Türkiye için Obama mı daha iyi olur, Romney mi?

Hâkim sınıfın sözcüleri, başta ABD olmak üzere büyük emperyalist ülkelerin seçimleri döneminde hep aynı şeyi tartışırlar: “Türkiye’nin çıkarları” açısından hangi seçim sonuçları olumludur, hangileri olumsuz? Hangi parti ya da aday kazanırsa “Türkiye’nin lehine” olur? Bu, dış politikanın bütünüyle yanıltıcı bir şekilde ele alınması demektir. “Türkiye’nin çıkarları” diye bir şey yoktur. “Türkiye burjuvazisinin çıkarları” vardır. Onun bile farklı kanatlarının bazen farklı çıkarları vardır. Buna karşılık, Türkiye işçi sınıfının çıkarları burjuvazinin çıkarlarından çok farklıdır.

Öyleyse, soruyu yaklaşan ABD seçimi için yeniden soralım: Türkiye burjuvazisinin çıkarları açısından Obama ile Romney’nin yarışı ne ifade ediyor? Obama, bizim coğrafyamızda, kendinden önceki George W. Bush yönetiminin 11 Eylül’e cevaben neredeyse bütün İslam dünyasına savaş açan tavrının hasarını onarmaya çalışıyor. Görev süresi boyunca, Arap ve Müslüman dünyasına daha uzlaştırıcı bir yaklaşımı, İsrail’in gerek Filistin sorunundaki saldırganlığını, gerekse İran’la nükleer silah ürettiği gerekçesiyle savaşma eğilimini bir ölçüde gemlemeyi, Arap devrimlerini yatıştırmak için Müslüman Kardeşlerle işbirliği çabasını bir hat olarak benimsemiştir. Bu yüzden de eskiden Batı dünyasına çok daha sert muhalefet eden Müslüman Kardeşleri evcilleştirmek için Tayyip Erdoğan’ın AKP’sini İslamcı harekete model gösteriyor. İsrail’i gemlemek istediği için de Erdoğan’ın İsrail’e karşı efelenmelerini kısmen hoşgörü ile karşılıyor.

Bush ile aynı partiden (Cumhuriyetçi Parti) olan Romney ise çok daha keskin bir İsrail taraftarıdır. Obama’nın ve Demokrat Parti’nin Arap devrimlerine fazla yumuşak yaklaştığını, Müslüman Kardeşlerle işbirliği yapılmaması gerektiğini, “terör”e karşı çok daha sert mücadele verilmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu bakımdan, Fethullah Gülen’in İsrail’i koruyan çizgisi Romney ile çok daha uyumludur. Cemaat, muhtemelen Romney’nin başkanlığında ABD açısından öneminin artışına tanık olacaktır. Buna karşılık, Erdoğan’ın Romney yönetiminde bir ABD nezdinde zamanla istenmeyen adam haline gelmesi bile mümkündür.

CHP açısından ise işler karışıktır. CHP Müslüman Kardeşler dâhil İslamcılığın her türüne karşıdır, Türkiye’de İsrail’in en yakın dostu siyasi güçtür. Bu, onu Romney’e yaklaştırmaktadır. Ama Cumhuriyetçi Parti’nin cemaati destekleme olasılığı CHP açısından son derecede olumsuzdur.

Son tahlilde, iki aday arasında dış politika bakımından farkları büyütmemek gerekir. Obama Siyonist İsrail’in savunulmasından vazgeçemez. Romney’in şimdilik örneğin Mısır’da Müslüman Kardeşlerle işbirliği yapması kaçınılmazdır. Seçimden sonra her ikisi de Suriye’de Esad’ın işini bir askeri müdahale ile bitirebilir. ABD’nin dış politikası başkanlardan çok Pentagon’un ve CIA’nın yönettiği bir politikadır.

Başlığımızdaki sorunun cevabı açıktır: Türkiye’nin işçi ve emekçileri için Obama da Romney de kötüdür. Çözüm emperyalizmle savaşmaktır! Baş düşmanımızın başkomutanı seçiliyor! O kadar!

 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Kasım 2012 tarihli 37. sayısında yayınlanmıştır.