İşçinin emekçinin gerçeği: Açlık, yoksulluk, sefalet!

İşçinin emekçinin gerçeği: Açlık, yoksulluk, sefalet!

Yaz ayları geldiğinde sebze ve meyve fiyatları ucuzladı. Ancak milyonlar hala açlık sınırının altında yaşıyor. Asgari ücretin net 2.324 lira olduğu ülkede, Türk-İş’in Temmuz ayı için açıkladığı rakamlara göre dört kişilik ailenin açlık sınırı 2.406 lira oldu. Yoksulluk sınırı ise 7.836 lira olarak hesaplandı. Açlık sınırı dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarına göre; yoksulluk sınırı ise gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarına göre hesaplanıyor. Yine Türk-İş’in açıkladığı rakamlara göre bekâr bir işçinin aylık yaşam maliyeti ise 2.909 lira!

Türk-İş bu rakamları 33 yıldır her ay yayınlıyor. Bu yayınlardan asgari ücretin aslında bir açlık ücreti olduğunu görebiliyoruz. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde durum çok daha vahim bir hâle gelmiştir. Çünkü salgın koşullarında işsiz sayısı 12 milyona dayanmış bulunmaktadır. Açlık ücreti olan asgari ücret dahi neredeyse lüks haline gelmiştir. İşten atılanlar ve tüm gelirinden yoksun kalanların yanında, ücretsiz izne çıkartılan milyonlar günlük 39 liraya talim etmek zorunda bırakılmıştır. Oysa güne vurduğunuzda açlık sınırı 77 liradır. İşsizlik azalıyor, ekonomi salgına rağmen büyüyor yalanlarının karşısında acı gerçek budur! Ancak bu gerçek, işçi ve emekçi milyonların kaderi değildir. Değiştirmek elimizdedir ama bunun için örgütlenmek ve mücadele etmek gerekmektedir!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2020 tarihli 132. sayısında yayınlanmıştır.