilometrelik yolu tamamlamayı planlayan işçiler, her türlü zorluğa rağmen yürüyüşü tamamlamakta kararlı. Bununla birlikte 45 işçi de Karabük’teki Demir-Çelik-İşçisi anıtının önünde açlık grevine başladı. İşçiler işten atılmalar sona erene kadar süresiz olarak eyleme devam etme kararı aldı. Karabük AKP binası önünde protesto, Ankara yürüyüşü, açlık grevi, kendilerini anıta zincirlemek gibi çeşitli eylemler yapan işçilere karşılık, Türk Metal bürokrasisi mücadeleyi ilerletme olanaklarını zorlamak yerine gerici karakterine uygun olarak işçilerin dinamizmini köreltiyor.

Ancak Türk Metal bürokrasisinin bütün gericiliğine rağmen, Kardemir işçisinin bugün patrona karşı mücadele eden kanadının arkasındayız. Sosyalist hareketin bu konuda bazı istisnalara rağmen genel olarak suskun kalması yanlıştır. Kardemir’in mücadeleci işçilerini destekleyelim!