Yunanistan’da okul işgalleri

Yunanistan, Avrupa’nın tümünü etkileyen krizin yakıcılığının en çok hissedildiği ülkelerin başını çekiyor. 18-25 yaş arası işsizlik %60 oranında ve bu, ülkedeki protesto eylemlerinde işsiz gençliğin sesinin bir hayli yüksek çıkmasına neden oluyor. Krizin faturasını her geçen gün daha fazla işçi emekçiye ödettirmeye gayret gösteren, protesto eylemlerini sert bir şekilde bastırmaya çalışan hükümet, kendi mezar kazıcılarından biri olarak gördüğü gençliğe yönelik de sert önlemler alıyor.

Hükümetin gençlik mücadelesini (öğrenci ve işsiz gençlik) sekteye uğratmak için yürürlüğe soktuğu “reform”la birlikte getirilen sınav sistemi ile birçok öğrencinin başarısızlığa mahkûm edilmesi, ülkenin niteliksiz işçi cennetine dönüşmesi, küçük yaştan itibaren sömürünün ve uzun çalışma saatlerinin gençliğin omuzlarına yüklenmesi planlanıyor. Okumayı başaramadığı için okuldan atılan ve kriz koşulları nedeniyle bir an önce iş bulmak zorunda kalan gençler, patronların ucuz maaşlarla çalıştıracağı “yolunacak kaz”lar olarak piyasaya sürülmek isteniyor. Hükümet bunları yaparken öğrencilerin cevabı ise ülke çapında 500’den fazla ortaokulun ve üniversitenin işgal edilmesi oldu.

Üniversite işgallerinde, okul yönetimi ile polisler işbirliği halinde öğrencilere saldırdılar. Uzun bir süredir okullara girişleri, özgür düşüncenin ve eylemliliğin serbestçe yaşanması amacıyla yasaklanmış olan polisler, iktidarı korumak için, ellerini kollarını sallayarak üniversitelerin içinde mücadeleci öğrencilere saldırmaya başladı. Öğrencilerin tüm okulları işgal kararı aldığı, polislerin ise bunu engellemek için her türlü baskıyı uygulama hazırlığı yaptığı bir dönemde gelindi 17 Kasım’a.

1973 yılının 17 Kasım günü, o dönem yönetimde olan ve “albaylar cuntası” olarak bilinen askeri diktatörlüğe karşı başkaldıran öğrencilere yapılan saldırılar sırasında 44 kişi hayatını kaybetmişti. Her yıl 17 Kasım’da düzenlenen protestoların bu seneki işgal hareketlerinin yarattığı dalga ile daha da etkili olmasından korkan hükümet, polisleri üniversitenin içinde bekleterek olası bir işgali engellemeye çalıştı. Yani öğrenciler işgal etmesin diye polislere işgal ettirdi okulları!

Krizin ağırlığını üzerlerinde hisseden öğrenci ve işsiz gençlik, kendilerini geleceksiz bırakan sisteme karşı ayağa kalkmış durumda. Aralarında Devrimci İşçi Partisi’nin Yunanistan’daki kardeş partisi EEK’in gençlik örgütü OEN’in kitlesel olarak bulunduğu on binlerce öğrenci, hükümetin kendilerine karşı açtığı savaşta, bulundukları her alanda etkili bir şekilde protesto ağı örebilir ve mücadelelerini sistem karşıtı, işçi sınıfı ile bağları kuvvetli olan bir perspektife yerleştirebilirlerse hükümet daha da köşeye sıkışacaktır.

Yapılan işgallerle ilgili ayrıntıları bilgileri ise bir sonraki yazımızda OEN’li yoldaşlarımızın kaleminden mücadele perspektifi ile birlikte aktaracağız.