Lev Trotskiy Yaz Kampı : Bir işçi enternasyonalizmi şöleni!

Devrimci İşçi Partisi (DİP), yaz eğitim kamplarının üçüncüsü olacak Lev Trotskiy Yaz Kampı’nı 29 Ağustos – 2 Eylül tarihleri arasında İzmir’in Dikili ilçesindeki Sotes Tatil Köyü’nde gerçekleştirecek.

Ekim Devrimi’nin önderi Lenin’in onur konuğu yapıldığı bir önceki kampta, Lenin’in teorik-pratik mirası konu edilmiş, sınıf mücadelesinde daha donanımlı özneler haline gelebilmek için yaz günlerinin bunaltıcı sıcaklarını ve denizin çekiciliğini elimizin tersiyle iterek Leninizmi öğrenmeye vakfetmiştik kampımızı.

Bu yıl düzenlenecek kampımıza ise Ekim Devrimi’nin iki önderinden biri, Lenin’den sonra Bolşevik Leninizmin bayraktarlığını yapmış, Marksizmin taşıyıcısı, büyük teorisyenlerinden Lev Trotskiy onur konuğu olarak katılıyor.

Kamp, bütün yaz boyunca DİP’in bölge örgütlerinde Trotskiy’in seçilmiş yapıtlarının okunması ve tartışılması temelinde sürdürülecek eğitimin taçlanması olacak. Kamp esnasında sadece Trotskiy hakkında (tarihteki yeri, Lenin ile ilişkisi vb.) sunumlar yapılmayacak. Aynı zamanda Trotskiy’in, Sovyetler Birliği’ndeki bürokratik yozlaşmanın ortadan kaldırdığı Komünist Enternasyonal’in yerine kuruluşuna önderlik ettiği Dördüncü Enternasyonal’in, Trotskiy’in ölümünden sonra geçirdiği merhaleler ve yaşanan iç mücadeleler, bu konuda yetkin ve deneyimli yabancı konuklarımız tarafından anlatılacak. Sovyetler Birliği’nde hakiki bir komünist olarak yaşamış yaşlı bir Rus devrimcisi, kendi hayat deneyimini aktaracak.

Buradan da anlaşılacağı gibi, kamp büyük bir enternasyonalizm şöleni olacak. Rusya’dan, İtalya’dan, Yunanistan’dan, Danimarka’dan ve Kıbrıs’tan işçi sınıfının devrimci mücadelesi içinde yer alan önderler ve militanlar kampımızı onurlandıracak, kendi deneyimlerini bize anlatacaklar. DİP’in desteklediği uluslararası kuruluş, Dördüncü Enternasyonal’in Yeniden Kuruluşu Koordinasyonu (DEYK ya da CRFI), kampta yoğun bir varlık hissettirecek.

Kolektif olarak yapılan eğitim faaliyetlerinden artakalan zamanlarda kolektif dinlenme ve eğlenme fırsatları da yaratacağımız yaz kampımıza, sınıf mücadelesinde özne olmak isteyen işçi sınıfı militanlarıyla birlikte olmaktan onur duyacağız. Kampımız, işçi sınıfı davasına yürekten gönül vermiş, bu mücadeleyi hayatının merkezine koymuş herkese açıktır. Eğitimimizin bir bölümü de Türkiye’de işçi sınıfı mücadelelerinin tarihine ve işçi sınıfı içinde örgütlenmenin yöntemlerine hasredilecek.

Kısacası, Lev Trotskiy Yaz Kampı’nı, sosyalist hareketin son yıllarda eğlencenin merkezde olduğu yaz kamplarından farklı olarak, sınıf mücadelesinin öznesi olmayı önüne hedef olarak koymuş Devrimci İşçi Partisi militanları için teorik gelişmelerinin hızlı ve verimli kılınabileceği bir fırsat olarak görüyoruz. Kamp dönemi dışındaki yaşamımızda, çalışma ya da okul elbette zamanımızın büyük bir kısmını alıyor. Gerek işyerimizde veya okulumuzda, gerekse dışında siyasi ve örgütsel faaliyet hayatımızın merkezinde yer alıyor. Bu durumda, teorik gelişmemize ayırabildiğimiz zaman istenilen düzeyde olmuyor. Yaz Kampı ise zamanımızın tamamını kendimizin kontrol edebileceği bir olanak sunuyor bizlere. Kamp süresince teorik-politik gelişmemiz asıl amacımız olmak üzere asgari düzeyde de olsa yaz günlerinin bizlere sunduğu dinlenme fırsatını da kaçıracak değiliz elbette.

Kısacası, yaz kampımız işçi sınıfı devrimleri için muazzam bir enerji depolamak anlamına gelecek!

 * * *

Trotskiy eğitimi sürüyor

Yaz kampımızın ön hazırlığı olarak bu yaz DİP bölge örgütlerinde yoğun bir Trotskiy eğitimi sürüyor. Bu eğitim, Trotskiy’in Marksizme büyük katkısı Sürekli Devrim teorisinin enine boyuna öğrenilmesini ve tartışılmasını da, Stalinist bürokrasi tarafından boğulmuş devrimin tarihinin ve geleceğinin incelenmesini de kapsıyor. Ayrıca Komünist Enternasyonal’in Lenin’in ölümünden sonra ne hale geldiği, 1925-27 Çin devriminin “Tek Ülkede Sosyalizm” çarpık teorisine nasıl feda edildiği ve Avrupa işçi sınıfının faşizmin kollarına nasıl terk edildiği enine boyuna tartışılıyor. Bütün ihanetlere, 1936 Moskova duruşmalarına, Marksizmin çarpıtılmasına rağmen II. Dünya Savaşı arifesinde, çıkması kesinleşen savaş sürecinde, bürokratik yozlaşmaya uğramış olsa da SSCB’yi savunmak gerektiğini öne süren Trotskiy’in izinden giderek Marksizmi savunmanın koşul ve yöntemlerini bilince çıkarıyoruz.