Amerika, Amerika’yı yeniden dizayn ediyor!

Libya’da emperyalizm ve uşakları kazandı. Düşmanları Kaddafi’yi cesedi çürüyene kadar eski bir et deposunda yarı çıplak yere fırlatılmış halde tuttular, gelen geçene seyrettirdiler. Emperyalizme yakışır! Saddam’a, Usame bin Ladin’e, El Kaide Yemen’in lideri el Evlaki’ye uygulanan yargısız infazlardan sonra, tencere yuvarlandı kapağını buldu. Böyle emperyalizme böyle uşak!

Libya’da emperyalizm ve uşakları kazandı. Düşmanları Kaddafi’yi cesedi çürüyene kadar eski bir et deposunda yarı çıplak yere fırlatılmış halde tuttular, gelen geçene seyrettirdiler. Emperyalizme yakışır! Saddam’a, Usame bin Ladin’e, El Kaide Yemen’in lideri el Evlaki’ye uygulanan yargısız infazlardan sonra, tencere yuvarlandı kapağını buldu. Böyle emperyalizme böyle uşak!

Arap devriminin soldaki düşmanları hemen mal bulmuş mağribi gibi bunun üstüne atladı. “Bu ne biçim bahar, olmaz olası” dediler!

Tunus’ta piyasa İslamı seçimleri açık ara kazandı. Arap devriminin düşmanları bir başka mağrip ülkesinde yine kendilerine koz buldular. “Devrim bunun neresinde? İslamcıları başa getiren bir halk devrim yaşamış olabilir mi?”

Arap devrimi diye satılmaya çalışılan şey Amerika’nın Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmesinden başka bir şey değildir, bu insanlara göre.

Ama aynı mağribiler Wall Street İşgali hareketine ve onun izinde 15 Ekim’de dünyanın dört bir köşesinde yüzlerce şehirde sokağa çıkan kitlelere sonuna kadar sahip çıkıyor, onları yüceltiyorlar. İyi de ediyorlar.

Oysa Wall Street İşgali hareketinin internet sitesi, hareketi şöyle tarif ediyor:  “Wall Street İşgali çeşitli ırklardan, cinsiyetlerden ve siyasi anlayışlardan insanların öndersiz direniş hareketidir. Tek ortak yanımız, yüzde 1’in açgözlülüğüne ve ahlâksızlığına artık tahammül etmeyecek olan yüzde 99 olmamızdır. Amaçlarımızı gerçekleştirmek için ‘Arap Baharı’nın devrimci taktiklerini kullanıyoruz.”

Hareket, eylemlerinde “Arap Baharı” diye pankartlar taşıyor. Arap devrimine karşı gazeteler bu pankartları gösteren fotoğraflar yayınlıyor ve yine de hareketi övüyorlar. İlham kaynağı Arap devrimini yerin dibine batırıyorlar, onun izleyicilerini göğe çıkarıyorlar.

Oysa, biraz dikkatli dinleselerdi, Arap devrimini yerden yere vurmak için kullandıkları ABD yönetiminin devrimlere sahip çıkar görünen demeçlerinin aynısının Wall Street İşgali için de verildiğini duyarlardı. Wall Street İşgali’ni Obama övdü. Hillary Clinton övdü. Demokrat Parti’nin Temsilciler Meclisi grup başkanı Nancy Pelosi övdü. O zaman tek bir sonuca varabiliriz: Amerika, Amerika’yı yeniden dizayn ediyor!

Gerçek şudur: Arap devrimi (Aralık 2008 Atina isyanı bir erken haberci olarak bir kenara bırakılırsa) yeni açılmakta olan Üçüncü Büyük Depresyon döneminin ilk büyük devrimci dalgasıdır. Dünya çapında çok uzun sürmüş bir gericilik dalgasının ardından, Arap ülkelerinde ise İslamcı hareketlerin Amerikancı diktatörlüklere karşı tek kitlesel muhalif hareket olarak kalmış olduğu bir evrede, elbette ki çelişkilerle malûl olarak doğacaktır bu devrimler.

Tunus’ta piyasa İslamcılarının seçimi kazanması bunun sonucudur. Yakın dönemin son devrimci dalgası olan 1968’in merkez üssü Fransa’da 10 milyon işçinin genel grevi ve gençliğin kurduğu barikatlar, Fransız cumhurbaşkanı de Gaulle’ün ülkeden kaçmasına yol açmıştı. Ama bir ay sonra seçimi açık ara kazanan da o oldu! Mayıs 1968 de mi Amerika’nın dizaynı idi, gerici idi?

Libya ise Arap devriminin Vendée’sidir. Her devrimin içinde, bütün halkın karşı devrimci yönde ayağa kalktığı coğrafyalar olur. Fransız devriminde Vendée bölgesi bunun simgesidir. Libya’da hakim sınıf içi bir çatışma, emperyalizm işin içine girince karşı devrimci bir karakter kazanmıştır. Bunları başından beri yazıyoruz. Ama “dizayn” teorisi taraftarları karşı devrimci güçlerin barbarlığını devrimcilerin hanesine yazmaya çalışıyorlar.

Arap devrimi Wisconsin’den Madrid’e, Atina’dan Tel Aviv’e, Wall Street’ten Roma’ya uzanan yüzlerce şehirde işçi sınıfına ve gençliğe isyan şevkini ve cesaretini kazandırıyor. Bunlar dünya çapında yaklaşmakta olan bir devrimci dalganın düzenle ilk kılıç şakırdatmalarıdır.

Devrimin karşısında yer alan kendini karşı devrimciliğe mahkûm eder.

* Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Kasım 2011 tarihli 25. sayısında yayınlanmıştır.