İşçinin ekonomisi: Krizin bedelini emekçi halk ödüyor, işsizler ordusu büyüyor!

işsizlik verileri

Krizin bedelini emekçi halk ödüyor: İşsizler ordusu büyüyor!

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesi (DİSK-AR), Şubat ayında açıkladığı raporda işsizlikteki artışa ilişkin çarpıcı rakamlara yer verdi. TÜİK, SGK, İşkur verilerine dayanarak hazırlanan rapora göre son bir yıl içinde işsizler ordusuna 700 bin işsiz daha katıldı. Sanayi üretimindeki daralma ise Ağustos ve Kasım aylarında toplam istihdamın 1 milyon azalmasına yol açtı.

İş bulmaktan ümidini kesmiş insanlar hariç tutularak hesaplanan resmi ve dar tanımlamaya göre işsiz sayısı 4 milyona (3 milyon 981 bin) dayandı ve oran olarak yüzde 12,3’e yükseldi. Yüzde 12,3 rakamı özellikle önemli. Zira Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçtiğimiz Eylül ayında açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’nda 2019 yılı sonu işsizlik öngörüsü yüzde 12,1 olarak belirlenmişti. Geçtiğimiz Kasım ayı itibariyle resmi açıklamalara göre bu rakam aşılmış durumda.

Gerçek yani geniş tanımlı hesaplamalara göre işsizlik, 6 milyon 646 bin kişilik işsizler ordusu ile yüzde 19,3’lük bir orana ulaşmış durumda.  Ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin oranı ise yüzde 24,3. Dört gençten biri işsiz!

Patronlar seçimlerden sonra büyük bir işten çıkarma saldırısına hazırlanıyor. Bu saldırının maliyetini azaltmak ve işçi sınıfı içindeki rekabeti kızıştırarak ücretlerini düşürmek için Erdoğan ve AKP’den kıdem tazminatının fona devredilmesini istiyorlar. Yani bugün yaşadığımız yüksek işsizlik oranları sadece bir başlangıç. İşçi sınıfı örgütlü bir direnç göstermezse gidişat kötüye gidecektir.

İşten çıkartma saldırısına karşı ne yapmalı?

Örgütlü bir direnç ise krizin faturasının patronlar tarafından ödenmesini sağlar. İşçiler işten çıkartmalara karşı üretimden gelen güçlerini kullanırsa patronlar için işten çıkartmanın bedelini ağırlaştırabilir ve onları bir ölçüde caydırabilir.

Kalıcı bir çözüm için iş saatleri azaltılıp, mevcut işler çalışan nüfus arasında paylaştırılmalıdır. İşçi çıkartan işyerleri işçi denetiminde kamulaştırılmalıdır. Devletin planlı bir yatırım seferberliği ile yeni istihdam alanları açılmalıdır. İşsizlik sorununun çözümü sınıf mücadelesinin siyasallaşmasıyla mümkündür. Patron iktidarlarından beklenti içinde olamayız. Onların programı krizin faturasını işsizlikle emekçi halka ödetmektir. Bizim çözümümüz ise bir işçi emekçi hükümeti ile hayata geçecektir.

***

Gıda fiyatları artmaya devam ediyor: Asgari ücret tekrar açlık sınırının altında kaldı!

İktidar tanzim satışlarla gıda fiyatlarını aşağı çekmeye çalışsa da mutfaktaki yangın sönmedi. Türk-İş’in yaptığı araştırmaya göre Ocak ayında 2008 lira olan açlık sınırı Şubat’ta 2028 liraya yükseldi ve sene başında yapılan zamla 2020 lira olan asgari ücret tekrar açlık sınırının altında kaldı.

Türk-İş’in açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Son bir ayda mutfak harcaması 20 lira artış gösterirken, yılın ilk iki ayı itibariyle mutfağa gelen ek gıda harcaması tutarı 88 lira oldu. Geçen yılın aynı ayına göre artış 392 liraya ulaştı. İnsan onuruna yaraşır bir yaşam için dört kişilik bir ailenin yapması gereken toplam harcama tutarı son bir ayda 66 lira artarken geçen yıla göre ek harcama gereği 1.278 lira oldu.”

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2019 tarihli 114. sayısında yayınlanmıştır.