AKP’li yıllarda “orta sınıf”a ne oldu?

Ekonomi konusunda biz çok başarılı olduk ama zenginleşmenin yönünü topluma çevirme notasında yani zenginliğin topluma yayılma noktasında sınıfta kaldık. Fakirin içinde bulunduğu ruh halini görmezden geldik. 7 Haziran seçimlerinde vaatlerimiz noktasında çok fazla devletin ve finans dünyasının bakış açısıyla baktık.” (N. Kurtulmuş, AKP Günlükleri-2, Nokta, 19-25 Ekim, 2015)

AKP’li bakan eskileri şöyle büyüdük, böyle büyüdük diye övünedursun, kişi başına geliri satın alma gücü paritesi hokkabazlıkları ile seçim öncesinde, bir gecede 10.000 dolar artırıversin, malum gerçek değişmiyor: Türkiye’nin gelir dağılımı felaket, servet dağılımı ise tam bir faciadır!

Sadece bu konularda şüphesi olanlar, aydınlanmak isteyenler için değil, AKP döneminde emekçilere yapılan topyekûn saldırının boyutlarını öğrenmek isteyenler için de Bağımsız Sosyal Bilimciler (BSB) kolektif bir çalışma ile AKP’li Yıllarda Emeğin Durumu’nu* (Yordam Kitap) hazırladı.

AKP’li Yıllarda Emeğin Durumu hem gelir dağılımı hem de servet dağılımı verilerini eleştirel bir biçimde ele alarak AKP döneminin fotoğrafını çekiyor. Çalışmada Türkiye’deki resmi kaynakların ve verilerin yanı sıra, yurtdışı yayınlar da kullanılıyor, tutarsızlıklara, abartmalara işaret ediliyor.

Kullanılan yurtdışı kaynaklardan biri Credit Suisse adlı uluslararası bankanın Global Wealth Report başlığıyla son 6 yıldır yayınladıkları küresel servet dağılımı raporu ve Global Wealth Databook adlı veri kitabı. AKP’li Yıllarda Emeğin Durumu hazırlanırken elimizdeki son rapor 2014** yılına aitti. Geçtiğimiz günlerde bu raporun (ve veri kitabının) 2015 versiyonu da yayımlandı. Aşağıda, bu yeni yayınlardan bazı çarpıcı bilgiler aktaracağım. Global Wealth Report 2015 bu yıl orta sınıf konusuna odaklanmış, o bakımdan da kısaca değerlendirmeyi hak ediyor.

Önce servet dağılımındaki durumumuzu 2015 ortası itibariyle görelim:

  • Türkiye’deki toplam net servet (finansal servet + finansal olmayan servet -borç) 1,025 triyon dolar. Bu miktar ülkenin yetişkin sayısına (yaklaşık 53 milyon) bölündüğünde kişi başına net servet miktarı elde ediliyor: 19.301 dolar! Kişi başına borç miktarı ise 6.044 dolar. Yani, hiç borcumuz olmasaydı kişi başına servet miktarı tam tamına 25.345 dolar olabilirdi!
  • Dünya yetişkin nüfusunun %5’ine sahip ABD, dünya toplam servetinin %34,3’üne, yetişkin nüfusu ABD’nin 5 katı olan Çin ise dünya servetinin sadece %9,1’ine sahip. Servet payı bakımından bu iki ülkeyi Japonya (%7,9) ve Almanya (%4,8) izliyor.
  • Servet birikimini şüphesiz gelir artışı besler. Gelir artışı ise reel ekonomideki büyümeye bağlı olduğu gibi, finansal piyasaların, fiyat ve kur seviyelerinin temposuna da bağlıdır. 2014-15 döneminde Türkiye’deki servet birikimini reel ekonominin büyümesi dışındaki faktörlerden en çok etkileyen faktör konut fiyatlarındaki artış. Söz konusu dönemde Türkiye, Global Wealth Report’un ele aldığı ülkeler arasında konut fiyat endeksi artışı bakımından %16.1’lik artış ile dünya birincisi! Öte yandan, ele alınan diğer iki faktörün temposu çok olumsuz olduğu için aynı dönemde ciddi bir servet buharlaşması da olmuş: hisse senetleri %15.8 oranında, kur haddi ise %20,9 oranında azalmış –ki, bu oranlar Türkiye’yi en sonucular arasına yerleştiriyor.
  • Servetin dağılımında Türkiye dünyanın en kötüleri arasında; Gini katsayısı %82.1 (malum, bu sayının %100’e yaklaşması dağılımın kötüleşmesi anlamına gelir). Kişi başına düşen servet 19.301 dolar olmasına rağmen, 53 milyon yetişkinin ezici çoğunluğunun (39 milyon) net serveti 10.000 doların altında. 10.000-100.000 dolar aralığında 13 milyon, 100.000-1.000.000 dolar aralığında ise 951.000 yetişkin var. Net serveti 1 milyon doların üstünde olan yetişkin sayısı ise 74.000.
  • Komşumuz Yunanistan’ın servet Gini katsayısı %68, yani servet dağılımı bakımından çok daha kötü durumdayız. Öte yandan, Türkiye’nin yetişkin nüfusu Yunanistan’ın nerdeyse 6 katı olmasına rağmen dünyanın en zengin %10 ve %5’i arasındaki temsiliyet oranı daha düşük. Türkiye sadece dünyanın en zengin %1’lik kesimi içinde Yunanistan’dan biraz daha fazla temsil ediliyor (%0,21 versus %0,18).  Ne kadar şişinsek yeridir!

Orta sınıf konusuna gelince:

Malum, bu konu Haziran İsyanı vesilesiyle uzunca bir süre gündemi işgal etti. Tartışmanın bir kısmı Haziran İsyanı’nın ana aktörü bu grup mudur, yoksa başka bir sınıf mıdır sorusuna odaklanırken, ister istemez orta sınıfın tanımı ve nicel büyüklüğü de gündeme geldi.***

Global Wealth Report 2015, bu yıl servet merkezli yeni bir orta sınıf  tanımı yaparak yeni bir sıralamaya gitmiş.  Tahmin edilebileceği üzere bazı ülkelerde orta sınıfın içinde sayılabilmek için sahip olunması gereken minimum servet, ortalama servet miktarından az (ABD, Yunanistan) bazı ülkelerde ise daha fazla (Türkiye, Romanya, İran, Mısır). Somutlayalım, Türkiye’de bir yetişkinin orta sınıf mensubu sayılabilmesi için en az 22.378 dolara sahip olması gerekiyor.

Bu ölçüte göre acaba Türkiye’de kaç kişi orta sınıf denilen gruba katılabilir, ya da bir başka deyişleorta sınıf’ın büyüklüğü nedir?  Cevap, Global Wealth Report 2015’e göre net: 5.261.000.  Merak eden olabilir, yetişkin nüfusu bizimkinin %16’sı olan Yunanistan’ın orta sınıfı neredeyse bizimki kadar 4.309.000.  Demek ki, servet dağılımı adilleştikçe orta sınıf büyüyormuş.

Orta sınıfa acaba AKP’li yıllarda ne oldu? Öyle ya, Türkiye’nin kaderini orta sınıf’ın belirleyeceğini, hatta belirlediğini iddia eden hatırı sayılır yazar çizer mevcut idi yakın zamana kadar.  Global Wealth Report 2015’in bu görüşün sahiplerine kötü bir haberi var: nüfusu dikkate alınırsa orta sınıfı Yunanistan kadar bile olamamış Türkiye’nin bu cılız tabakası 2000’den bu yana aşağı yukarı yarım milyon mensubunu yitirmiş!

O zaman can alıcı soruyu soralımacaba bu yitirilen vatandaşlarımızı nereye yollamış olabiliriz? Orta sınıf ve üstüne ait  sayılar da raporda verildiği için (üst sınıf’taki artış 2000-15 arası sadece 100.000 civarında) kayıp orta sınıf üyelerinin burjuvalaşamadığını tahmin edebiliyoruz! O zaman?

Sahi, neydi o diğer sınıfın adı?

————————————–

* Kitap, İstanbul-Makine Mühendisleri Odası’nda, 23 Ekim, Cuma günü, saat 19:30’da İzzettin Önder’in yöneteceği, Rifat Okçabol, Oktar Türel, Mustafa Sönmez ve E. Ahmet Tonak’ın konuşmacı olarak katılacağı herkese açık bir panelle tanıtılacaktır.

** Neredeyse bir yıl önce sendika.org’da “Halk Sürünüyor, Vatandaş Zenginleşiyor!” başlıklı bir yazı yazmış ve o tarihe kadar Türkiye’de pek kullanılmayan Global Wealth Report/Databook’a dikkat çekmiştim. Servet dağılımı adaletsizliğinin çarpıcılığı medyanın, daha sonra 7 Haziran seçim kampanyaları sırasında CHP’nin de dikkatini çekti, Kılıçdaroğlu bile söz konusu yayınlardaki bazı istatistikleri kullanmak ihtiyacı hissetti.

*** Bu tartışmaya ben de değişik yazılarla katılmıştım.  Yazıların bir kısmına Marksizm ve Sınıflar: Dünyada ve Türkiye’de Sınıflar ve Mücadeleleri’ nden (Yordam) bir kısmına ise sendika.org sitesinden erişilebilir.

Bu yazı daha önce www.sendika.org sitesinde yayınlanmıştır.