Arap devrimi Türkiye için ne demek?

Tunus ve Mısır’da diktatörleri önüne katıp süpüren, Bahreyn, Yemen, Ürdün ve giderek başka ülkelerde kitleleri sokağa döken, Libya’da bir iç savaşa yol açan Arap devrimi, Türkiye’nin ekonomik, politik ve ideolojik ortamını da mutlaka etkileyecek büyük bir kasırgadır. Bu etkiler çok karmaşık ve öngörülemez biçimlerde olabilir, ama bazı olasılıkları şimdiden göz önüne almak gerekir.

Ekonomik alanda:

  • Arap dünyası petrol ve doğal gaz rezervleri bakımından çok zengin olduğu için, enerji fiyatları bu isyan dalgasından ciddi biçimde etkilenecektir. Bu, zaten sorunlarla boğuşmakta olan dünya ekonomisini altüst ederek Türkiye’yi de yeniden krize sürükleyebilir. Ama daha dolaysız biçimde petrolün ve doğal gazın fiyatlarının artışı, Türkiye’nin zaten çok yüksek olan dış açığını başa çıkılmaz bir düzeye yükseltebilir, enflasyonun da bir miktar artmasına yol açabilir.

  • Türkiye’nin Arap dünyasında (en başta Libya ve Körfez ülkelerinde) çok büyük ölçekli müteahhitlik hizmetleri vardır. Bunlar 36 milyar doları bulmaktadır, yarısına yakını ise şimdiden altüst olmuş olan Libya’dadır. Bu hizmetlere bağlı olarak Arap ülkelerine önemli miktarda inşaat malzemesi ihracatı da yapılmaktadır. Bu faaliyetlerin darbe yemesi, Türkiye’de büyümeyi ciddi biçimde etkiler.

  • Türkiye Körfez bölgesi başta olmak üzere İslami finans akımları ile düzeyi tam bilinmeyen bir ilişki içindedir. Arap sermayesinin daha emniyetli sığınaklara doğru kaçmaya başlaması, Türkiye’yi yabancı sermaye akımları bakımından da zorlayabilir.

  • On binlerce Türk işçisi ve mühendisi Arap ülkelerindeki şantiyelerde çalışmaktadır. Bu insanlar işsiz kalabilir.

Politik alanda:

  • ABD Arap devrimini durdurmak, durduramazsa kendi kontrolüne almak üzere çok büyük bir çabaya girişecektir. Şimdilik ABD (ve İsrail) açısından telaffuz edilen tehlike bir proleter devrimi değil, Arap devriminin İslamcılığın, en başta da Müslüman Kardeşler’in ve benzeri örgütlerin yönetimine girmesidir. ABD, bu hareketleri evcilleştirebilmek amacıyla, yakın geçmişte İran ve İsrail dolayısıyla gerilim içine girdiği AKP’yle yeniden bir yakınlaşma içine girebilir.

  • Arap devrimi Türkiye’de de kitleler üzerinde dolaysız bir etki yaratabilir. Mısır’daki Tahrir eylemlerine benzer mücadelelerin, Diyarbakır başta olmak üzere çeşitli Kürt kentlerinde ortaya çıkması şaşırtıcı olmayacaktır. (Elbette, bu, büyük ölçüde Kürt hareketinin taktiklerinden de etkilenecektir.) Kürt halkının bu tür bir mücadeleye yönelmesi halinde, Türkiye’nin batısında ne tür gelişmeler olacağını kestirmek çok zordur.

  • Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ABD ve Britanya emperyalizmlerinin çıkarlarını tehdit eden devrimler ve isyanlar, Kıbrıs’ın jeostratejik önemini arttırır. Bu da Kıbrıs üzerinde mücadelenin önümüzdeki dönemde daha gerginleşmesine, adada anti-emperyalist görevlerin öncelik kazanmasına vb. yol açar.

İdeolojik alanda:

  • Arap devrimi hem dünya çapında, hem de Türkiye’nin de bir parçası olduğu coğrafyada yepyeni bir dönemin açılması anlamına geliyor. Bundan sonra kitlelerin kendi çıkarlarını kendi mücadeleleriyle elde edebileceklerine dair çok daha büyük umudu olacaktır. Dolayısıyla, Türkiye’de toplumsal mücadeleye olan inancın kitleler nezdinde güçleneceği söylenebilir.

  • Arap devrimi Marksist sosyalizmin, dünyada olduğu gibi, bu topraklarda da yeniden prestij kazanmasına, işçi sınıfı ve gençlik içinde ilgi görmeye başlamasına yol açacaktır.