Tunus’ta devrimin birinci yıldönümü

Mısır devriminin başladığı gün olan 25 Ocak, Mısırlı devrimcilerce devrimin yıldönümü olarak kutlanıyor. Gerçek sitesi olarak, Arap devriminde bugüne kadar en önemli devrim karakterini taşımış olan Mısır devriminin yıldönümünü bir bütün olarak Arap devriminin yıldönümü olarak kabul ediyor ve Arap devrimini değerlendiren bir dizi yazı yayınlıyoruz. Sungur Savran’ın 25 Ocak günü yayınlanan genel değerlendirme yazısından sonra, ikinci sırada Arap devrimini başlatan ülkede, Tunus’ta devrimin ne durumda olduğunu ele alan bir yazıyı aşağıda sunuyoruz. Bu vesileyle sadece Tunus devriminin değil, bütün Arap devriminin kahramanı haline gelen Muhammed Buazizi’yi ve dizleri üzerinde yaşamaktansa ayaklanarak ölmeyi seçen öteki devrim şehitlerini saygıyla anıyoruz.

Tunus’ta devrim ilk yılını tamamladı. Yılların diktatörü bin Ali 14 Ocak 2011’de işçi sınıfı ve varoş gençliğinin başı çektiği sokak savaşlarının ve ülkenin tek işçi konfederasyonu UGTT’nin protestolarının ardından Suudi Arabistan’a kaçmak zorunda kaldı.

Aradan geçen bir yılda Tunus işçi sınıfı ve gençliği dışarıdan seçimlere odaklanmış gibi görünseler de bir yandan hayatlarını değiştirmek için kendi elleriyle verdikleri mücadelelerine de devam ediyorlar. İlk adımını başarıyla atan bir devrimin bir süre soluklansa bile yeniden alevlenmesi ihtimal dışı değildir. İşçi sınıfı ve gençliğin düzen içi güçler tarafından hemen evlerine kapanmaya ikna edilmesi zordur. Ama İslamcısı, liberali ve sosyal demokratı ile düzen güçlerinin tüm çabası da bunun içindir.

Düzen cephesi

Ekim ayında yapılan Tunus seçimlerinden İslamcı Ennahda, liberal eğilimli Cumhuriyetçi Kongre ve sosyal demokrat Ettakatol en güçlü partiler olarak çıktılar ama seçimlere katılım yüzde elli civarında kalmıştı. Kasım ayında bu üç parti kendi aralarında çatışmayı göze almak yerine devrimi yatıştırıp kendi içlerinde eritmek için koalisyon hükümeti kurdular.

Ama burjuvazinin üç farklı silahını bir arada sahaya sürmesi Tunus Devrimi için bir avantaja da dönüşebilir. Hükümette bu üç odağın birden yıpranmasıyla burjuvazinin elinde, kendi düzenini savunmak için sadece ordu kalabilir. Hükümet dışında kalan burjuva partileri bu durumu fark etmiş olacaklar ki ortak bir kongre ile birkaçı tek bir parti halinde bir araya geldiler. Bu ekibe az daha eski komünist parti de katılıyordu.

Hükümetteki partilerin bakanları incelendiğinde bunların çok açıkça burjuvazinin temsilcileri olduğu görülüyor: patronlar, holdinglerin üst düzey yöneticileri, nüfuzlu gazeteci, avukat, doktor ve profesörler. Tunuslu kitlelere bu hükümetin bir şey vaat edemeyeceği neredeyse kesindir. Zaten şimdiden İslamcı İçişleri Bakanı’nın seks kasetinin internete düşmesi, kötü giden ekonomi ve Tunus Dinarı’nın değer kaybetmesi sorun yaratıp duruyor. İç ve dış yatırım sıfıra yakın, turizm durmuş durumda, grevler her yerde patlak veriyor.

Devrim cephesi

İşçi sınıfı ve gençlik ise kendi talepleri temelinde mücadeleye devam ediyorlar. Birçoğu yasadışı olmak üzere bir yıl içinde beş yüzden fazla işletmede greve çıkıldı. İşçi bölgesi Gafsa vilayetinde tarım işçileri 9 Ocak’tan beri açlık grevindeler; talepleri insanca yaşamak, protestonun nedeni ise hükümetin vurdumduymazlığı. Onların bu eylemini desteklemek için UGTT (Tunus Genel İşçi Sendikası) 17 Ocak’ta tüm vilayet çapında bir grev düzenlendi.

25 Ocak’ta ise ülke çapında bir genel grev düzenlenecekti ama hükümetin geri adım atması üzerine UGTT şimdilik bunu askıya aldı. Genel grev tehdidiyle hükümete kabul ettirilen talepler herkesin sözleşmeli çalışan kapsama alınması, yaşı ilerlemiş işçilerin iş güvencesinin sağlanması ve işe alımda yaş kısıtlamalarının kaldırılması, ücretlerde iyileştirme... Kalan başlıklarda anlaşılamazsa 30 Mart’ta büyük bir genel grev yapılması planlanıyor.

19 Ocak’ta ise Merkez Bankası çalışanları başkan ve yöneticilerin görevden alınması talebiyle eyleme geçtiler. Yıllardır bankada çalışanların ücretlerinin iyileştirilmesini ve boş pozisyonlara bu çalışanların atanmasını istiyorlar. Hükümet ise tüm yönetici kadrolara kendi adamlarını yerleştirmeye çalışmakla meşgul.

Ocak ortasında Silyana vilayetindeki işçiler vilayet çapında beş gün süren bir genel grev örgütlediler. Grev boyunca vilayetteki ana yollar bloke edildi. Eylemcilerin talepleri hayat standartlarının yükseltilmesi. Grev o kadar etkili oldu ki Cumhurbaşkanı grevcilerle görüşmek zorunda kaldı. İtalyan petrol devi ENI’nin çalışanları, madenciler, gıda endüstrisi işçileri grevlere gittiler.

Ama Tunus’ta kapitalizmin kanayan yaraları enflasyon ve işsizlik, kazanımlara rağmen halkın belini bükmeye devam ediyor. Grevlerin ve yürüyüşlerin birçoğu polis saldırısı ile karşılaşmaya başladı. Bu sebeple hükümet tarafından organize edilen devrimin birinci yılı kutlamaları oldukça sönük kaldı, kimi yerlerdeki eylemlerde ise protesto havası hâkimdi. Devrim parlamentodaki ve hükümetteki düzen güçleri tarafından evcilleştirilebilecek mi yoksa 2012’de yeni bir şahlanışa mı girecek hep beraber göreceğiz.